Modern insan vahşi doğada ne kadar süre yaşayabilir? Elimizin altında bize sürekli yaşamsal destek sağlayan teknolojilerimiz olmadan kaçımız bir ormanda, bir çölde, bir adada ya da buzulların ortasında hayatta kalabiliriz? Pek çoğumuz artık yıldızlara bakarak yönümüzü belirleyemiyoruz, ısınmak için ateş yakamıyoruz, karnımızı doyurmak için avlanamıyoruz ya da yaraları ve hastalıkları iyileştirmek için bitkileri nasıl kullanacağımızı bilmiyoruz. Hatta tüm bu bilgisizliğimiz özellikle kıyamet sonrası insan yaşamanı işleyen distopik bilimkurgu romanlarının ana konusu oluyor. Kıyamet sonrası geleceğin nasıl olacağını anlatmaya çalışan bilimkurguyu tersine çevirip bundan yaklaşık yirmi beş bin yıl öncesinde geçen bir roman okumak nasıl olurdu? Jean M. Auel’in Yeryüzü Çocukları roman serisi tam da böyle bir kurguyu vadediyor.
Auel’in altı kitaplık serisinin ilk kitabı olan Mağara Ayısı Klanı ilk kez 1980’de yayınlanmış ve büyük ilgi görmüş. Yazar Neandertalleri , erken dönem modern insanı (Cro-Magnon), buz çağı Avrupa’sını, o dönemin bitkilerini, hayvan türlerini, nasıl yemek pişirildiğini, hava durumunu, yaşam tarzını, kıyafetlerini, av ve diğer aletlerini, avlanma yöntemlerini, bitkilerden ve hayvanlardan yararlanılarak hazırlanabilecek şifalı karışımları, en önemlisi de vahşi doğada hayatta kalma yöntemlerini tüm detayları ile araştırarak bu romanı yazmaya başlamış. Hatta bir röportajında “Şu anda vahşi doğada kaybolsaydım, muhtemelen eve ulaşmanın bir yolunu bulurdum” diyor.
Tüm bu bilgiler Mağara Ayısı Klanı’nda hikayenin içinde kendine yer buluyor. Bu roman serisini antropolojik bir araştırma kitabı okur gibi ama akademik bilgilere boğulmadan kahramanların ve olayların tadını çıkararak keyifle okudum.
Mağara Ayısı Klanı bir biz -Neandertaller- ve ötekiler -Cro-Magnon- romanı
İlk roman, Ayla isimli baş karakterimizin, beş yaş civarında klanından bir deprem sebebiyle ayrılmasıyla başlıyor. Neandertal bir klanla yolu kesişiyor ve klanın şifacısı İza, Ayla’yı evlat ediniyor. Ayla’nın kurallarını ve geleneklerini bilmediği, fiziksel olarak hiç benzemediği bir toplulukta yaşadığı zorluklar, kendini kabul ettirme çabaları ya da topluluktaki insanların Ayla’yı boyunduruk altına almaya çalışması bana insanın ait olmaya, normal kabul edilmeye olan ihtiyacını ve normlara uymayan insanların nasıl dışlanıp, cezalandırıldığını düşündürttü. Günümüz yaşam tarzı bir taraftan her bireyin özel olduğunu ve bu özel olma durumunun mutlaka şu ya da bu ürünü bir şekilde tüketmek suretiyle gerçekleştiğini dayatıyor olsa da toplumun farklılıklara en ufak bir tahammülü yok. “Benim farklılıklara tahammülüm var, toplumda her türden sese gerek var.” diye cümleler kuran kimseler bile en başından farklılaştırdıklarının bilincinde değiller. Bu noktadan bakılırsa Mağara Ayısı Klanı bir biz -Neandertaller- ve ötekiler -Cro-Magnon- romanı.
Mağara Ayısı Klanı bir biz -kadınlar- ve ötekiler -erkekler- romanı
Hikayeyi Ayla’nın yaşamı üzerinden değerlendirirsek, her ne kadar klan hayatı kurgu da olsa, kadına bakışın çağlar boyunca pek değişmediğinin ve kolayla değişmeyeceğinin altını çizen bir metinle karşılaşıyoruz. Kadının erkeğe hizmet etmek ve çocuk doğurmak için var olduğu, mütemadiyen görmezden gelindiği, kendi için sesini çıkarırsa ya da herhangi bir konuda uyumsuzluk gösterirse ağır cezalarla karşılaştığı bir klan hayatı Ayla’nın yaşamını şekillendiriyor. Ayla’nın, kadının konumu ve mecburiyetleri konusundaki zihinsel hesaplaşmaları üzerinden bakılırsa Mağara Ayısı Klanı bir biz -kadınlar- ve ötekiler -erkekler- romanı.
Mağara Ayısı Klanı bir biz -klan üyeleri- ve ötekiler -ruhlar- romanı
Hikayenin genelinde baskın olan ve klan hayatını şekillendiren inançlardan, klanla ilgili alınacak her önemli kararda “ruhlara” danışılmasından, klan büyücüsünün toplumdaki en kıdemli, sözü geçen ve korkulan kişi olmasından, inançların yaşamın her alanına sızarak insanları düşürdüğü durumlardan bahseden yazar, inanç üzerine okumaya değer satırlar üretmiş. Kişilerin tüm yaşam detaylarının “ruhların verdiği kararlar” yahut “ruhların ruh halleri” üzerinden düzenlenmesi, topluluk üyelerinin kararlarını ruhların önderliğinde alması ve kutsal kabul edilen ruhların, daha önceki nesiller tarafından koyulmuş kurallarla mütemadiyen memnun edilmeye çalışılması üzerinden bakılırsa Mağara Ayısı Klanı bir biz -klan üyeleri- ve ötekiler -ruhlar- romanı.
Modern İnsan bugüne kadar gezegenimiz üzerinde yürümüş tek insan türü değil ancak görünen o ki dünyadaki tüm değişimlere en iyi ayak uydurmuş olan tür. Arkeoloji, antropoloji ve bilimin diğer ilgili dalları sayesinde Neandertallere ve dünya üzerinde var olmuş diğer insan türlerine dair bilgilerimize her geçen gün yenileri ekleniyor. Son yıllarda yapılan araştırmalar gösteriyor ki Neandarteller de bizim gibi bir tür sözlü iletişim kurmuş, hastalarına bakmış, ölülerini gömmüş, ateşi keşfetmiş ve giysi giymiş.
Bugünün bilgisiyle geçmişte kurgulanmış sürükleyici bir roman serisi olan Yeryüzü Çocukları okumak için sarfedilen zamana ve emeğe fazlasıyla değiyor. Biz ve ötekilerin olmadığı bir algı ve bilinç dünyasında yaşamak umuduyla…
Neandertaller hakkında bir şeyler okumak isteyenler için bir öneri: Neandertal Dimitra Papagianni & Michael A. Morse Çeviri: İlknur Urkun Kelso Trend Yayınevi 2017
Görsel: Reuben Munoz