Bizim gibi ya da en azında benim gibi şanslı azınlığa dahil olmayan kesimin diline pelesenk olmuş bir söz vardır. “En iyi tekne arkadaşının teknesidir”.
“Tekne almak saçma bir şey, açılacağın zaman kiralarsın daha iyi” onun bir başka versiyonudur.
Ama maddi imkanları olan insanlar için, ne en iyi tekne arkadaşının teknesidir ne de kiralamak mantıklı bir seçenektir. Arkadaşının teknesi davet edilmediğin sürece ya da müsait olmadığı sürece uzaktan bakacağın bir eğlencedir.
Ya da kiraladığın tekne sana çoğu zaman amaçladığın özgürlüğü sunmaz. Kuralları başkası koyar. Oysaki, tekne hayali sadece suyun üzerinde giden bir araç ihtiyacından ibaret değildir. Tekne bir yaşam tarzıdır. İstediğin an herkesten izole olabileceğin nadir imkanlardan biridir. Ev gibi değildir.
Kapını çalan ısrarcı davetsiz misafirler yoktur. Farklı manzaralarda günü batırıp yeni bir diğeriyle güne uyanabileceğin bir yaşam sunar. Güvertesinde yürümek, “cockpit”te keyif yapmak, “bow’”da uzanıp güneşlenmek, ucuz bucaksız mavilikte dümene geçmek, ruhunu dinlendiren, huzur veren aktivitelerdir.
Tekne hayatının bu özgür yaşam tarzı, her şeye sahip insanlara bile her zaman heyecan veren bir şey olmuştur. Sanırım tekneler ya da lüks yatlar “bu bana yeter” diyebileceğiniz son oyuncaklardır.
Lüks literatürde eski bir söz, “İnsanın teknesinin boyu yaşıyla orantılı olmalıdır” der. İmkanları yüksek olan tekne tutkunları ne demek istediğimi çok iyi anlayacaktır. Çünkü her zaman kesinlikle daha büyüğüne ihtiyaç vardır. Büyük mutlulukla iskeleden ilk kez ayrıldığınız o tekne, bir süre sonra küçük gelmeye başlar. Ve bu çok kısa bir sürede olur.
Sadece boyutla alakalı olmasa da 24metreden büyük ve yüksek kalite lüks sunan yatlar süper yat diye adlandırılır. Bir süper yat sahibi olmak sizi seçkin bir kulübe dahil eder.
Nasıl bir yat alacağınıza karar verirken dikkat etmek gereken bazı şeyler vardır. Mesela, motor yat mı yoksa yelkenli mi istiyorsunuz? Kıyı şeritlerinde tur atmak mı yoksa okyanusları aşıp ufku mu takip etmek istiyorsunuz? Kaç kişilik konaklama imkanı olmalı güvertede? Havuzu olmalı mı?
Bir teknenin yetenekleri, kullanım amacınızla doğrudan alakalıdır. Yaşam tarzınıza, ihtiyaçlarınıza gereksinimlerinize neyin hitap ettiğini doğru anlamak, doğru yatı almak için çok önemlidir. Lüks yat fuarlarını gezmek bu karmaşık ve dinamik dünyayı takip edebilmek için doğru bir başlangıç olabilir.
Şahsen bana, açık denizde suyun üstünde durması bile yeter ama, tabi ki lüks kültür bununla yetinmez. Mobilyasından kullandığı teknolojiye, aksesuarından mürettebata, hatta bilardo masasından piyanosuna, dev ekranından ses sitemine, güvertede jakuzisine, jet skiden ekstrem dalış oyuncaklarına sonu yokmuş gibi gözüken bir keyiftir.
Bunlarla da bitmiyor.. Kara ile kurduğun geçici ilişkinin bağlantısı olan marinası, marinalardaki lüks restoranlar, kafeler, alışveriş mekanları, konaklama alanları bu ayrıcalıklı tutkunun birbiriyle sıkı sıkıya bağlı elementleridir. Zincirin her bir halkası bir diğerini doğurur ve hepsi bu zincire ortam hazırlayan ilk halka olan tekne sahibinin yüksek zevklerine hitap edecek düzeyde kalite sunmalıdır.
Lüks tekne sevdası bariz şekilde değeri ve fiyatı yüksek bir zevktir. İngiltere merkezli bir broker firmasının yayınladığı rapora göre, lüks bir yatın yıllık masrafı satın alma fiyatının %10’nu bulabiliyor. Yıllık bakım ve işletme maliyetlerinin yanı sıra personeli, marina maliyetleri, sigorta ücretleri derken çok yüksek rakamlara ulaşıyor. Yaşam tarzı olarak benimsemeden yılda sadece birkaç hafta heves gidermek için almanın hiç de mantıklı olmayacağı aşikar. Tabi ki bu durumda diğer bir ihtimalle kiralama yoluna gidilebilir.
Lâkin konumuz lüks olduğu için oradan devam edeceğim. Yemek, yakıt ve personele ödeyeceğiniz ekstraları hesaba katmadan 100 bin dolarların üstüne çıkan haftalık hatırı sayılır lüks tekne ya da yat kiralama ücretleri mevcut.
Farklı yazılarda olduğu gibi bu makalenin amacı, lüks tekneleri tanıtmak ya da onların fiyatlarından bahsedip şaşkınlık yaratmak değil. Teknolojik ya da mekanik ekipmanları konusunda bilgi vermek de değil.
Maksat, lüksle olan yakın ilişkisi konusunda fikirler paylaşmak.
Her zaman söylediğim gibi bir şeyin lüks olmasının sebebi fiyatının çok yüksek oluşu ya da çok tercih edilir oluşu değildir. Lüks, bir yaşam tarzıdır. Bir değerdir. Kültürdür.
Bu yaşam tarzının, ona sahip olma imkanını yakalamış ya da bunun için emek vermiş insanların üstünde bıraktığı etkiyi, hissi anlamaya anlatmak istiyorum. Çünkü kendi teknesinde huzur içinde gün batımını seyredebilmek için bu maliyetleri göz ardı etmiş bir insanın ince zevkleri lüks kültürü dediğimiz şeyin ta kendisidir.