Resesyon ve Gerisi…

0
174

Şimdi konuya hemen resesyon beklentilerinden ve tüm dünya ülke ekonomilerinde RESESYON un geleceğini ve hatta geldiğini ama sizin fark etmediğinizi söyleyerek başlıyorum.!

FED in faiz artırımlarına başlamasından bu yana beklenen resesyon un 100% geleceğini ancak ne şekilde olacağını; yani teknik mi yoksa kalıcı ve hasarı büyük olan mı yoksa sığ mı?

Hatta geçtiğimiz hafta ABD’nin 3. Çeyrek büyüme rakamı beklenenin üzerinde geldi ama resesyon taraftarları bunun geçici olduğunu ve daralmanın çok uzakta olmadığının müjdesini verdiler piyasalara…!

Büyüme rakamının bu kadar yüksek gelmesinde de kişisel harcamalardaki artışın etkili olduğunu görüyoruz alt kalemlere baktığımızda.

Bu haberde verilmeyen detayda ABD 3. Çeyrekte 2,9% beklentiye rağmen 3,2% büyüme gerçekleştirmiş durumda.

Yine geçen hafta gelen datalarda işsizlik başvuruları da düşük çıktı. Ancak yine yeterli bir data değil tabi bu.haberde de dikkatinizi çektiği üzere tarihi düşük seviyelere gerileyen işsizlik başvuruları rakamı açıklandı.

Ama  eldeki veriler bize resesyon için yeterli bir alan yaratılamıyor gibi duruyor değil mi.? O zaman hemen FED e bakıp; 2023 yılındaki faiz artışları ve pivot değere ilişkin bir tahmin ile belki bir tutunacak dal bulabiliriz.

Yukarıda vermiş olduğum her iki yazıdan da anlaşılacağı üzere aslında piyasaların kafasında da net bir rakam yok ancak şu bir gerçek ki 2023 yılında varılacak faiz oranı ile 2023 ABD enflasyon oranlarına yaklaşılacağı ve hatta reel faiz verme noktasına kadar ulaşılabileceği beklentisi yer yer tartışılıyor.

Enflasyon oranındaki düşüşün baz etkisi ile yani matematiksel olarak mümkün olmasının dışında biz fanilere hissedilir bir rahatlama hissi vermesi mümkün durmuyor ancak yine de dünya ekonomilerinin negatif faiz sarmalından çıkarak farklı bir noktaya gitmelerini izlemek gerekiyor.

Konuya resesyon dan girdik ancak aslında üzerinde durmak istediğim hiçbir siyasi liderin ve ülkenin yönetiminde olan siyasi karakterlerin ekonomiler üzerinde daraltıcı önlemlere sıkı sıkıya bağlı kal(a)mayacaklarının altını çizmekti.

Günün sonunda seçmen karşısında çıkan siyasi partiler ve bunların liderleri, ülkeyi nasıl büyüttüklerinden, nasıl daha fazla iş imkânı sağladıklarından bahsederken ülkelerinin ekonomik açıdan diğer ülkelere göre daha iyi konumda olduğundan bahseder. Enflasyon ile mücadelede de tüm silahları kullanmaktan çekinmeyeceklerini de ilave ederler…

Nasıl, yukarıdaki söylemler tanıdık geldi mi sizlere.? Herhangi bir yerden alıntı olmadığı için de kaynak paylaşmama gerek kalmadı, nasıl olsa standart söylem olduğu konusunda kimsenin şüphesi olduğunu sanmıyorum…

Son olarak ta Dünya GSMH si hakkında bir tahmin ile yazımı tamamlayayım.

https://www.visualcapitalist.com/100-trillion-global-economy/

Temmuz 2022 de yapılan bir tahmin ile (IMF tarafından) dünya ekonomisinin 100 trilyon USD  sınırını aşacağı tahmin edilmekteydi.

Elbet burada Post Pandemi etkileri ve dünya ekonomilerinin pandemi sürecinde yaptıkları katkılar ve yardımlar vs hepsi dahildir ancak yukarıdaki resesyon söylemleri içerisinde boğulurken biz, bir yandan da dünya ülkelerinin ilk defa enflasyonist ortamda büyüklüklerinin tarihi seviyelere ulaştığının da altını çizmek gerekiyor.

Son bir not; ABD, Çin ve Japonya toplam dünya Yıllık gelirinin yaklaşık 50% sini oluşturduğuna dikkatinizi çekmek isterim.

Herkese iyi haftalar ve mutlu, sağlıklı bir 2023 dilerim.

Kapak Görsel: D Koi/Unsplash