Kemal Aydoğan

0
372

Ulvi Yaman-Halil Duranay: Bir bibliyoman mısınız yoksa iyi bir okur musunuz? Bu e-postayı aldıysanız zaten sizi iyi bir okur olarak kabul etmişiz demektir 🙂 Bu iki kavramı nasıl tanımlarsınız?

Kemal Aydoğan: İyi bir okur olduğumu düşünmüyorum. Kitabı seviyorum, almayı da seviyorum, nesne olarak kitap cezbediyor beni. Bunlar daha çok bibliyomani belirtisi 🙂 işim gereği okumaya yazgılıyım. Hiç olmazsa oyun okuyorum. bana gönderilen oyunları artık ekrandan okuyorum çoğunlukla. Her basılan tiyatro kitabı büyük ilgimi çekiyor. Onda nasıl bir dünyanın barındığını merak ediyorum.

Ulvi Yaman-Halil Duranay:Sahip olduğunuz kitaplar sizin için bir kitaplık mı yoksa bir kütüphane mi? Ayrımı nerede koyuyorsunuz? Yaklaşık kaç adet kitabınız var?

Kemal Aydoğan: Kütüphane benim için. Her alandan ilgilendiğim kitapları bulundurmaya çalışıyorum. Ayrım kapasitesinde galiba. kitaplık daha sınırlı, okunan kitaplarla oluşturulmuş gibi. Kütüphane daha kapsamlı, hemen okunmayacak olsa da raftaki yerini almış kitaplarla oluşmuş gibi. Bir gün ilgilenileceği düşünülerek bulundurulan kitaplarla. Siyaset, psikoloji, sosyoloji, sanat teorisi, edebiyat yerli ve dünya, tiyatro teorisi ve oyun gibi başlıklara sahip kütüphanem. Beş bin civarı kitap var kütüphanede.

Ulvi Yaman-Halil Duranay: Okumaya ve kitaplara ilginizi gerçek anlamda etkileyen biri ya da birileri oldu mu?

Kemal Aydoğan: Üniversite ile başladı. Tiyatro eğitiminin katkısı oldu. Çok fazla oyun okumak gerekiyor tiyatro bölümünde, her dönem ve türden. Sonra bu oyunların anlamak için yazıldığı dönem, yazarı, içeriği hakkında okumak zorunluluğu var. Oyunları anlamaya, anlamlandırmaya çalışırken verilen çaba okuma eyleminin gelişmesini sağladı ister istemez. Turgut Özakman’ın birinci sınıfta yerli klasikleri okumayı ders için zorunlu kılmıştı mesela. Üç İstanbul, kiralık konak, aşkı memnu, yaban, Çankaya, çalıkuşu vb gibi romanları okumuş üzerine ders yaptığımızı hatırlıyorum mesela. O dönem (1982-86) Sevda Şener, Metin And, Sevinç Sokullu, Nurhan Karadağ, Ayşegül Yüksel, Tahsin Konur DTCF Tiyatro Bölümü’nün hocalarıydı. Okuma alışkanlığının oluşmasına bu kıymetli hocalar sağladı.

Ulvi Yaman-Halil Duranay: Her kitabın yolculuğu ilginçtir. Kütüphanenize geliş hikayesi sizin açınızdan ilginç enteresan bir kitabınız var mı?

Kemal Aydoğan: Ursula leGuin’in mülksüzler kitabının çok ilginç bir hikayesi vardır. Kitaptan önce mülk fikri üzerine düşünmeyi  onu edinme süreci sağlamıştı.

Ulvi Yaman-Halil Duranay: Kitap alırken hangi kriterlere göre hareket ediyorsunuz? Konu mu, yazar mı, yayınevi mi, baskı kalitesi mi, çeviriyse çevirmenin ismi mi sizi o kitabı edinmeye yöneltir?

Kemal Aydoğan: Yayınevi ve çevirmen birinci sırada. Bazı çevirmenlerin tüm kitaplarını alıyorum, konuyla ilgilenmesem bile. Bazı yayınevlerinin çıkardığı bütün kitapları inceliyorum. Böyle 15-20 yayınevi var. çabalarını çok değerli buluyorum. Sanattan, siyaset felsefesine bir dolu konu ilgimi çekiyor. Bazı çevirmenleri bilhassa takip ediyorum. Zira hem edebiyat hem de bilim, sanat, sosyal bilim eserlerinin okuyucuya erişmesinin en temel emekçileri çevirmenler. Onlar işlerini eksik yapınca kitap okunmaz oluyor. O yüzden çevirmen takip ediyorum.

Ulvi Yaman-Halil Duranay: Kıskandığınız kütüphaneler var mı? Kimlerin? Kütüphanenizde olmayan ama bir gün mutlaka olsun istediğiniz kitaplar var mı?

Kemal Aydoğan: Kıskandığım bir kütüphane yok galiba. istediğim bir kitap da yok.

Ulvi Yaman-Halil Duranay: Görüp, duyup, ziyaret edip imrendiğiniz kütüphaneler var mı? En etkileyici bulduğunuz kütüphaneler kimlerin?

Kemal Aydoğan: Bununla da çok ilgilenmedim açıkçası.

Ulvi Yaman-Halil Duranay: Henüz kütüphanenizde olmayan ve belki hiçbir zaman olamayacak ama bir gün mutlaka olsun diye hayalini kurduğunuz kitaplar var mı?

Kemal Aydoğan: Yok galiba.

Ulvi Yaman-Halil Duranay: Elbette her kitap değerlidir ama kütüphanenizde “yangında ilk kurtarılacak kitaplar” hangileri? Neden?”

Kemal Aydoğan: Oğuz Atay, Shakespeare ve Ursula LeGuin kitaplarını kurtarmayı mutlaka isterdim. Belki bir de Dostoyevski.

Ulvi Yaman-Halil Duranay:Arzu nesnesi olarak baktığınız kitaplarınız hangileri?

Kemal Aydoğan: Mülksüzler ve tutunamayanlar, bir de Karamazov Kardeşler.

Ulvi Yaman-Halil Duranay: Kitap verme konusunda cömert biri misiniz? Zaman zaman kütüphanenizi hafifletmek için ayıklama yapıyor musunuz? Kriterleriniz neler?

Kemal Aydoğan: Kitaplarımı veririm, sonra hatırlayamam kime verdiğimi not tutmuş bile olsam. Çünkü notu tuttuğum yeri hatırlayamam. Öfkelenirim. Hatta kitabı yeniden satın alırım. Sonra bunu tekrarlarım.

Ulvi Yaman-Halil Duranay: Hiç kitap çaldınız mı?

Kemal Aydoğan: Evet. Ankara’da, öğrenciyken, Zafer Çarşısı’ndan ve ilk kitap fuarından. İlk kitap fuarı çok ilginçti Ankara’da. İzdiham yaşanmıştı. Görevliler kalabalıktan hareket edemez haldeydiler. Kitabı alan dışarı çıkıyordu. Hırsızlık değil de daha çok yağmaya benziyordu. Sonra bir gün yine zafer çarşısında kitap çalmaya kalktım. Başka bir kitapçıdan aldığım kitap paketini açtım, kitapları çıkardım, içine o başka kitapçıdaki kitabı koymaya çalıştım. Beceremedim. Çalamadan dışarı çıkarken meğer gözlüyormuş kitapçı beni. Diğer kitapçıdan aldığım paketi açtırdı bana. Çalmadığımı gördü. Ben de üste çıkmaya çalıştım, beni hırsızlıkla mı suçluyorsun falan dedim. Ama kitapçı bir daha bu dükkandan içeri girdiğini görmeyeyim diye tehdit etti. Bu rezillikten sonra bir daha kitap çalmadım.

Ulvi Yaman-Halil Duranay: Kitaplarınızı hangi dizine göre yerleştiriyorsunuz? Yayınevi? Yazar? Konu vb.

Kemal Aydoğan: Çoğunlukla konu. Ama bazen yayınevlerine göre de yerleştirdiğim oluyor.

Ulvi Yaman-Halil Duranay: Siz göçtükten sonra kütüphaneniz için şimdiden hazırladığınız bir plan var mı?

Kemal Aydoğan: Kesinlikle yok. Yakıp gökyüzüne savurabilirler 🙂

Ulvi Yaman-Halil Duranay: Kitap okuma ritüelleriniz var mıdır? Her yerde okurum, akşamları okurum, okurken müzik dinlerim vb.

Kemal Aydoğan: Her yerde okurum. Otobüste, tuvalette, şezlongta, uçakta, yatakta, balkonda, masada, her yerde. Müzik de dinlerim.

Ulvi Yaman-Halil Duranay: Kitap okurken altını çizer veya sayfa kenarlarına not alır mısınız? Kartoteks kullanır veya bir deftere not alır mısınız?

Kemal Aydoğan: Altının çizilmesinden hiç hoşlanmıyorum. Başka okuyacakları etkilememek için bunu yapmamaya gayret ederim. çok az kitabın altını çizmişimdir. O da genellikle mesleki kitaplardır. Deftere not ederim. ya da oyun metinlerinin boş sayfalarına.

Ulvi Yaman-Halil Duranay: Kitap okurken kaldığınız yeri işaretlemek için ayraç mı kullanırsınız yoksa sayfa ucunu katlar mısınız?

Kemal Aydoğan: Sayfanın ucunun kıvrılması da canımı çok sıkar. Ayraç kullanırım. En güzel ayraç da tatil yerlerinde bulduğum çiçeklerdir. Onlar zamanla kurur, kitabın içinde kalır.

Ulvi Yaman-Halil Duranay: Kitabın size ait olduğunu gösteren özel işaretler, belirticiler kullanır mısınız? Size özel bir Exlibris’iniz var mı? (Varsa fotoğrafını da rica ediyoruz)

Kemal Aydoğan: Yok, kullanmıyorum. Bir süre adımı ve aldığım tarihi yazdım. Sonra ondan da vazgeçtim.

Ulvi Yaman-Halil Duranay: Kütüphanenizde kitap dışında sizin için özel bir anlam taşıyan obje veya objeler var mı? Neler ve neden?

Kemal Aydoğan: Yok hayır.

Önceki İçerikNotos Üç Ayda Bir Yayınlanacak
Sonraki İçerikKürt Sanatçılara Tehdit Meclis Gündeminde
1966, İstanbul doğumlu. Marmara Üniversitesi, Basın-Yayın Yüksek Okulu,Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Bölümü’nden mezun oldu. Aynı üniversitenin Radyo ve Televizyon Bölümü’nde yüksek lisans yaptı ve doktora çalışmasına devam etti, tez aşamasında ayrıldı. 1984-1989 yılları arasında, bir yandan okurken bir yandan Toros Mühendislik şirketinde İthalat ve Pazarlama Müdürü olarak görev yaptı. , yine aynı yıllar arasında UNESCO’ya bağlı, kar amacı gütmeyen uluslararası programlara sahip “The Experiment In International Living in Turkey”de Program Koordinatörlüğü görevini yürüttü. 1991 yılında Şeker Sigorta’da Reorganizasyon, Pazarlama ve Reklam Müdürü olarak mesleki kariyerine başladı. 1993 yılında Oyak Sigorta’da Reklam Müdürü olarak görev aldı. Dream Design Factory’de 7 yıl Genel Koordinatörlük, (dDf'teki son 3 yılında dDf’nin yan kuruluşu olan dda, Dream Design Advertising’de Müşteri İlişkileri Direktörlüğü) Capital Events’de 2 yıl Genel Koordinatörlük görevlerinde bulundu. 2003 yılında X-event’in kurucu ortaklarından biri olarak, şirketinin genel koordinatörlük görevini üstlendi. 2005-14 yılları arasında Farkyeri Reklam Ajansının Kurucu Ortakları arasında yer aldı. Ulusal ve uluslararası müşteriler için yüzlerce başarılı projeyi hayata geçirdi.Reklamcılık ve Etkinlik Yönetimi alanlarında bir çok ödül aldı. İstanbul Modern Sanatlar Galerisi’nde Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yaptı. Doğrudan Pazarlama İletişimcileri Derneği Genel Koordinatör olarak görev yaptı. Çeşitli kitap projelerine katkıda bulundu, çeşitli dergi ve gazetelerde yazı, araştırma ve makaleleri yayınlandı. Halen bir çok ajans ve markaya danışmanlık vermektedir. TTNet'in "Yaratıcıya Destek, Yaratıcı Ekonomiye Destek" projesinin eğitmenlerinden oldu. 2006-2011 yılları arasında Bilgi Üniversitesi, Reklamcılık Bölümü’nde, “Etkinlik Yönetimi” dersleri verdi. Fenerbahçe Kulübü, Yüksek Divan Kurulu Üyesidir Specialties: Advertising, Event Management and Marketing, Special Project

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz