Kime İnanalım?

0
304

Hazır Haziran enflasyon rakamları açıklanmış ve Asgari ücret e de ara zam yapılmışken hemen bir yazı hazırlamak yerinde olurdu…

Hemen haziran 2022 enflasyon rakamı ile başlayalım; TUİK rakamlarına göre aylık artış TÜFE de 4.95% oldu ve yıllık enflasyon rakamı da 78,62% olarak gerçekleşti.1998 yılından bu yana yaşadığımız en yüksek rakama ulaşmış oldu.

Özel kapsamlı TÜFE göstergelerine baktığımızda ise enerji ve gıda dışı mal enflasyonunun yavaşladığı ancak dayanıklı tüketim mal ve hizmete ilişkin fiyat artışlarının devam ettiğini görmekteyiz.

Üretici enflasyon rakamları daha yukarılarda gerçekleşiyor, sırası ile aylık ve yıllık rakamlar 6,77% ve 138,31% olarak açıklandı.

TUİK rakamları açıklanmadan dakikalar önce bir araştırma grubu olarak işe başlayan ama herkesin merakla enflasyon rakamlarını açıklamasını beklediği ENAG a göre ise rakamlar; aylık 8,31% ve yıllık olarak ise 175,55% olarak açıklandı.

Herkesin daha fazla önem verdiği ve yaşamış olduğu fiyat artışları fırtınasına yakın rakamlar olarak gördüğü ENAG rakamları işin boyutunun nerelere vardığı gösteriyor sanırım.

Bununla da kalmadı, geçtiğimiz hafta uzun tartışmalar sonucu ara bir zam ile ayarlama yapılan asgari cürette 29.4% lük artış ile 4250 tl den 5500 tl ye yükseltilmesi, açıklanan son enflasyon rakamları ile şimdiden cebe girmeden erimeye başladı bile…

Enerji fiyatlarındaki yükselişin halen daha devam ediyor olması ve fiyat artışlarındaki en büyük payı alıyor olması piyasa genelindeki hızlı ve sürekli fiyat artışlarının sebebi olarak açıklanabilecek en makul sebep olarak karşımıza çıkıyor.

Önümüzdeki dönemde enflasyon rakamındaki yükselişin devam etmesi ve 85-90% civarının görülebilmesi çok olası ve Merkez Bankasının mali politikalarında bir değişiklik olmaması durumunda ise baz etkisi dışında enflasyonun aşağı çekilmesine neden olabilecek bir başka olasılık ortada yok gibi…

Enflasyon ile savaşan ve bunun olumsuz etkilerinin yaşayan diğer birçok ülkenin Merkez Bankalarının bu artışlar karşısındaki attıkları adımlar ile- Mali politikalar ve fiyat istikrarı adına alınan önlemler- bir miktar gecikmeli de olsa fiyat artışları üzerinde etkili olmaya başlayacaktır.

Tüm dünyada başlayan sıkı para politikaları uygulamaları ve faiz artışları dünya ekonomisinin yeniden Resesyon riski ile karşı karşıya kalmasını riskini ortaya çıkardı.Herkesin tek bir ağızdan başlattığı bu tartışma ile resesyon fiyatlamalarının hakim olduğu ve önümüzdeki dönemde de daha fazla etkilerinin görüleceği bir resesyon ortamından bahsedilir oldu.

Ben bunun biraz tersine bir görüşe sahibim, şöyle ki özellikle tahvil piyasalarında ABD 3 yıllık ve 10 yıllık tahvil rakamlarının son bir haftadır göstermiş olduğu hareket, bana piyasaların 2023 yılından yeniden faiz indirimlerine gidecek fiyatlaması için bir ön hazırlık olduğu hissini yaşatıyor.

FED başkanlarının zaman zaman yaptıkları açıklamalar ile piyasaların daha yüksek ve sık faiz artışlarına hazır olması ana fikri salınsa da geçmiş deneyimler FED in söylediklerindense yaptıklarının takip edilmesinin daha doğru olacağını düşünüyorum.

Reportare’deki yazılarımızda; enflasyon canavarı olarak hafızalarımıza kazınan bu olumsuz tablo içerisinde bahsettiğimiz olumsuz fiyatlama alışkanlıkları ve zam fırtınası altında yaşanan tüm olumsuzluklar bizi önümüzdeki döneme dair daha karamsar bir tabloya doğru itiyor.

Aylık sabit gelir ile yaşayan büyük bir kesimin bu fırtına karşısında dayanabilmeleri her geçen gün daha da zorlaşıyor.

Gıda enflasyonundaki artışlar tüm kesimlerin evlerine girmesi gereken temel gıda  maddelerine harcanan toplam rakamın artmasına neden oluyor ve yeterli ve gerekli beslenme eksikliklerine bağlı olumsuzlukların yaşanacağı günlerin de habercisi oluyor ne yazık ki…

Çalışan kesimin büyük bir kısmı sadece temel ihtiyaçları için çalışıyor durumuna geldi, oldukça zor şartlar altında çalışıp kazandığı parayı sadece temel ihtiyaçları için harcayan insanlarımız günün sonunda mutsuz hale geliyor.

Geçtiğimiz günlerde açıklanan en sinirli ülkeler sıralamasında 2. Sırada yer alan ülkemizde insanların yaşadıkları ekonomik olumsuzluklardan dolayı oldukça fazla mutsuz olduğunu görmek çokta zor değil.

Büyümenin ve istihdamın ön plana alındığı ekonomik politikada fiyat artışları, halk tarafından artık kabul edilemez noktaya gelince o zaman yanlışlardan geri adım atma ve tedavi etme sürecine çok geç kalınmadan geçilmesi gerekirken halen yanlışta ısrar edilmeye devam edilince o zaman piyasa mekanizmasında bozulma daha kronik hale geliyor.

Herkese sağlıklı günler diliyorum.