Bu başlığın editörden geçip geçmeyeceğinin ikilemi arasındaydım ama olsun varsın, ben yazayım gerisi allah kerim, enflasyon konusunda geri döndük…
Tüm haberlerde, manşetlerde enflasyon, fiyat artışları, ardı ardına gelen akaryakıt zamları ve
‘’Winter is coming’’ klişeleri arasından sıyrılıp hızlıca bir konuya girizgâh yapalım.
Aylardır yazdığım ve özellikle yaz aylarında herkes tenini bronzlaştırmak ve arka fonda deniz varken ayaklarının resmini çekmekle meşgulken mutfakta hazırlanan “enflasyon ateşinin” nasıl yakıcı bir hale geleceğini dilimiz döndüğünce anlatmaya çalışmıştık.
Şimdi daha da netleşen tablo üzerinden ilerleyelim, 2022 yılı içerisinde olmasını beklediğim seçimlerin arifesinde yaşanan ve ufukta bekleyen zamların etkisi ile asgari ücrete yapılacak olan zammın %25-30’larda olması bekleniyor ancak bu oran yeterli değil. Özellikle yoksulluk sınırının 10.000 Türk lirası üzerine çıktığı ülkemizde yine de birbirini tetikleyici olması ve tüketici enflasyonuna etki etmesi açısından önem arz ediyor. Yükselen emtia ve hammadde fiyatları dolayısıyla da üretici fiyatlarında etkili olacak artışlar sonrasında başlıkta bahsettiğimiz “Altın Vuruşa” doğru gidiyoruz.
Bir şekilde de olsa tarihinden erken olmasını beklediğim seçim sonrasına bırakılacak önlemler ve tedbirleri bir kenara bırakacak olursak sıkı bir 2022’ye giriyor olacağız.
Sıkı derken iniş çıkışları yüksek, türbülanslı, kendi deyimimle “Roller Coaster” gibi, yani bu daha çok yetişkinlere yapılmış lunaparklardaki mekatronik eğlence düzeneklerinde olduğu gibi insanın içini kaldıran, zaman zaman gözünü kapattığı bir yılı yaşamaya adayız.
Ne yapabiliriz? Aslında pek bir şey yok yapabileceğimiz…
Hane halkı ve şirketlerde döviz alımının süreklilik arz ettiği ve “90’lı yıllardan kalan enflasyonist alışkanlıkların çok çabuk tekrarladığı bir ekonomik ortama doğru dörtnala koşuyoruz.
Bunu ekonomistler fiyatlama alışkanlıklarının bozulması olarak tanımlıyorlar ama ben fiyatların abuk sabuk hale gelmesi olarak söylemeyi tercih ediyorum. Daha geçtiğimiz haftadan bu yana akaryakıta toplamda 1 Türk lirası zam geldi.
Enflasyon kısaca evde var olan ve hiçbir şekilde yakalayamadığınız hırsız aslında. Sürekli sizden bir şeyler çalıyor ve siz bu çalınan şeyleri yerine koymak için deli gibi uğraşıyorsunuz. Ama koyabildiğiniz bir şey olmadığı gibi günün sonunda elinizde baştakinden daha az bir varlıkla kala kalmanız çok olası…
Toplumun gelir olarak en alt kesiminde olanların enflasyondan en fazla etkilenmesi söz konusu, bunu seçime malzeme yapmakta politikacıların en çok sevdiği şey.
Geçenlerde bir görüşmede “Politikacılar ekonomiyi önemsemez, sadece bir araç olarak kullanırlar.” sözü aklıma takıldı.
Pandemiden çıkmaya çalıştığımız şu dönemde asıl önem verilmesi gereken konu, toplumdaki düşük gelirli kesimlerin asgari yaşam standartlarını karşılayabildiği ve giderek artan fiyatların altında ezilmeden yaşayabileceği bir gelire kavuşabilmesini sağlamak.
Önümüzdeki dönem gerçek anlamda iş, gelir ve enflasyon fırtınasından korunabileceğim bir kuytu aramakla geçecek..
Herkese sağlık ve güzel günler dilerim.