Ponziler, Ponzilerimiz

0
391

Hiç çalışmasak, strese sebep olacak olaylarla boğuşmasak, yattığımız yerden paracıklarımız artsa veya kredi kartına 12 taksitle çıktığımız 6 gece 7 gün tatilleri bir yıl boyunca ödemesek ne güzel olurdu değil mi? Bir alım yapacağımız sırada defalarca kararımızı düşünmesek, dolum parfüm işlerine hiç girmesek mesela… Kirada oturmasak, arabamız son model olsa, özel okul parası kasmasak, hayat ucuz, adil ve hakkaniyetli olsa… Harika ve özünde ne kadar insanca talepler. Ekonomik olarak belirli bir konfora sahip olamadığımızda hayat kalitemizin hangi seviyelere gerileyebildiğini son yıllarda neredeyse her gün gözlemleyebiliyoruz. Temelde insanca yaşamaya niyetle çıktığımız bu yol bizi hayatta kalma savaşına çıkarıyor. Survivor’ı metrobüste, pazarda, iş yerlerimizde yaşamayı şiar ediniyoruz. Finansal güçlüklerimiz ve yaşadığımız ekonomik sıkıntılar bariz ancak paylaşmak istediğim konu bu tarz durumlardaki kolay paraya ulaşma çabamız, bilmediğimiz konulara yaptığımız yatırımlar hatta Tapu-Kadastro’da memurken Forex piyasaları hakkında engin bilgisiyle bize milyon dolarlar kazandırmayı kendine görev edinen işinin ehli akrabalardan aldığımız paha biçilmez tüyolara olan inancımız. Çiftlik Banklar, Jet Fadıling olayları ve bugünlerde Bitcoin spekülayonları oradan oraya sürüklenmemiz. Aslında yaşamın kendi özgül ağırlığı altında ezilirken biraz nefes alabilmek adına yaptığımız yatırımlar. Elimizdeki üç kuruş paranın enflasyon vb. unsurlardan dolayı pul olmasının önüne geçmek için verdiğimiz destansı mücadele. Böyle durumlarda bazı pelerinsiz kahramanlar ortaya çıkar ve kurdukları gayet mantıklı görünen sistemlerle duygusal olarak dengeli olamayan bizlere ışık tutarlar (!) İşte Charles Ponzi bu sistematik dolandırıcılıkların, “network marketing” olarak adlandırılan kolay para kazanma metotlarının babası sayılabilir.

İtalyan asıllı Charles Ponzi denilen bu arkadaş 1900’lü yılların başında Amerika’ya göç ediyor ve hikâyemiz başlıyor. Ponzi’nin hayatı oldukça ilginç. Burada uzun uzun size hayatını anlatmayacağım ama internetten yapacağınız kısa bir aramayla bu macera dolu yaşamın detaylarına ulaşabilirsiniz. Size bahsetmek istediğim asıl dönem ise posta kuponları ile yapılan muazzam dolandırıcılık. O yıllarda posta kuponları Dünya’nın farklı yerlerinde farklı fiyatlanıyor. Amerika’dan alıyor Fransa’da bozduruyorsun ve her fiyat ülkeye göre değişiyor. İspanya’daki kuponlar Londra’da daha pahalı ve bu durum tabii ki Ponzi’nin dikkatinden kaçmıyor. Başka ülkelerden aldığı posta kuponlarını Amerika’da bozdurarak hatırı sayılır bir kar marjı yakalayabileceğini düşünüyor. İşlemler için bankalardan kredi talebinde bulunuyor ancak sabıkalı geçmişinden dolayı hiçbir banka kredi vermek istemiyor. Bu durum Ponzi’yi durduruyor mu? Tabii ki hayır… Ponzi hızla bu efsanevi karlılığı halka anlatmaya ve 45 günde %50 karlılık gibi rakamlarla yatırım yapmalarını tavsiye etmeye başlıyor. İlgili yıllarda %5-%7 civarında olan faiz oranları karşısında sadece 45 günde %50 getiriyi gören halkın büyük bir çoğunluğu Ponzi’ye yatırım yapıyorlar. Boston polis teşkilatının %70’i yatırımcı oluyor örneğin… İşler bir süre tıkırında gidiyor. Haftalık 1 Milyon Dolar kadar yatırım geliyor. 1 Milyon Dolar şu an okurken küçük gelmiş olabilir ancak şöyle bir örnek vermek isterim; Rusya 1867 yılında Alaska’yı ABD’den 7,2 Milyon Dolara satın almıştır. Yani Ponzi sadece 8 haftada bir Alaska satın alabiliyor. Ancak bu tarz organizasyonların sonu yatırımın yavaşlamasıyla başlar ve gazetelerde çıkan yatırım rakamları kadar posta kuponu olmaması gibi haberlerden dolayı yatırımlar durur ve yatırımcılar paralarını geri isterler. Para ödenemeyince de açılan davalar sonucu Charles Ponzi demir parmaklıklar arasındaki yerini alır. 20 Milyon dolarlık posta kuponu alınması gerekirken Charles Ponzi’nin aldığı posta kuponu adedi sadece 2’dir.(yazıyla iki)

Charles Ponzi 1949 yılında Rio De Jenerio’da gayet fakir bir halde hayata gözlerini yumar. Ancak bizlere kolay para gibi bir kavramın olmadığını, bana üç arkadaşını getir şu kadar para kazan gibi yöntemlerin yatırımcı sayılarının ancak sonsuz olursa hayatta kalabileceğini ve içimizdeki Ponzilere dikkat etmemiz gerektiğini öğretecek hayat dersleri vermiştir.