Mevsimin döndüğü, yaprakların kızardığı kuzeyli rüzgarların hafiften kendini hissettirmeye başladığı sonbahar günlerine geldik. İklim krizi etkisi ile havalar artık daha yavaş soğusa da yağışlar daha da azalsa ve dengesizleşse de sonbahar geldi işte. Daha önce de konuştuk, dalgıçlar için dalışın mevsimi olmaz, her mevsimin dalışı ayrı güzel ama şartları farklı. Sonbahar aylarında karadaki ve havadaki değişimlere deniz de eşlik eder ama topraktan hafif ve oynak, havadan ağır ve rüzgarın ahengine kendini bırakan deniz suları sonbaharı daha farklı karşılar. Sıcak yaz günlerinde havadan daha yavaş ısınan deniz suları sonbaharda da havadan da karadan da daha yavaş soğur, böyle olunca serin ama güneşli bir sonbahar gününde dalış yaptığınızda karada ya da teknede üşüyebilirsiniz ama su bazen havadan da karadan da daha sıcaktır.
Sonbaharda yapılan dalış gezileri belki de en keyifli gezilerdir çünkü özellikle yaz aylarındaki tatil beldesi kalabalıkları, karada insanı yere yapıştıran sıcaklar yerini sakinliğe ve serinliğe bırakır. Sonbaharda dalış yaparken yağmur yağışı altında dalış yapma keyfi yaşama ihtimali yüksektir, dalış sırasında denizin üstüne düşen damlaları aşağıda üstünüzde şeffaf bir tavan varmış gibi izlemek, deniz suyuna katılan yağmur damlalarının oluşturduğu halkaları, bu halkaların içine geçip kaybolmasını seyretmek çok ama çok keyiflidir. Tabii yağmur çok hızlı ve çok uzun süre yağarsa bu sualtında görüşü etkiler ama aşağıdan yukarıyı izlemenin keyfine doyum olmaz.
Sonbaharda güneş ışınları yeryüzüne daha eğik gelmeye başladıkça yağmur havadaki pusu aldıkça, denizde buharlaşma da azaldığından güneş her yüzünü gösterdiğinde tekneden, sahilden etrafı izlemek manzaraya bakma da daha keyifli olur. Örneğin iki dalış arasında sıcak bir şeyler içerken uzak ufukları, adaları, bulutları izlemenin de keyfine doyum olmaz.
Dalış bölgeleri turist kalabalığından kurtulduğu için dalgıçların turizme katkısı ve her dem turizm bölgelerine gelişini esnaf da çoğu zaman karşılıksız bırakmaz, sezonda sıcaktan, yoğunluktan ve hesap yapmaktan yüzü sirke satan esnaf artık sezon bitti derken son taze kan gelen dalgıçlara daha fazla güleryüz gösterir, toleransı artar.
Ekim sonu ve kasım ayı içinde dalışa giderken tabii ki fırtına veya havanın aniden patlama ihtimali yüksektir bu yüzden bu aylarda yapılan gezilerde hep bol yağışlı günler için b planı hazırlamakta fayda var. Olabilecek en verimli b planı tabii ki teorik eğitim yapmaktır. Teorik eğitim dışında kart oyunları, kağıt oyunları, sessiz sinema gibi oyunlar da dalgıçların favori oyunlarıdır. Özellikle sessiz sinemada sualtında işaretleşerek ve bazen göz ile anlaşmaya alışmış buddylerin rekabeti ve becerisi de izlenmeye değer.
Sonbahar ayları daha serin olduğu için dalgıçların malzeme çantaları ağırlaşır çünkü yazın 2 tişört 1 şort ile gidilebilecek geziye bu kez polarlar, yağmurluklar, koruyucu malzemeler eklenir. Yazın sıvı tüketimi önemliyken kışın sıvı tüketiminin yanına bir de daha fazla enerji verecek gıda ihtiyacı eklenir. Ekim-kasım aylarında yapılan dalış gezilerinde çoğu zaman dalışta değil, dalıştan çıkıp giyinilen süre içinde üşünür bu yüzden rüzgara karşı korunaklı alanı olan teknelerle dalış gezisi daha keyifli hale gelir.
Bu mevsimde çok yağış olur ama zaten bir dalgıç ne kadar ıslak ise o kadar mutludur, o yüzden çok kuvvetli fırtına ve ağır hava koşulları oluşmadığı sürece sonbaharda dalış doğa sporları içinde en keyifli sporlardan biridir.
Bu aylarda yapılan dalış gezilerinde dalıştan arta kalan zamanlarda hava şartları el verdiğince müze -ören yeri gezmek de yazın sıcağında dolaşmaktan çok daha kolaydır, müzelerde ören yerlerinde daha fazla daha uzun vakit geçirilebilir.
Sonbaharda dalmak isterim ama soğuktan hoşlanmıyorum diyenlere de bu dönemde ülkemizden daha güneydeki ülkelere, şehirlere örneğin Beyrut’a, Amman’a ya da Doha’ya, Kızıldeniz’e giderek sıcağın ve dalışın keyfini çıkarabilirler. Tabii Türk Lirasının son yıllarda korkunç düşüşü bu ihtimali daha zorlaştırıyor ama yavru vatan Kıbrıs ve muhteşem sahilleri, muhteşem dalış noktaları orada bizi bekliyor.