Çocuk Potansiyeli ve Beslenme Hakkı…

0
339

Temel bir insan hakkı olan beslenme hakkı, birçok uluslararası ve ulusal metinde düzenleme bulmuş, güvence altına alınmıştır. Ancak bir hakkın yasal metinlerde yer alması kişilerin bu hakkın kullanımında bir engelle karşılaşmadığı, uygulamada adaletsizliklerin yaşanmadığı anlamına gelmemektedir. Bu sebeple, yazıda kapsamlı bir konu olan beslenme hakkı dezavantajlı gruplardan biri olan çocuklar özelinde ele alınacak ve Covid-19 salgınıyla beraber artan yoksulluk neticesinde çocukların potansiyellerinin tam olarak gerçekleştirmesindeki engellerden biri haline gelen beslenme hakkı üzerinde durulacaktır. Son olarak, devletin bu hak özelinde yükümlülüklerine ve acil çözüm planına yer verilecektir.

Beslenme, kişilerin büyümesi, gelişmesi, sağlığının korunması ve üretken olması amacıyla gerekli olan besin ögelerinin vücuda alınması ve vücudun da bunu kullanmasıdır. Besin ögelerinden herhangi birinin eksik alınması ya da gereğinden az veyahut çok alınması yahut hiç alınmaması kişilerin büyüme ve gelişmesine engel olabilecek aynı zamanda sağlığının bozulmasına yol açabilecektir. Sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenme kişilerin, çocukluk dönemlerinde fiziksel ve zihinsel gelişimiyle; gelecekte sağlıklı bir yaşam sürmeleri açısından oldukça önemlidir. Beslenmenin bu denli önemi, birçok yasal metinde temel hak olarak düzenlenmesine etki etmiş, bu düzenlemeler neticesinde çocuklar için güvence sağlanması hedeflenmiştir.

Çocukların beslenme hakkına dair temel uluslararası düzenlemeler, Çocuk Hakları Bildirgesi’nin 4. ilkesinde düzenlenen çocuğun yeterli beslenme hakkı; Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin 24. maddesinde yer alan temiz içme suyu ve besleyici yiyecekler sağlanması, yetersiz beslenmeye karşı mücadele edilmesine dair taraf devletlere getirilen yükümlülükler olarak ifade edilebilir. Bununla birlikte, Türkiye’de beslenme hakkına dair mevcut yasal düzenlemelerde doğrudan bir düzenleme yer almamakta, bu hakka dolaylı olarak yer verilmektedir. Oysa, 1961 Anayasa’sında “devletin halkın gereği gibi beslenmesi için gerekli tedbirleri alacağı” şeklindeki hükmüyle beslenme hakkına açıkça yer verilmişti. 1982 Anayasa’sında ise beslenme hakkına dair devlete pozitif yükümlülük getiren bu düzenlemeye doğrudan yer verilmemiş, bu kapsamda beslenme hakkı; yaşam hakkı ve sağlık hakkı çatısı altında yer almıştır. Keza, Milli Eğitim Kanun’u 2. maddesinde yer alan “beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş̧ bir kişilik” ifadelerinden de beslenme hakkının dolaylı olarak düzenlendiği sonucuna varılabilir. Her ne kadar uluslararası ve ulusal metinlerde beslenme hakkı düzenlemiş olsa bile, devletler tarafından yürütülen yetersiz ve doğru olmayan politikalar, savaşlar, iklim krizi, covid-19 salgınıyla derinleşen yoksulluk birçok çocuğun yetersiz, dengesiz ve sağlıksız beslenmesine neden olmaktadır. Bu beslenme ise aşağıdaki raporlarda da yer aldığı üzere, çocukların sağlıksız gelişmesine sebebiyet vermekte, onların ölümüne neden olmaktadır.

2019 tarihli, “Dünya Çocuklarının Durumu: Çocuklar, Gıda ve Beslenme”  raporuna göre dünyada her 3 çocuktan 1’inin kötü beslendiğini, her 3 çocuktan 2’sinin ise (6 ay- 2 yaş) sağlıklı gelişimleri için gerekli olan destekleyici gıdaları çeşitli nedenlerle edinemediğini ortaya koymaktadır. 2021 tarihli, “Türkiye’de Çocuk Yoksulluğu” raporunda ise 0-3 yaş çocuklarını hazır çorba, şekerli su, pirinç lapası gibi besin değeri bu yaş grubu için yeterli olmayan besinlerle beslemek zorunda kaldığı, hanelerin %38,7’sinde neredeyse her gün öğün atlandığı ifade edilmektedir. UNICEF tarafından yapılan 23 Haziran 2022 tarihli açıklamada ise, 15 ülkede, 5 yaşın altındaki yaklaşık 8 milyon çocuğun, şiddetli düzeyde aşırı zayıflık nedeniyle ölüm riski altında olduğu kaydedilmiştir.

Çocuklar yaşam yolculuklarında yolun en başındayken, gerekli destekleyici gıdayı alamayarak yetersiz beslendiklerinde bedenleri ve zihinleri için geri dönülmez zararlar ile baş başa kalacağı, gelişimlerinin ve potansiyellerinin olumsuz etkileneceği, başarısızlıklarının artacağı, ölüm gibi sonuçlara maruz bırakılacağı su götürmez bir gerçektir. Bununla birlikte, Covid-19 salgını neticesinde tetiklenen ve derinleşen yoksulluk ile gıdanın üretim, dağıtım ve tüketimi etkilenmiş, sağlıklı beslenme halinden daha da uzaklaşılmıştır. Çocukların ihtiyaç duydukları sağlıklı ve birden fazla besine erişimleri kısıtlanmış, beslenme şekilleri olumsuz etkilenmiştir. Türkiye’de, çocuklar bu sene de, okullarda öğün atlayarak beslenmeye devam etmek zorunda kalmaktadırlar. Bu derin beslenememe hali artık -raporlardan da görüleceği üzere- beslenme ile yaşam hakkı krizine dönüşmüştür. Devlet olarak, kriz ve yoksulluk gerçeğiyle yüzleşmek akabinde uluslararası ve ulusal düzenlemeler gereği yükümlülükleri yerine getirmek varken, üç maymunu oynayarak sorunun derinleşmesini ve krizin artmasını beklemek çocukların geleceğini baltalamaktır.

Alarmın sesi giderek artıyorken, bütüncül çözümler ile çocukların sağlıklı gelişmesi ve potansiyellerini gerçekleştirmeleri adına çocuklar için zorunlu olarak bu krizi görünür kılmak ve dur demek zorundayız. Bu sebeple, ekonomik eşitsizliğin giderek arttığı Türkiye’de, acil olarak ilk yapılması gereken, okullarda bir öğün ücretsiz ve sağlıklı beslenme programına geçilmesidir. Zira, yoksulluğun giderek arttığı dikkate alındığında, yoksulluğun baş gösterdiği ailelerde bireylere düşen yiyecek sayısı azalmakta çocuklar yeterli ve dengeli beslenmek imkansız hale gelmektedir. Bu durum, çocukların okula devam etmesi önünde engel olmakta, çocuk işçiliğini arttırmakta, çocukların sağlıksız gelişimine ve ölümlerine neden olarak onların gerçek potansiyellerini ortaya çıkarmasını engellemektedir. Unutulmamalıdır ki, okullarda bir öğün ücretsiz ve sağlıklı beslenme, yaşanan kriz döngüsünde sosyal devletin bir gerekliliğidir. Bu sayede, çocukların açlık hali azalacağından akademik başarısına katkı sağlanacak, akranlar arasındaki iletişimi olumlu etkilenecek, kişiler arası kalıcı eşitsizlik bir nebze azaltılarak, çocukların kısa ve uzun vadeli yaşam kalitesi arttırılacaktır. Özellikle çocuklar için daha zor, daha yıkıcı olan çocukların potansiyellerini tam olarak gerçekleştirme önündeki bu krize dair söyleyebileceğim son söz ise bir şairden olmalıydı. Ne demiş şair “Buraya umutlu günler koydum. Şimdilik uzak gibi görünüyor, ama kim bilir…”

KAYNAKÇA

Aksoy, Naziye& Çoban Sural, Ülkü, Çocuk Hakları Bağlamında Okul Beslenme Politika ve Uygulamalarına Genel Bir Bakış, Prof. Dr. Emine AKYÜZ’e Armağan Akademisyenlikte 50 Yıl, Pegem Akademi, 2018, ss. 46-58.

Arslan, Rukiye&Pekşen Akça, Raziye, Çocukların Eğitiminde Rol Model Oluşturacak Olan Eğitimci ve Usta Öğretici Adaylarının Beslenme Alışkanlıkları, Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, S. 8, 2012, ss. 101-119.

Baysal, Ayşe, Beslenme, Hatiboğlu Yayıncılık, 21. Baskı, 2022.

Derin Yoksulluk Ağı, Türkiye’de Çocuk Yoksulluğu Raporu, https://derinyoksullukagi.org/wp-content/uploads/2021/09/21443_DYA_CocukYoksullugu_BilgiNotu_Web-1.pdf (E. T.: 30.11.2022).

Dünya Çocuklarının Durumu: Çocuklar, Gıda ve Beslenme raporu bkz. https://www.unicef.org/reports/state-of-worlds-children-2019 (E. T.: 30.11.2022).

UNICEF, basın bülteni bkz. (E. T.: 30.11.2022).

UNICEF, basın bülteni bkz. (E. T.: 30.11.2022).

UNICEF, basın bülteni bkz. (E. T.: 30.11.2022).

ÖZTÜRK, Aslıhan Burcu, Çocuk Yoksulluğunda Yaşama, Sağlık ve Beslenme Hakları, Toplum ve Sosyal Hizmet, 2008, C., 19, S. 2, ss. 67-80.