Öteki mahallede çok acı bir soru var.
“Romanes Canesa?” yani Romanes biliyor musun?
Bu sorunun kendisi yürekleri burkuyor ama cevabı daha da acıtıyor. Uzun bir zamandır yazamıyorum ve yazamadığım süre içerisinde bu soruyu aklıma geldikçe kendime çok sordum. Roman olduğu bilinen bir kişiye “Romanes biliyor musun?” diye sormak ve karşılığında bilmiyorum cevabını almak oldukça normal bir hal almaya başladı. Bir etnik grubun müziğinin, hikayelerinin ve kültürünün temelini oluşturan dili yaygın bir şekilde konuşamaması, aktaramaması ve bildiği halde kimi zaman saklaması bakıldığında büyük bir problemdir. Bu durumun nedenleri de durumun kendisi kadar açık ama biraz irdelenmesinde fayda olacağını düşündüm. Romanların dünya üzerinde 12-14 milyon, Türkiye’de ise 6 milyon gibi bir rakamla anılacak kadar büyük bir etnik grup olması ve Roman dilinin UNESCO tarafından kaybolma tehlikesi en yüksek dillerden biri olduğunun belirtilmesi arasında gidip geliyordum.
Roman dilini ayrıntılı konuşmak üzere Uluslararası Roman Birliği (IRU) Roman Dili Komisyonu Yüksek Komiseri görevinde bulunan Prof. Dr. Hristo Kyuchukov ile tanıştım. Kendisi psikodilbilim alanında akademik çalışmalar yapmakla birlikte Bulgaristan ve Slovakya’da bulunan üniversitelerde Roman Dili bölümlerini açmıştır. Halen Polonya Silesia Üniversitesi’nde Roman Araştırma Merkezi direktörlüğü görevini yürütmektedir.
2021 yılının ağustos aylarında Prof. Dr. Hristo Kyuchukov ile 2 Ağustos Roman Soykırımı üzerine Bianet için bir röportaj yapmıştım ve tanışıklığımız o zamandan beri devam ediyor. Profesör geçtiğimiz Aralık ayında İstanbul’a geldi ve sohbetimiz Beyoğlu’nda bir yemek esnasında “Türkiye Romanes dil atlası” ile ilgili araştırmasını sormamla başladı. Bu röportajla kaybolmaya yüz tutmuş Romanes diline dair ve Türkiye’deki Roman grupların Romanes problemine dair merak ettiğiniz soruların cevaplarını alabilirsiniz. İyi okumalar…
Röportaj: Eren C. Çekiç