İnternetin Lokomotifi: Porno

1
338

“İnternetten pornoyu kaldırırsanız, geriye kalan tek şey ‘pornomu geri verin’ isimli site olur.”
                                                                      Dr. Cox, “Scrubs”

İnternetin gelişiminin tüm sektörlerden daha çok porno sektörünün işine yaradığını söylemek mümkün. Ancak bu ilişki tek taraflı değil. Bir yandan da porno sektörü internetin gelişiminde çok büyük rol oynadı. Daha önceleri fotoğraf, dergi, film ve video eksenlerinde zaten dünyanın en büyük ekonomilerinden birini oluşturan porno sektörü, internet ortamının sağladığı, gizlilik, mahremiyet, erişim kolaylığı, fiyat avantajları sayesinde ilk yıllarda çok büyük bir patlama yarattı ve bu hacmi günden güne katlayarak dünyanın en kârlı sektörlerinden biri haline geldi.  

Aslına bakılacak olursa, pornonun elektronik ortama taşınması World Wide Web’in ortaya çıkışından bile öncesine dayanıyor. WWW öncesi erotik içerikler UseNet ve BBS (Bulletin Board System) kanalları üzerinden dağılmaya çoktan başlamıştı bile. Porno sektörü, film sektörü açısından ele alındığında en az yatırımla en çok kar edilebilen sektör olduğu için internetten önce de “iş modeli” olarak oldukça rağbet görmekteydi. (Veriler Bulletin Board System üzerinden indirilen cinsel içerikli materyallerin yüzde 48’inin geleneksel pornonun dışında o dönem dergilerde ve filmlerde bulunamadığı için daha sapkın içeriklerin olduğunu gösteriyor.)


Porno filmlerin ortaya çıkışı doğal olarak hareketli görüntülerin ilk zamanlarına denk geliyor ve gelişimiyle de paralellik gösteriyor. Edison ile birlikte çalışan William Kennedy Dickson, elle çevrilen ve hareketli görüntü sağlayan “Mutoskop” adlı cihazı üreterek, İngiltere’de ilk soft porno film olarak adlandırabileceğimiz, striptiz yapan kadınların ilk erotik görüntülerin gösterilmesine aracı olmuştu (Meraklısı için: “What The Buttler Saw”).

Daha sonraki yıllarda Lumiere kardeşlerle gelişen sinema sektörüyle birlikte porno sektörü de gelişmeye devam etti. 1896 yılında Albert Kirchner “Le Coucher de la Marie” (Bedtime for Bride) isimli ve Louise Willy’nin rol aldığı ilk porno filmi hayata geçirdi.

“Soft Porno” olarak adlandırılabilecek bu filmlerden “Hard Porno”ya geçiş kısa zamanda gerçekleşecek olsa da porno sektörü yasal zeminini ilk kez altmışlı yılların sonunda Danimarka’da, daha sonra ise Hollanda’da bulabilecekti. Amerika’da ise “Hard Porno” ancak 70’lerin başında ve yetişkin sinemalarında (Adult Theatre) yasal olarak gösterilmeye başlanabilecekti.

Pornografi videodan hatta fotoğraftan çok daha önce de vardı. Bir çok araştırmacıya göre evrim insanları görsel uyarılmaya yatkın hale getirdi ve böylelikle genetik aktarımın daha kolay olmasını sağladı. Tarih boyunca insan seks görüntülerine her zaman ilgi gösterdi. Pornografinin tanımlarından biri olan “yalnızca cinsel uyarılma için tasarlanmış, sanatsal değeri olmayan her türlü materyal” açıklaması bizi ilk çağlardaki taş ve tahtadan oyulan primitif heykelciklerden, antik Yunan ve Roma’daki heteroseksüel ve homoseksüel ilişki tasvirli fresklere, çömleklere, antik Peru’num Moche halkının üretimlerine, Kama Sutra”ya, 16. yüzyılda Japon aristokrasinin hoşlandığı erotik tahta baskılara kadar geniş tanımlaması zor bir yelpaze çiziyor. Kimi zaman ise müstehcen materyaller pornografik olmaktan ziyade politik bir karşı duruş olarak karşımıza çıkıyor. Fransız devrimciler aristokrasiyi cinsel içerikli broşürlerle hicvetmekteydi. Pornografi kisvesine bürünmüş siyasi hareketler… Marquis de Sade’ın pornografik eserlerini edebiyat, felsefe ve siyaset ekseninde değerlendirmek gerekiyor. (Meraklısı için; Son Tabu Kırıcı; Marquis De Sade )

Pornografinin yalnızca pornografi olması fikri ise 1600’lı yıllara dayanıyor. Erotik anonim romanlar 1600 yıllardan itibaren basılmaya ve yasak olduğu için el altından dağıtılmaya başlanmıştı. İlk İngilizce pornografik roman olan “Memoirs of a Woman of a Woman” / “Bir Kadının Anıları” (“Fanny Hill” olarak da bilinmektedir) resmi olarak 1748 yılına kadar yayınlanamayacaktı. 1839’da Louis Daguerre, ilkel bir fotoğraf biçimi olan” “Daguerreotype” icat eder etmez pornograflar tıpkı film sektörü gibi neredeyse anında yeni teknolojiye el koyacaklardı. 


80’li yıllarda video kasetlerin piyasaya çıkmasıyla evlere girmeye ve yaygınlık kazanmaya başlayan porno filmler, yine bu yıllarda yasal engellemelerle ve tepkilerle karşılaşmaya başladı. Buna rağmen sektör altın çağlarını yaşamaya başlamış ve artık kendi yıldızlarını, yönetmenlerini de ortaya çıkararak, artırdığı prodüksiyon kalitesiyle “yaratıcılığının” sınırlarını zorlamaya başlamıştı. Bu dönemde porno filmler Amerika Birleşik Devletleri’nde video kiralayan dükkânların gelirlerinin yüzde 70’inden fazlasını oluşturuyordu. Hal böyle olunca teknolojilerinin cinsel amaçlarla kullanılmasını engellemeye çalışan şirketler çoğunlukla başarısız olacaktı. VHS video kasetlerinin Beta formatına karşı kazandığı zaferin öne sürülen nedenlerinden birinin, Beta’nın kasetlerinin pornografi için kullanılmasına izin vermemesi olduğunun iddia edilmesi şaşırtıcı olmasa gerek Benzer şekilde, Prodigy’nin cinsel odaklı sohbet odalarına veya cinsel içeriğe izin vermeyi reddetmesi nedeniyle AOL’nin Prodigy’ye karşı zafer kazanması kaçınılmaz olacaktı.


Taşınabilir kameraların ucuzlaması ve pazar paylarının artması, porno sektörüne en büyük rakip olacak “bağımsız” porno sektörünün de oluşmasına olanak sağlayacaktı. 2005 yılında çevrilen “Pirates” ise milyon doları geçen prodüksiyon bütçesiyle bugüne kadar yapılmış en pahalı ve DVD üzerinde en çok satılan porno film olma özelliğine sahip. Film, bu özelliğiyle sektörün geldiği noktayı göstermesi açısından önem taşıyor.


Porno filmler teknik olarak süper egoyu öteleyen, cinselliği en düz haliyle teşhir ederek izleyicilerini utanma duygularından arındıran, eylemi mekanikleştirerek ortaya koyan yapıtlar olarak nitelendiriliyor. İlişki biçimlerini erotik estetizm bağlamından kopartarak ve aşk/sevgi duygularından soyutlayarak, organları ve bedenin parçalarını bütünselliğinden yalıtarak cinselliği yalnızca fetişist bir edim haline getiriyorlar. Bu nedenle ilk başta seyredenler için heyecan verici olsa da tekrarlarında sıkıcılaşmaları doğal. Farklı eğilimler, hastalık derecesindeki fetişler bir yana sürekli “yeni” içerik üretilmesinin arkasındaki temel sebep de bu.

Her ne kadar tüketicisinin biz olmadığımızı iddia etsek, yapılan araştırma sonuçlarında “hiç” bakmıyor gözüksek de, dürüst olmakta fayda var. Arz için talebi oluşturan, sektörü sektör yapan bizleriz, başkaları değil. Çünkü elektronik ortamdaki gerçek veriler bizleri yalanlıyor. Önce internette yer alan verilere kısaca bir göz atalım ve sonra devam edelim;
• Web sitelerinin yüzde 12’sini pornografik içerikli siteler oluşturuyor.
• İnternette yapılan aramaların dörtte biri pornografik içerikli.
• Erkeklerin yüzde 20’si, kadınların yüzde 12’si iş yerlerinde porno izliyorlar.
• Her üç porno izleyicisinden bir tanesi kadın.
• Online porno için her saniye yaklaşık 3 bin dolar civarında bir harcama yapıyoruz.
• Dijital porno endüstrisi Amerika Birleşik Devletleri’ndeki büyüklüğü yılda 12 milyar dolara yakın, dünyada ise 100 milyar dolara yaklaşmış durumda.
• Dijital ortamda 400 milyona yakın pornografik web sayfası bulunduğu tahmin ediliyor.
• Pornografik içerikler internetin yüzde 40’ına yakınını oluşturuyor ve sadece 2010 yılının ilk çeyreğinde bu içerik yüzde 17 artış gösterdi.
• 24 yaş altı erkek kullanıcıların yüzde 70’e yakını mutlaka pornografik siteleri ziyaret ediyor.
• Her saniye 30 bine yakın internet kullanıcısı pornografik içerik izliyor.
• Pornografik içerik izleyenlerin dağılımı eğitim, kültür, ekonomik durum kriterlerinde çok büyük farklılıklar göstermiyor.
• XVideos, LivJasmin, YouPorn, PornHub ve Tube8 gibi sektörün önde gelen porno sitelerinin ziyaretçi sayıları, tıklanma oranları konusunda Facebook ve Google ile yarış halindeler.
• XVideos ayda 5 milyara yaklaşan sayfa görüntülemesi ile Reddit’i ikiye, CNN’i ise üçe katlamış durumda,
• Porno sitelerde ortalama ziyaret süresi diğer sitelere kıyasla oldukça yüksek. Ziyaret başına 15-20 dakika gibi istatistiklere sahipler,
• YouPorn, 100TB’ın üzerinde porno içeriği üzerinde barındırıyor ve günde 100 milyondan fazla sayfa gösterimine sahip. Ziyaretçi akımına uğradığında tek başına toplam internet trafiğinin yüzde 2’sini kendisine çekebiliyor. (Günlük 950TB’lık bir veri akışından bahsediyoruz, üstelik hali hazırda alt yapıları bu trafiğin ve datanın iki katını kaldırabilecek güçte. 
• Dünyanın en pahalı alan adı isimleri arasında Sex.com ve Porn.com ilk sıralarda yer alıyorlar.



“Nerede seks ve teknoloji varsa orada satış vardır.”
Eric White, Virtual Reality Innovations



Porno siteler, kullanıcıların kişisel verilerine ulaşmak amacıyla virüs barındıran birçok siteye göre çok daha güvenliler. Dünya genelinde bir çok ülkedeki siber suçları inceleyen bir araştırmaya göre sanıldığının aksine pornografik içerikli yayın yapan siteler değil, bloglar ve ideolojik yayın yapan siteler kişisel bilgisayarlara sızma çabalarında üç kat daha fazla aktif çıktılar. Ücretli ve abonelik sistemiyle yayın yapan gözde pornografik siteler, üyelerini kaybetmemek ve güvenliklerini sağlamak adına bir çok sektöre nazaran çok daha sıkı önlemler alıyorlar. Dolayısıyla porno sektörü güvenlik sistemlerine en çok yatırım yapan ve bu sektörlerin gelişimine katkıda bulunan aktörlerin başında geliyorlar. Murat Bayraktar, “internette pornonun yararları” başlıklı yazısında, porno sektörünün internetin gelişmesine olan katkılarını anlatırken karakter tabanlı içerikte (ASCII karakterlerle) oluşturulan erotik resimlerin hareketlenmesinden yola çıkarak “akan medya”(streaming media) teknolojilerini geliştirdiğine ve video paylaşım sitelerini doğurduğuna dikkat çekiyor. Bayraktar ayrıca genişbant hızlı internet teknolojilerinin gelişimini, PayPal gibi güvenilir ödeme sistemi ve sanal bankacılık enstrümanlarının gelişimini, mobil cüzdan uygulamalarını, internet içerik filtreleme sistemlerinin gelişimini, gerek Pop-up engelleyici yazılımların, gerek “Torrent” gibi P2P paylaşım araçlarının gelişimini porno sektörünün kendi büyümesi doğrultusunda gerçekleştirdiği arayışlara bağlıyor.

Porno sektörünün internetin gelişimine katkıların yalnızca bunlarla da sınırlı değil, gelişimini ve teknolojisini porno sektörüne borçlu diğer teknolojiler arasında tabiî ki en başta e-ticaret geliyor. 1990 yılında Pin-Up yıldızı Danni Ashe ilk ticari web siteleri arasında sayılan “Geek With Big Breasts”i açtığında, ilk hafta bir milyonun üzerinde hit alan site iki yıl boyunca web üzerinde en çok hit alan siteler arasında yerini korumayı başardı. 2001 yılına gelindiğinde Ashe, yanında 45 kişi istihdam ediyordu ve yıllık karını 8 milyon doların üzerine çıkarmayı başarabilmişti.

Ashe ve onun gibi diğer öncü porno sitelerinin e-ticaret, güvenlik çözümleri, PayPal, gibi yeniliklerde Ebay, Amazon gibi sitelerin öncüsü olarak tanımlamak ve internetin ticarileşmesindeki rollerinin büyüklüğünü kabul etmek gerekiyor.

1994 yılına gelindiğinde Hollandalı porno şirketi Red Light District ilk internet tabanlı akışkan video sistemini geliştirdi. Onu 1995 yılında CNN.com, 2005 yılında YouTube, 2008 yılında Hulu ve diğerleri izleyecekti.

Porno sektörü olmasaydı akışkan video kavramı bu kadar hızlı gelişebilir miydi tartışılır. Diğer yandan 1997 yılında daha bu kadar yaygın olmadan önce ilk webcam uygulamalarını çeşitli live sex gösterileri için porno sektörü kullanılmaya başlamıştı bile. Bant genişliği talebini ortaya koyan da ilk kez cinsel içerik taleplerindeki artışa bağlı olarak porno sektörü oldu. Artan talepler, trafiğin en yoğun olduğu porno sektörünün ihtiyaçları doğrultusunda şekillendi.

Çok daha önceleri, BBS’ler, yerel çevrimiçi topluluklar tarafından porno içeriklerin üretimi, satışı, ticareti ve kopyalanması için kullanılıyor demiştik. Sistem 1992 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde 45 binden fazla servis ve12 milyondan fazla kullanıcıya sahipti.
Aynı yıllarda üyeler 100 milyon dolardan fazla üyelik ücreti ödemekteydiler. Aynı süreçte 5 milyondan fazla yeni telefon hattı devreye girdi ve telefon şirketlerine 850 milyon doların üzerinde bir ekonomi yarattılar.

Altyazı programlarının gelişimi de, porno sektörünün müşterilerinin diyaloglar konusundaki hassasiyetleri sonucunda daha ucuz ve daha hızlı çözümler ekseninde gelişim gösterecekti.

Örnekleri çoğaltmak mümkün. Apple iPad için özel versiyon hazırlayan ilk video sitelerinin başında YouPorn geliyor. Facetime gibi ücretsiz görüntülü iletişim kuran yazılımları, ChatWalk gibi chat hizmetlerini, 3D video kullanımlarını, düzenli ödeme (fee) tabanlı servisleri, “Geo-Location Software”, “Digital Rights Management Software”, “Video on-demand Billing”, “Wireless and Mobile Services” gibi yazılım ve hizmetleri ilk kullananlar ve gelişimine katkıda bulunanlar da tahmin edebileceğiniz gibi porno siteleriydi. “Segmented Content” gibi kullanıcıların kişisel özelliklerine ve isteklerine bağlı niş içerik üretiminin öncüleri olduklarını da unutmamak gerekiyor.

Bu arada son olarak “PornForTheBlind”dan da bahsetmeden geçmemek lazım. Kar amacı gütmeyen bir site olan pornfortheblind, gönüllülerin görme engelliler için porno filmleri sesli olarak açıklayarak kaydettikleri bir site olarak arz-talep eksenindeki beklentiler ve karşılıkları konusunda yaratıcı bir örnek olarak karşımıza çıkıyor.

Elektronik ticaret konusunda asıl riski alanların da porno sektörüne yatırım yapan girişimciler olduğu çok açık. Sex.com’un sahibi Gary Kremen konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada risk sermayesi bulmadan, kendi paralarını riske atarak ve yalnızca kendi kurallarıyla bu işe başladıklarını söyleyerek bu tezi doğruluyor.

Aslında sadece internet değil, birçok teknoloji ve ekonomi gelişimini porno sektörüne borçlu. Amerikan kütüphanelerinde halen kullanılmakta olan mikrofilmlerin ortaya çıkışı da porno endüstrisinin yaratıcılığının bir örneği. Aynı şekilde gerek yasal olmayan, gerekse gizlilik gerektiren çekimler için film kullanmayan dijital kameraların gelişiminde de porno endüstrisinin rolü oldukça büyük. Bir başka örnek olarak Amerika’daki kablolu televizyonlardan verilebilir, 1976 yılında Manhattan Public Access Cable sadece 80 bin aboneye sahipken, George Urban’ın hayata geçirdiği “The Ugly George Hour of Truth, Sex and Violence”nin 13. bölümünden sonra abone sayısı 100 bini geçti. İkinci sezon sonunda ise 300 bine yaklaşmıştı.

Yukarıda yer alan ve kimilerine göre 80’li yıllarda VHS ve Beta arasındaki format savaşlarını porno sektörünün yarattığı söylense de aslında çok fazla bir gerçeklik taşımıyor. Porno sektörünün bırakın iki taneyi, onlarca format olsa dahi bir şekilde hepsini kullanmaktan geri durmayacağını tahmin etmek çok da zor değil. VCR’ın bu kadar yaygınlaşmasında da insanların kalabalık yerlerde grup halinde porno seyretmek yerinde evde tek başlarına mahremiyetlerini koruyarak izleme tercihleri büyük rol oynamakta.

Porno’nun internete olan “olumlu” katkılarından bahsederken öte yandan, “spam”, “pop up” reklamlar, “cookie”ler gibi zararlı teknoloji ürünlerinin gelişimlerine katkılarını da atlamamak lazım tabi ki.
Ama bu altın çağlar artık geride kalıyor.



                        “25 senedir sektörü bu kadar kötü bir halde görmedim”
                                       Steven Hirsch, Vivid Entertainment



Porno sektörü tüm bu yazdıklarımıza rağmen kârlılık bağlamında artık düşüş trendine geçmiş durumda. Üstelik sanıldığının aksine bu düşüşü getiren yasaklamalar ve sansür değil. Veriler yalnızca ABD’de son yıllarda sektörün gelirlerinin üçte bir oranında düştüğüne işaret ediyor.

Porno sektöründe internet, tıpkı müzik ve film sektöründe olduğu gibi önce DVD satışlarını vurdu. İnternetten ücretsiz indirmeler, P2P paylaşımlar, torrentler, korsan kopyalar, amatör kullanıcıların yükledikleri içerikler, yasadışı kopyalamalarla yeni açılan ve hiçbir yatırım maliyeti olmayan amatör siteler yüzünden bu sefer de porno sektörü alarm vermeye başlamıştı.

Her sektörde olduğu gibi sektörün büyümesi, arz ve talep dengesindeki oynama sektör çalışanların gelirlerini oldukça düşürmüş ve cazip olmaktan çıkarmış durumda. Sinema, müzik endüstrilerinin yaşadığı korsan problemlerinin aynısını porno sektörü de yaşıyor. İçeriğe bedava sahip olma isteği en çok bu sektörde hayat buluyor.

Üstelik porno sektörü içeriğine para vermemek, kopyalamak, yasa dışı yoldan elde etmek için çaba gösterenler, diğer kültür sanat endüstrilerinde duyulan rahatsızlığı yaşamadıkları, utanç duymadıkları, kendileri haklı gördükleri için daha büyük zarar veriyorlar.
Porno siteler arasındaki rekabet yüzünden de abonelik ücretleri gün geçtikçe daha da düşüyor. Geleceği görebilen porno sektörü 2009 yılında kriz yüzünden bankacılık ve otomotiv sektörlerine yardım elini uzatan ABD senatosundan yardım talebinde bulunmuş ve reddedilmişti. Las Vegas’ta düzenlenen sektörün en büyük fuarına katılımının son yıllarda yüzde 20 civarında düşmesi de bir diğer gösterge. Gelir ve karlardaki düşüş, yatırımların giderek artması, porno film endüstrisinde gün geçtikçe prodüksiyon kalitesinin düşmesine neden oluyor. Kalitenin düşmesi ise talebin düşmesini daha da hızlandırıyor.

Sosyal medya ve sosyal ağlarda daha çok zaman geçiriliyor olması da porno sektörünü en çok etkileyen durumlardan biri. İnsanlar artık zamanlarının çoğunu instagram, tik tok, twitter, facebook gibi sosyal medyada geçirdikleri için pornoya daha az zaman ayırıyorlar. Video paylaşımı ve çevrimiçi oyunları da porno sektörüne ket vuran uygulamalar arasında saymak mümkün. Düşen gelirler, özellikle porno sektöründe çalışan kadınlar için yeni iş olanakları sunuyor. Kendi evlerinde, yatak odalarında, hiçbir aracı olmadan canlı web şovları düzenliyorlar. “Only Fans” üzerinden kendi işlerini yürütebiliyorlar. Üstelik canlı ve karşılıklı iletişime dayalı olduğu için kopyalama, ücretsiz indirme gibi durumlardan da korunaklı oluyorlar.

Kriz sonrası ABD’de iş bulamayan genç çiftlerin kendi “online streaming” porno sitelerini kurmaları da bir başka örnek. Merak, fantezi, farklılık, her zaman yeniliğin talebi üzerine şekillenen ekonomi, bugüne kadar geldiği süreçte bu isteklere her türlü kombinasyonu ve fantezi çeşitliliğini kullanarak kısa sürede cevap vermesine rağmen, içerik ve yaratıcılık konusunda da tıkanmış durumda. Doğal olarak içerik başlıkları gelebileceği son noktayı çoktan zorladı.

Yeni teknolojileri en yakından takip eden porno sektörü, hala ilkleri kullanmaya devam etse de bu anlık ve geçici yükselişler uzun vadeli sonuçlar doğurmaya yetmiyor.  3D teknolojisi ile yeni arayışlar içerisindeler. 2011 yılında Hong Kong’ta vizyona giren ve gişe başarısı olarak Avatar’ı bile geride bırakan “Sex and Zen:Extreme Ecstasy” 2,79 milyon Hong Kong Doları hasılat yapmayı başarabildi. Ancak devamı gelmedi. Çok yakın bir zamanda, orta ölçekli firmaların yok olacağını, büyük firmaların birleşme yoluna gideceğini, çok daha küçük ve sayıca çok işletmelerin ise hayatlarını sürdürmeye devam edeceklerini öngörmek mümkün. Şimdilik yatırımlarını porno oyunlar üzerine ve giyilebilir sanal seks aparatları üzerine yapıyorlar. Elbette bu verilere dayanarak porno sektörünün tamamen yok olacağını söylemek doğru değil. Yeni arayışlar, yeni teknolojiler, yeni formatlarla dünya kurulduğu günden beri var olan popülerliklerini ve kârlılıklarını en azından yeni nesillerin açlıklarıyla beslemeye devam edecekler.

Ve tabii ki teknolojiye olan yatırımlarını sürdürmeyi de…

Okuyucuya Not: Porno başlıklı bir yazı yazmamın temelde iki sebebi var; birincisi otomobil kültürü hakkında yazdığım yazılar niş bir kitleye hitap ettiği için ilgilileri dışında okuyucusu çıkmıyordu, “Porno” başlıklı bir yazının okunma oranlarını merak edip karşılaştıracak olmam, ikincisi ise sitenin editörlerinin “yazılarında link ver, link vermiyorsun” söylenmelerine bu yazıda link vermem pek hoş olmazdı diyebilmek.


Önceki İçerikDindarlık Bir Tercih, Dincilik Bir Dayatmadır
Sonraki İçerikArz ve Talep Demokrasisi
1966, İstanbul doğumlu. Marmara Üniversitesi, Basın-Yayın Yüksek Okulu,Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Bölümü’nden mezun oldu. Aynı üniversitenin Radyo ve Televizyon Bölümü’nde yüksek lisans yaptı ve doktora çalışmasına devam etti, tez aşamasında ayrıldı. 1984-1989 yılları arasında, bir yandan okurken bir yandan Toros Mühendislik şirketinde İthalat ve Pazarlama Müdürü olarak görev yaptı. , yine aynı yıllar arasında UNESCO’ya bağlı, kar amacı gütmeyen uluslararası programlara sahip “The Experiment In International Living in Turkey”de Program Koordinatörlüğü görevini yürüttü. 1991 yılında Şeker Sigorta’da Reorganizasyon, Pazarlama ve Reklam Müdürü olarak mesleki kariyerine başladı. 1993 yılında Oyak Sigorta’da Reklam Müdürü olarak görev aldı. Dream Design Factory’de 7 yıl Genel Koordinatörlük, (dDf'teki son 3 yılında dDf’nin yan kuruluşu olan dda, Dream Design Advertising’de Müşteri İlişkileri Direktörlüğü) Capital Events’de 2 yıl Genel Koordinatörlük görevlerinde bulundu. 2003 yılında X-event’in kurucu ortaklarından biri olarak, şirketinin genel koordinatörlük görevini üstlendi. 2005-14 yılları arasında Farkyeri Reklam Ajansının Kurucu Ortakları arasında yer aldı. Ulusal ve uluslararası müşteriler için yüzlerce başarılı projeyi hayata geçirdi.Reklamcılık ve Etkinlik Yönetimi alanlarında bir çok ödül aldı. İstanbul Modern Sanatlar Galerisi’nde Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yaptı. Doğrudan Pazarlama İletişimcileri Derneği Genel Koordinatör olarak görev yaptı. Çeşitli kitap projelerine katkıda bulundu, çeşitli dergi ve gazetelerde yazı, araştırma ve makaleleri yayınlandı. Halen bir çok ajans ve markaya danışmanlık vermektedir. TTNet'in "Yaratıcıya Destek, Yaratıcı Ekonomiye Destek" projesinin eğitmenlerinden oldu. 2006-2011 yılları arasında Bilgi Üniversitesi, Reklamcılık Bölümü’nde, “Etkinlik Yönetimi” dersleri verdi. Fenerbahçe Kulübü, Yüksek Divan Kurulu Üyesidir Specialties: Advertising, Event Management and Marketing, Special Project

1 Yorum

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz