Kapalı alanda kalma korkusunu çekenler bilirler; klostrofobi, ölüyormuş gibi bir his verir insana. Asansöre binemezsiniz, metroya binemezsiniz, otobüse binmek bile büyük meseledir. Bir de sizi bir cezaevi hücresine attıklarını ve 1 ay boyunca dar bir koğuşta tıka basa tuttuklarını düşünün; klostrofobik biri için buna katlanmanın zorluğu tartışılmaz, hele ki tek suçu halkının yanında olmaksa.
İran sinemasının dünya çapındaki en önemli kadın oyuncularından biri olan ve Asgar Ferhadi’nin yönettiği ve 89. Akademi ödüllerinde Yabancı Dilde En İyi Film Ödülü’nü alan “Satıcı” filmiyle geniş kitlelere ulaşan Terane Alidusti (Taraneh Alidoosti) tam olarak bunu yaşadı. Ülkede devam eden ve beşinci ayına giren protestolarda halka destek veren ve genç protestocuların birer ikişer idam edilmesine karşı çıkan Terane, önce ifadeye çağırıldı ve sonrasında Tahran’da siyasi tutsaklar için en dehşetli hapishanelerin başında gelen Evin Cezaevi’nin 209. Koğuşunda neredeyse 1 ay boyunca tutuklanarak “rehin” alındı. Aslında Terane’yi hedef tahtasına oturtan kırılma noktası protestocu kadınlara destek vermek için Instagram hesabından “Kadın, Yaşam, Özgürlük” notuyla başörtüsüz bir fotoğrafını paylaşması oldu çünkü bu iletisi sadece İran’da değil, dünya çapında büyük bir etki yarattı.
Ancak İran rejiminin kaçırdığı bir nokta vardı; Terane Alidusti İran rejiminin despotluğundan çok daha büyüktü! Haliyle de onun tutuklanması başta İran’daki kitleler olmak üzere tüm dünyayı ayağa kaldırdı. Sanattan sinemaya, spordan siyasete varana kadar her alandan dünya çapında isimler Terane’nin serbest bırakılması için kampanya başlattı. Hollywood ve dünya sinemasının önde gelen 600 yıldızı Terane için ayağa kalktı.
İran rejimi tüm ideolojik aygıtlarını devreye sokup Terane’yi bozgunculukla suçlayıp “büyütüldüğü kadar önemli bir oyuncu değil” algısını oluşturmaya çalıştığı anlarda Japonya’nın ücra bir bölgesindeki bir eczanede açık olan bir televizyon ekranında Terane’nin tutuklanması ve sinema hayatının haber olması dünya ajanslarına düşmüştü. Durum netti; Terane, İran’ın teo-faşist mollalarından çok daha büyüktü! Nihayetinde dünya çapındaki baskılar sonuç verdi ve Terane bir milyar Tümen kefalet karşılığında serbest bırakıldı.
Sıkı bir feminist olan ve bunu her zaman her mecrada dile getiren Terane Alidusti aslında ilk kez İran rejiminin hışmına uğramıyordu ve daha önce de defalarca kez ülkesinin farklı sorunları karşısında sessiz kalmamasından dolayı kendisini hâkim karşısında bulmuştu. Bir festivalde kolundaki feminizm dövmesi görüldüğü için bile aylarca İran’daki radikallerin linçine maruz kalmıştı. Terane 2020 yılında İrşad Devriyesi, zorunlu örtünme, ev hapislerinin kaldırılması ve cezaevindeki tutsakların durumu hakkında siyasi tweetler attığı için kendisini Kültür ve Basın Savcılığı’nda bulmuştu. 2021 yılında bu kez kendisinden İsfahan Polisi şikâyetçi olmuştu. Terane, attığı tweetlerden dolayı “rejime karşı faaliyet”, “iftira yaymak” ve “memura görevinden dolayı hakaret” suçlamalarından 5 ay hapis cezasına çarptırıldı. Terane 2022 yılında başta susuzluk ve hava kirliliğinden dolayı olmak üzere Huzistan bölgesindeki halk ayaklanmalarına da destek verdi ve halkın rejim tarafından kanlı olarak bastırılmasına tepki olarak ünlü isimler tarafından yayınlanan “Silahını yere bırak!” bildirisinin imzacılarından biri oldu. Böylelikle yine rejimin hedef alanına girdi.
Terane Alidusti sadece bir oyuncu değil, kendisi ayrıca edebi mütercim ve yazardır. İleri seviyede İngilizce bilen Terane’nin yayınladığı çevirileri pek çok ödüle layık görülmüştür. Pek çok gazete ve dergide öyküler ve eleştiriler yazan Terane’nin şahsi bloğu 2010 yılında Asgar Ferhadi’yi savunan bir metin yazmasından dolayı Devlet Sansür Komitesi tarafından kapatıldı ve tüm arşivleri silindi. Fransa, Vietnam ve Tokyo’daki film festivallerinde jüri üyeliği de yapan Terane Alidusti’nin bazı ödülleri ve adaylıkları şunlardır:
En İyi Drama Kadın Oyuncusu-Hafez Ödülü adaylığı (2019), En İyi Kadın Oyuncu,-Hafez Ödülü adaylığı (2018), En İyi Drama Kadın Oyuncusu-Hafez Ödülü adaylığı (2017), En İyi Kadın Oyuncu-İran Sinema Yazarları ve Eleştirmenleri Encümeni Ödülü adaylığı (2014), Pervin Ödülü (2013), En İyi Kadın Oyuncu Ödülü- Fransa Vesoul Film Festivali (2013), En İyi Kadın Oyuncu Ödülü adaylığı- Fajr Film Festivali (2013), En İyi Kadın Oyuncu Ödülü- Fajr Film Festivali (2013), En İyi Kadın Oyuncu Ödülü- SineFan Asya ve Arap Film Festivali (2013), En İyi Kadın Oyuncu Ödülü adaylığı-Fajr Film Festivali (2012), En İyi Kadın Oyuncu Ödülü adaylığı- Eleştirmenler Encümeni (2009), En İyi Kadın Oyuncu Ödülü adaylığı- Fajr Film Festivali (2008), En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü adaylığı- Sinema Evi (2006), En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü adaylığı- Fajr Film Festivali (2004), En İyi Kadın Oyuncu Ödülü adaylığı- Sinema Evi- (2003), En İyi Kadın Oyuncu Ödülü adaylığı- Fajr Film Festivali (2001), En İyi Kadın Oyuncu Ödülü- Abadan Sosyal Festivali (2001), En İyi Kadın Oyuncu Ödülü- Locarno Festivali (2001), En İyi Kadın Oyuncu Ödülü- Fajr Film Festivali (2001), En İyi Kadın Oyuncu Ödülü- Fajr Film Festivali (2000).
Donald Trump’ın 2017 yılında göçmenlere yönelik ayrımcı politikalarından dolayı Oscar törenlerini boykot eden Terane Alidusti, 12 Ocak 1984’te Tahran’da doğdu. Terane’nin babası Hamid Alidusti İran milli futbol takımının eski oyuncularından ve futbol antrenörlerindendir. Annesi Nadire Hekimullahi ise bir heykeltıraştır. Terane’nin “Hena” adında bir kızı vardır. Terane’nin kardeşi Puyan Alidusti ise onun içindeki yaralardandır çünkü genç yaşta bir nevruz bayramı öncesindeki son Çarşamba günü olarak kutlanan “Çarşembesuri” gününde patlayıcı maddelerin alev alması sonucu hayatını kaybetti. Terane’nin daha sonra oynadığı Asgar Ferhadi filmlerinden birinin ismi de Çarşembesuri’dir ve Terane bu filmin kendisi için çok zor şartlarda çekildiğini ve sürekli kardeşini hatırlattığını söylemişti.
Tıpkı Türkiye’de olduğu gibi İran’da da devlet ve hükümete yakın bir “sanatçı” olmanın inanılmaz bir lüksü ve konforu var; maddi olarak akılalmaz bir getirisi var, bir dokunulmazlığı var, devlet basın organlarında ballı maaşlarla program yapma olanağı var, farklı çalışmalarına sınırsız bir maddi destek var, devlet etkinliklerinde inanılmaz bir torpili var, para kazanmanın limitsiz bir olanağı var, İran devletinin doruklarının sınırsız bir teveccühü var. Var da var…
Ancak bir de halkın yanında olmak var ki yastığa baş koyarken rahat uyumayı sağlıyor bir sanatçıya; yarın bir gün devran döndüğünde başına ne geleceğini düşünmemek var, halkların meşru taleplerine kayıtsız kalmamanın onuru var, tarihe altın harflerle geçmek var, milyonların sevgi ve desteğini hissetmek var, başı dik cezaevi kapısından çıkmak var, ömründen çalınanaların dinmeyen sesi olmak var.
Terane Alidusti işte tam da böyle bir sanatçı; eğer dileseydi İran rejiminin baştacı olurdu ama halkının gönlünde yer edinip rejimin ideolojik ve kültürel aygıtı olmamayı seçti, kendi itibarından despot faşistlerin yararlanmamasını seçti, klostrofobisine rağmen dehşetli Evin Cezaevi’nden bir ay sonra onuruyla çıktı, halkın sevgisiyle çıktı, saygıyla çıktı. Zaman herkese Tarane Alidusti’nin faşist İran rejimindeki mollalardan çok daha büyük olduğunu gösterecek. Tarih bunun örnekleriyle doludur, yine olacak…
Kapak Görseli: Mostafa Meraji