Dillerimiz Boşa Dönüyor! Onlar Hariç Hiç Kimse Masum Değil!

0
349

Geçen akşam apartmanımın kapısına vardığımda, sokağın karşı köşesinde bulunan çöp kutularının dibinde bir çocuğun yerde oturduğunu gördüm. Yanında atık taşıma çuvalları vardı. Bu ara yetişkinden çok çocukların kendi boylarından çok ama çok büyük olan o koca çuvalları çekmeye çalıştıklarını görüyorum. O koca çuvallar arasında minik bir beden, en fazla 8 ya da 9 yaşında. Elinde bir şey olduğunu fark ettim ve yanına gittiğimde çöpten aldığı kuru ekmeği yediğini gördüm. Ekmeğin kupkuru olduğu o kadar belliydi ki, kemirmeye çalışıyordu. Tüm bedenimin buz kestiğini hissettim. İnsanın böyle bir anda kafasından birçok şey geçiyor, beyninizi bir uğultu sarıyor.

Evet, o anda, o güzeller güzeli çocuğun karnını doyurabilirdim, tabii ki yaptım. Ama çözüm bu muydu? Tabii ki değildi. Ona karnını doyurmak için bir şeyler verdikten çok kısa bir süre sonra, yanında ondan 2 yaş kadar büyük başka bir erkek çocuğu belirdi. O koca çuvalların dibinde, ellerindeki bir parça yiyeceği ve içeceği bölüştüler. Yukarı çıktım, pencereden bir süre onları izledim. Neden dünyanın yükü bu küçük bedenlerin üzerinde? Nereye gidiyoruz? Biz bu muyuz? Hep bu muyduk? Ya da bu bizden geriye kalan mıydı?

Çocuk yoksulluğu, maddi imkanların yokluğundan daha fazlasını oluşturuyor. Çocuklar yoksulluğu yiyecek, barınma, eğitim, su veya sağlık hizmetlerinden yoksunlukla deneyimliyorlar. Bu temel ihtiyaçların eksikliğinin yaşamlarının ilerleyen dönemlerinden kolayca üstesinden gelemeyecekleri eksikliklerle sonuçlanacağı ortada. Bu temel sosyal hizmetlerden yoksun yaşamak, çocuğu bakım haklarından yararlanamaz ve potansiyelinin tamamına erişemez hale getiriyor. Çoğu zaman, yoksulluk içinde yaşayan çocuklar istismara karşı korumadan yoksundur ve zarardan kurtulmak için çok az destek alırlar. Çocuklar yoksullaşıyor, en yoksul çocuklar ise giderek daha fazla yoksullaşıyor.

İklim felaketi, azalan biyoçeşitlilik, arazi ve su kayıpları, kirli denizler ve okyanuslar, nükleer silahların yayılması, ekonomilerin çöküşü ve dünya çapında bir salgın gibi birçok küresel zorlukla karşı karşıya olduğumuz bir zamanda yaşıyoruz. İnsanlığın karşılaştığı engellere gerçekçi çözümleri bulmalı ve uygulamalıyız. Artık bir dakika boşa geçirecek zamanımız kalmadı.

Tüm bu durumların ortasında kalan masum çocuklarımız. Yaşananlar karşısında hiçbir suçları, sorumlulukları olmadan bu kadar olumsuzluğun içerisinde yaşamak için mücadele etmeleri adil değil.

Pandeminin şiddeti her geçen gün azalsa da, küresel yoksulluk üzerindeki etkisi hakkında hala bilmediğimiz çok şey var. Ailelerin gelirleri düşerken, milyonlarca çocuk daha aç kalıyor, çalışmaya ve dilenmeye zorlanıyor. Milyonlarca aile, çocuklarını dilencilik veya çocuk yaşta evlilik gibi zararlı ve tehlikeli koşullara maruz bırakıyorlar. Aileler, çaresizliklerinin çaresini bu küçücük bedenlere bağlıyorlar. İnsan yetişkin olunca neden böyle acımasız, vicdansız oluyor? Hani çocuklarımızı çok seviyorduk? Hani onların gözünün yaşına tahammül edemezdik?

Küresel aşırı yoksulluk, COVID-19’un her şeyi kesintiye uğratması, yoksulluğun azaltılmasındaki ilerlemeyi yavaşlatan çatışmalar, savaşlar ve iklim değişikliği sebebiyle 20 yılı aşkın bir süredir ilk kez 2020’de arttı. Salgının bir sonucu olarak yaklaşık 100 milyon ek insan yoksulluk içinde yaşıyor.

Derin Yoksulluk Ağı’nın Türkiye’de Çocuk Yoksulluğu bilgi notuna göre, pandemi ile birlikte Türkiye’de Çocukların haneye gelir getiren yetişkinin hastalık veya farklı bir sebeple çalışamayacak durumda olması veya çalışan yetişkinlerin gelirlerinin hanenin ihtiyaçlarını karşılamaya yetmemesi sebebiyle çalıştıkları görülüyor.

Derin Yoksulluk ve Haklara Erişim Araştırması’nda hanelerin %13’ünden çocukların çalıştığından bahsediliyor. Bu hanelerin %6’sında eve sadece çocuklar gelir getiriyor. Gıdaya, temiz suya ve enerjiye erişimleri bulunmuyor. Hatta birçoğu barınma sorunu da yaşıyor. Rapora göre, çocuklar okuldan koparak, eşit fırsatlara erişemez hale geliyorlar. Derin yoksulluk altında yaşayan ailelerde çocuklar, kağıt, hurda toplayıcılığı, seyyar satıcılık ve tekstil işçiliği gibi ağır iş koşulları ve uzun çalışma saatlerine sahip işlerde çalışıyorlar.

Çocuklar, doğduklarında güvenli ve sağlıklı bir çevreye, sağlıklı gıdaya, temiz suya, bebek bezine ulaşamayarak hayata adım atıyorlar. Bu yoksunlukları, gelişim döneminde oyuna, kitaba ve okul döneminde eğitime ulaşamamayla devam ediyor. Ve çocukların tüm gelişim sürecini, geleceklerini etkiliyor. Yoksulluk çocukların ihmal veya istismara maruz kalmalarına, güvenlikleri için tehlikeli olabilecek işlerde çalışmaya başlamalarına, erken yaşta evlenmelerine, kurum bakımına girmelerine sebep olabiliyor.

Bu durum bize eşitsizliğin büyüdüğünü ve yoksulluğun derinleştiğini söylüyor. Sosyoekonomik eşitsizlik ve yoksulluk, ekonomik ve sosyal politikaların bir sonucudur. Yoksulluk kader değil, çok boyutlu fırsat eşitsizliklerinin bir sonucu ve bir insan hakkı ihlalidir.

385 milyon çocuk aşırı yoksulluk içinde

Avrupa’da Derin Çocuk Yoksulluğu Raporu’na göre, dünyadaki yaklaşık 385 milyon çocuğun, yani tüm çocukların yüzde 19,5’inin, yetişkinlerin yüzde 9,2’sine kıyasla aşırı yoksulluk içinde yaşadığından bahsediliyor. Rapor, UNICEF’in Avrupa ve Orta Asya’da 22 milyon çocuğun yoksulluk sınırının altında yaşadığını tahmin ettiğini belirterek, özellikle Ermenistan, Romanya, Sırbistan ve Türkiye’deki duruma atıfta bulunuyor.  

Raporda şu ifadeler yer alıyor: “Bu ülkelerde yaşayan çocukların tipik profili göz önüne alındığında, durum endişe verici. Çocuklar yoksulluk veya aşırı yoksulluk içinde. Bölgedeki ülkeler son yirmi yılda önemli ekonomik deneyimler yaşarken servet paylaşımının eşit olmayan şekilde dağılmasından çocuklar da etkilendi. Ne yazık ki, aşırı büyümenin olduğu bu dönemde yoksulluk artmaya devam etti.”

Günlerdir bu yazı bitemiyor. Her okuduğum raporda, her yazdığım kelimede ve cümlede kalbimin sıkıştığını hissettim. Yazımı, son günlerde dilime tekrar dolanan Büyük Ev Ablukada’nın Hayaletler şarkısının bir kısmı ile bitirmek istiyorum.

Hayaletler dolanıyor

Aramızdan süzülerek

Sana bana dokunarak

İçimizden koparıyor

Merhaba, ben hanginizdim?
Hepimiz kim oluyorduk?

Hayallerimin bir sorunu var.

Başka bir şeylere dönüyor bu

Ödünüzü koparak bir fikrim var

Hepimiz yok olacağız

Ve hükümdar, bir onun haberi yok.

Haberi yok.

Dil boşa dönüyor herkes günahkar