Sonbahar geldi, dalış sezonu bitti mi?

0
330

Bu hafta diyorum ki öyle çok derinlere inmeyelim, mağaralara, batıklara dalmayalım, 7-8 metre derinlikte kıyı kıyı sığdan sakince dolaşalım. Malum eylül ayına geldik, sonbahar ile birlikte dalış sezonunun bittiği yanılsaması başladı. Yanılsama diyorum çünkü aslında belki de ülkemiz suları için en güzel dalış mevsimi başladı dersem birçok dalıcı bana katılacaktır.  Üstelik insanların aralık ayı ortasında Norveç’e, İzlanda’ya, İsveç’e, buz dalışına gittiğini biliyoruz. Üstelik ben de dalışa karlı bir aralık gününde soğukluğuyla meşhur Saros İbrice’de hava sıcaklığı eksilerde deniz sıcaklığı 3-5 derece iken ile başlamıştım. Kısacası dalışın mevsimi yoktur mevsime uygun planlama ve hazırlık vardır, soğuk havada soğuk suya yapılan dalışlarda akılda tutulması gereken 2 önemli konu var.

Eğer soğuk havada dalış yapacak isek bütün soğuk havada yapılan sporlarda olduğu gibi üşümeye karşı önlemler almalıyız, üstelik karada ısı ışınım yoluyla aktarılırken su altında konveksiyon ile aktarılır yani karada 3 derece sıcaklıkta üşürüz ama suda 3 derece sıcaklıkta uzun süre kalmak gerekli önlemler alınmaz ise hipotermiye yol açar, hipotermi de bizi ölüme bile götürür.

O yüzden soğuk havalarda ya 2-3 katlı ve kalın ıslak, ya 2 parça yarı kuru veyahut tamamen kuru dalış elbiseleri tercih ederiz. Kuru elbiselerin içine tüpümüzden hava bastığımız için kuru elbise ile dalış başka bir eğitim gerektirir ve bu eğitimi almadan kuru elbise ile dalış yaparsanız, işin ustası olana kadar bayağı acı çeker, bayağı üşürsünüz, üstelik yüzerlilik konusunda da sıkıntı çekersiniz.

Soğuk suda kalın ve çok parçalı ıslak ve hatta yarı kuru yani içine dalışın başında bir miktar su alan ancak daha sonra o suyun devir daim olmasını engelleyerek suyun vücut ısısına ulaşarak hafif bir ısı yalıtımı oluşturmasını sağlayan dalış kıyafetleri tercih ederiz ancak içinde bulunduğumuz eylül, ekim ve kasım aylarında denizler karalara göre daha yavaş ısınıp soğuduğu için serin bir sonbahar gününde özellikle Akdeniz’de su sıcaklığı hala 25-26 derecelerde olur. İşte bu yüzden bugünlerde su altında ısımızı korumaktan çok dalış öncesi ve sonrası yüzeyde ısımızı korumak, havlu, rüzgar almaz polarlar, yağışlı günlerde yağmurluk kullanmak önemlidir. Haa bir de ısı değişimleri hızlı olacağından dalış öncesi ve sonrası çok terlememeli mümkünse Matruşka modeli bir giyim tarzı ya da yeni ter atıp üşümeyen yüksek teknolojili kıyafetler tercih etmeliyiz. İçinde bulunduğumuz günlerde bizim ülkemizin enflasyonu ve para birimimizin değerinin düşüklüğü bu yüksek teknolojili ürünlere, dalış malzemelerine erişimi ciddi şekilde zorlaştırıyor, hatta salgınla geçen 2 sezonun ardından dalış teknelerinin günlük ücretleri de uçmuş durumda bunu da not edelim tabii tavsiye yazarken.

Başta dediğim gibi soğuk havalarda soğuk suya dalarken akılda tutulması gereken iki önemli konudan birisi ısı kontrolü diğeri ise soğuk hava ve soğuk suda dalışlarda normalden daha hızlı nefes aldığımız, daha fazla hava tükettiğimizdir. Bunların sonucunda dalış sırasında havamızı daha sık kontrol etmemiz gerekir ve dekompresyon hastalığı riskini de yükseltmiş oluruz. Dalış sırasında daha hızlı ve derin nefes alıp verdikçe aşağıda geçirdiğimiz süre içerisinde vücudumuzda basınçla sıvılaşan, küçülen yer yer kana karışan gazların miktarı da artar bu yüzden derinlik ve dalış süresi limitlerini biraz daha yukarı çekmekte fayda var böylece soğuk ve sığ sularda sonbahar güneşinin sualtı canlıları ve yapısıyla oyunlarını daha keyifle ve sağlıkla çıkartabiliriz.