Yolların anası: Route 66

0
535

“Arkamda hiçbir şey yok, her şey önümde uzanıyor, yollarda olması gerektiği gibi…”

Jack Kerouac,Yolda

1920’li yılların ortasından bugüne değin, sadece Amerika’da değil, tüm dünyada motosiklet ve otomobil tutkunlarının “uzun yol” yapmak denildiğinde aklına gelen tek bir yol var, özgürlüğün, maceranın, keşfetmenin, kendini bulmanın tek yolu: U.S. Route 66

Dünya üzerindeki hiçbir yol bu kadar çok sinema, tiyatro, şiir, hikaye, televizyon dizisi ve romana konu olmamıştır.

“Ana Cadde”, “Ana Yol” olarak adlandırılan “U.S. Route 66” (U.S. Highway olarak da adlandırılan ve kısaca Route 66 olarak anılan) ilk kez 11 Kasım 1926 yılında Amerika karayolları ağının ilk otoyollarından biri olarak açıldı ve 1985 yılına dek hizmet vermeye devam etti. Daha sonraları popüler bir “kült” ikon haline gelecek olan, tabelası ise 1927 yılında konuldu. Toplamda 3940 km olan ve Amerika’yı doğudan batıya doğru geçen yol, Chicago Illinois’ten başlar, Missouri, Kansas, Oklahama, Teksak, New Mexico, Arizona ve ve Kaliforniya eyaletlerini geçerek Los Angeles şehrinde son bulur.

“U.S. Route 66” 27 Haziran 1985 tarihinde resmen “ABD Karayolları Sistemi”nden çıkartıldı ve bu tarihi yol yerini “Eyaletler arası Otoyol Sistemi”ne bıraktı. Ancak meraklıları için U.S. Route 66 hala yaşamaya devam ediyor ve sonsuza dek devam edecek…

1920’li yıllarda Amerika’da otomobil sahipliği üç katına çıktı. (8 milyondan 23 milyona). Route 66 öncesi yollar açısından Amerika’yı boydan boya kat etmek mümkün olsa da Route 66 Chicago-Los Angeles arasını kısaltarak cazip hale getirdi. Bir öğretmen olan ve petrol ve gaz şirketi başkanı olan Cyrus Avery, Route 66’nın erken gelişiminin arkasındaki itici güçtü. Avery, 1900’lerin başında tabandan gelen İyi Yollar Hareketi’ne üye olduğundan beri daha büyük ve daha iyi yolların arkasındaki isimdi. 1924 yılında Oklahoma Eyalet Otoyol Komiseri olarak atandı.

Komiser olarak Avery, Ortabatı’yı Batı’ya bağlayacak tek bir karayolunun savunuculuğunu yapmak için işadamı John Woodruff ile güçlerini birleştirdi. Vizyonu ülkenin yarısına yayılmış olsa da, Avery’nin eyaletler arası projeye dahil olma konusundaki en büyük motivasyonlarından biri yereldi. Kendi eyaleti üzerinden bir otoyol inşa ederek Denver, Colorado ve Kansas City, Missouri gibi diğer şehirlerden trafiği ve yolcuların parasını çekebileceğini düşünüyordu.

1928’de, Route 66 Derneği’nin Charles C. Pyle adlı bir üyesi, yeni otoyol için iddialı bir tanıtım planına öncülük etti: Los Angeles’tan New York City’ye bir yarış. Yarış tamamen yaya olarak gerçekleşecekti. 25.000 dolarlık bir ödül için, yaklaşık 300 koşucu ülke çapında koşmaya başladı. 3400 millik yarışın ilk 2400 mili, gösteriyi finanse etmeye yardım etmeyi kabul eden şehirlerdeki kontrol noktaları ile Route 66’yı takip etti. Sonunda, Cherokee vatandaşı Andy Payne yarışı kazandı. Bugün Route 66’da Oklahoma’da heykeli hala durmaktadır.

1926’da resmen açılmış olmasına rağmen, Büyük Buhran ülkeyi kargaşaya sürüklediğinde Route 66 bitmeye yakın bile değildi.1929’da Route 66’nın yalnızca Illinois ve Kansas bölümleri tamamlanabilmişti. Büyük Buhran’ın işsiz bıraktığı bir çok kişi Başkan Franklin Delano Roosevelt’in önderliğinde yol iyileştirme ve bakım işlerinde çalışmak üzere işe alındı ve bu sayede 1938 yılında yolun tamamı bitebildi.

Büyük Buhran yıllarında binlerce umutsuz Oklahomalı, Kansanlı, Teksaslı ve Yeni Meksikalı 1930’larda Route 66 üzerinden yeni bir gelecek umuduyla Kaliforniya’ya göç etti.

Route 66, tüm kültürü etkiledi. John Steinbeck’in başta Gazap Üzümleri olmak üzere tüm eserlerinde, Beat Generation akımının kült romanlarından Jack Kerouac’ın Yolda romanında, 1946 yılının hit şarkısı “Get Your Kicks On” da baş aktör olarak yerini alır. Hatta 1960-1964 yılları arasında yayınlanan, Tod Stiles ve Buz Murdock’un Amerika’da üstü açılır bir Corvette’in direksiyonunda seyahat eden karakterler olarak oynadığı kendi adını taşıyan TV şovu bile vardı. En yakın örneğini ise Pixar’ın çektiği “Arabalar” filminde görmek mümkün.

Route 66, 1926’daki başlangıcından bu yana, “Amerika’nın Ana Caddesi” de dahil olmak üzere birçok isimle anılmasına rağmen kalıcı olan “Ana Yol” ismi John Steinbeck’e aittir. Gazap Üzümleri romanında Steinbeck Route 66’yı “66, kaçan insanların yoludur. 66 ana yoldur, kaçış yoludur.” diye tanımlar.

Route 66 “Özgürlük Yolu” olarak tanımlansa da madalyonun bir de öbür yüzü vardı. Yola çıkan siyahlar için durum oldukça karışıktı. Yol boyunca bir çok “beyaz” işletme siyahlara hizmet etmeyi reddediyordu. Rota boyunca ilçelerin yarısından fazlasının tamamen “beyaz” olduğunu düşünürsek bunun nasıl bir sıkıntılı hal olduğunu daha rahat anlayabiliriz. Bazı kasabalar daha da ileriye giderek hava kararmadan önce siyahların şehri terk etmeleri gerektiğini bildiren uyarı levhaları bile astılar.(Siyah yolcular için bunlar “Günbatımı Kasabaları” olarak adlandırıldılar) Siyah yolcuların güvenli yolculuk etmesine olanak sağlayan “Negro Motorist Yeşil Kitap” gezginler için önemli bir kaynak haline geldi.

1950’lere gelindiğinde, soğuk savaşın yoğunlaşmasıyla birlikte bazı politikacılar nükleer tehdit karşısında şehirlerin temel kaçış noktaları olacak geniş, çok şeritli yol ağlarını savunmaya başladılar. Başkan Dwight D. Eisenhower, seyahati daha verimli hale getirecek ve Almanya’da olduğu gibi şık ve modern otobanlara benzeyecek dört şeritli yollar konusunda hevesliydi ve 1956’da, yeni, daha sağlam bir eyaletler arası sistemin inşasını sağlayan Federal Eyaletler Arası Yasası’nı imzaladı. Proje ilerledikçe, iki şeritli Route 66’nın çoğu bölümü parçalandı,1964’te – Eyaletler Arası Yasası’ndan on yıldan az bir süre sonra – California’nın Route 66 bölümünün bir kısmı hizmet dışı bırakıldı. Yolun uç noktası Santa Monica’dan Pasadena’ya taşındı.1975’te, California’nın Route 66’sının geri kalanı hizmet dışı bırakıldı, yani otoyol artık resmi olarak Arizona sınırında sona erdi. Son olarak, 27 Haziran 1985’te ikonik Route 66 tabelaları kaldırıldı ve adı yol haritalarından silinmeye başladı.

Orijinal Route 66 resmi olarak artık olmasa da bugün hala iyi bir rota çıkarabilen herkes bu rotayı sürebilir. Orijinal yolun yaklaşık yüzde 85’i hala sürmek için müsait, ancak rota, eyalet ve ilçe otoyollarından, cephe yollarından ve küçük kasabaları kesen sokaklardan oluşan bir karmaşıklıktan oluşuyor.

Uzun yol yapmayı seven, bir yerden bir yere gitmek için değil yolda olmak için yola çıkan herkes için gerçek Amerika’yı görmek, çöller, ovalar, dağlardan, hayalet kasabalardan geçerek yol boyunca filmlerden aşina olduğunuz restoranlarda yöresel yemekler yiyerek, yol üzeri neon ışıklı ucuz otellerde konaklayarak, 70’lerin benzin istasyonlarından benzin alarak, garip isimli otantik barlara takılarak yolların anasını sürmek hala heyecan verici…

Önceki İçerikOkyanusun Alacakaranlık Kuşağı: Derin Dünya, Sığ İnsanlık 
Sonraki İçerikDağlara Tırmanması Yasaklandı, Nobel Barış Ödülünü Aldı: Narges Mohammadi
1966, İstanbul doğumlu. Marmara Üniversitesi, Basın-Yayın Yüksek Okulu,Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Bölümü’nden mezun oldu. Aynı üniversitenin Radyo ve Televizyon Bölümü’nde yüksek lisans yaptı ve doktora çalışmasına devam etti, tez aşamasında ayrıldı. 1984-1989 yılları arasında, bir yandan okurken bir yandan Toros Mühendislik şirketinde İthalat ve Pazarlama Müdürü olarak görev yaptı. , yine aynı yıllar arasında UNESCO’ya bağlı, kar amacı gütmeyen uluslararası programlara sahip “The Experiment In International Living in Turkey”de Program Koordinatörlüğü görevini yürüttü. 1991 yılında Şeker Sigorta’da Reorganizasyon, Pazarlama ve Reklam Müdürü olarak mesleki kariyerine başladı. 1993 yılında Oyak Sigorta’da Reklam Müdürü olarak görev aldı. Dream Design Factory’de 7 yıl Genel Koordinatörlük, (dDf'teki son 3 yılında dDf’nin yan kuruluşu olan dda, Dream Design Advertising’de Müşteri İlişkileri Direktörlüğü) Capital Events’de 2 yıl Genel Koordinatörlük görevlerinde bulundu. 2003 yılında X-event’in kurucu ortaklarından biri olarak, şirketinin genel koordinatörlük görevini üstlendi. 2005-14 yılları arasında Farkyeri Reklam Ajansının Kurucu Ortakları arasında yer aldı. Ulusal ve uluslararası müşteriler için yüzlerce başarılı projeyi hayata geçirdi.Reklamcılık ve Etkinlik Yönetimi alanlarında bir çok ödül aldı. İstanbul Modern Sanatlar Galerisi’nde Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yaptı. Doğrudan Pazarlama İletişimcileri Derneği Genel Koordinatör olarak görev yaptı. Çeşitli kitap projelerine katkıda bulundu, çeşitli dergi ve gazetelerde yazı, araştırma ve makaleleri yayınlandı. Halen bir çok ajans ve markaya danışmanlık vermektedir. TTNet'in "Yaratıcıya Destek, Yaratıcı Ekonomiye Destek" projesinin eğitmenlerinden oldu. 2006-2011 yılları arasında Bilgi Üniversitesi, Reklamcılık Bölümü’nde, “Etkinlik Yönetimi” dersleri verdi. Fenerbahçe Kulübü, Yüksek Divan Kurulu Üyesidir Specialties: Advertising, Event Management and Marketing, Special Project