Müfit Can Saçıntı

0
114

Ulvi Yaman – Halil Duranay: Bir bibliyoman mısınız yoksa iyi bir okur musunuz? Bu e-postayı aldıysanız zaten sizi iyi bir okur olarak kabul etmişiz demektir:) Bu iki kavramı nasıl tanımlarsınız?

Müfit Can Saçıntı: Ben bir kitap severim ama iyi bir okurum. Her şeyi okurum. Eskiden yolda gördüğüm gazete parçalarını bile kaldırıma oturup okurdum gerçekten…
Yine eskiden gazete kağıtlarından kesekağıdı yapılırdı. Eve giren hiçbir kesekağıdı okunmadan çöpe atılmamıştır. Bibliyoman ile okur arasındaki fark böylece ortaya çıkmış oldu sanırım. Bibliyoman’a kitap sevmek yeter ama iyi bir okur her şeyi okur.

Ulvi Yaman – Halil Duranay: Sahip olduğunuz kitaplar sizin için bir kitaplık mı yoksa bir kütüphane mi? Ayrımı nerede koyuyorsunuz? Yaklaşık kaç adet kitabınız var?

Müfit Can Saçıntı: Kütüphane tekamüle ermiş tekmil kitaplıktır. Yani olgunlaşmış ve tamamlanmış kitaplığa kütüphane derim. Kitaplık için ise birkaç kitap bile yeter. Her kütüphane aynı zamanda bir kitaplıktır ama her kitaplık bir kütüphane değildir.
Gençlikte kitapları sayıp skor tutuyordum. Çok uzun yıllardır saymayı bıraktım. Sanıyorum 1000 civarı kitabım var. 1000’den çok 2000’den az diyebilirim. Bunların ciddi bir bölümü artık kızıma ait. Yeni taşındığımız evde yer yokluğu yüzünden ikinci kitap dolabını elden çıkartmak zorunda kaldık. Kitapların ciddi bir bölümü kitaplıkta değil kolilerde duruyor maalesef.

Ulvi Yaman – Halil Duranay: Okumaya ve kitaplara ilginizi gerçek anlamda etkileyen biri ya da birileri oldu mu?

Müfit Can Saçıntı: Ben, mütevazı da olsa, Kitaplığı olan bir evde doğdum büyüdüm. Anadolu’da her çocuk bu şansa sahip değil. Yani yeni doğan bir çocuk için nasıl gökyüzü kuşlar ağaçlar doğanın dünyanın doğal bir parçası işe kitapları da dünyanın doğal parçası olarak algıladım. Okumak bir alışkanlıktan çok bağımlılığa dönüştü. Yaz tatillerinde gittiğim dedemin köy evinde tavan arasında öğretmen olan amcamın eski kitaplarını bulmuştum. Köy yerinde okunacak madde yoksunluğu yüzünden krize girip benimle alakasız ders kitaplarını bile okuduğumu hatırlıyorum. Aynı krize Doğubeyazıt’ta da girmiştim. İlçenin tamamen kitap satan kitapçısı yoktu. Doğru dürüst kitap bulamıyorduk. Krize girip evde babamın, (o yılarda yaygın olan kapıdan kapıya kitap pazarlamacılardan) aldığı ansiklopedileri baştan sona okuduğ.umu hatırlıyorum. Anadolu’da kitapçısı bile olmayan ilçelerde evde kitaplık kurmak zor. Mesela Çubuk’ta ben dokuz yaşındayken okumay.a başladığım Kemalettin Tuğcu kitaplarını bir camcı satıyordu, kitapçı değil.

Ulvi Yaman – Halil Duranay: Her kitabın yolculuğu ilginçtir. Kütüphanenize geliş hikayesi sizin açınızdan ilginç enteresan bir kitabınız var mı?

Müfit Can Saçıntı: Üniversitedeyken arkadaşımız Kubilay Tüntül Nazım Hikmet’in “Benerci Kendini Niçin Öldürdü” kitabının ilk baskılarını bulmuş; hem de koli halinde. Kitapların başına ne geldiyse, hiç okunmadıkları belliydi. Bunu gençlere nasıl tarif edebilirim bilmiyorum ama eskiden bazı kitapların sayfa formaları üst taraftan kesilmemiş oluyordu. Biz bıçak veya cetvel yardımıyla sayfaları üstten keserek açıp okuyorduk. Kitaplar o haldeydi. Kubilay o kitaplardan birini de bana vermişti.. İlk aklıma gelen bu oldu ama bunun dışında bir anım daha var. 12 Eylül’den sonra Kadıköy Gençlik Kitabevi imza günleri düzenlemeye başlamıştı. Oktay akbal‘ın imza gününe gittim. Baktım izleyiciler arasında Salah Birsel de var. Bulmuşken ona da kitap imzalatmak istedim. O kitapçıda o an Salah Birsel’in hiç kitabı kalmamıştı. Hemen karşı çaprazdaki sahafa gittim. “Salah Birsel‘in kitabı var mı” dedim. Bana ilk kitabı “Dünya İşleri”ini verdi. Aldım döndüm. Salah Birsel’e imzalatmak istedim; imzalamadı.
Sonra bir yerde okudum üstat o ilk kitabını hiç sevmiyormuş hatırlamak bile istemiyormuş. Fakat benim kitaplığımda yazarı tarafından imzalanmak istenmeyen zavallı kitap olarak yerini aldı.

Ulvi Yaman – Halil Duranay: Kitap alırken hangi kriterlere göre hareket ediyorsunuz? Konu mu, yazar mı, yayınevi mi, baskı kalitesi mi, çeviriyse çevirmenin ismi mi sizi o kitabı edinmeye yöneltir?

Müfit Can Saçıntı: Öncelikle konu ve yazar önemli benim için. Aynı kitabın farklı yayınevlerinden çıkmış versiyonları varsa tabii ki yayınevi, baskı kalitesi, cilt kalitesi önem kazanıyor. Gençlikte kötü çeviri yüzünden bunalıp sıkılıp bıraktığım çok kitap oldu o yüzden kitap çeviri ise almadan önce mutlaka birkaç sayfasını okuyorum.

Ulvi Yaman – Halil Duranay: Kıskandığınız kütüphaneler var mı? Kimlerin? Kütüphanenizde olmayan ama bir gün mutlaka olsun istediğiniz kitaplar var mı?

Müfit Can Saçıntı: Gençliğimde çekyatların üstündeki raflarda bile olsa hemen hemen her evin bir küçük Kitaplığı vardı. Şimdi maalesef hali vakti yerinde insanların bile evlerinde kitaplığa rastlamaz olduk. Sonuç olarak kıskandığım bir kitaplık hatırlamıyorum. Sorunun ikinci kısmına gelirsek. Bir ara ilk kitaplar ve imzalı kitaplar koleksiyonu yapmaya karar vermiştim. Fakat vakit ve nakit yetersizliği yüzünden yeterince ilerleyemedim.

Ulvi Yaman – Halil Duranay: Görüp, duyup, ziyaret edip imrendiğiniz kütüphaneler var mı? En etkileyici bulduğunuz kütüphaneler kimlerin?

Müfit Can Saçıntı: Maalesef hatırlamıyorum.

Ulvi Yaman – Halil Duranay: Henüz kütüphanenizde olmayan ve belki hiçbir zaman olamayacak ama bir gün mutlaka olsun diye hayalini kurduğunuz kitaplar var mı?

Müfit Can Saçıntı: Sevdiğim bütün yazarların kitaplarının ilk baskıları ve imzalı kitapları olsun isterdim. Böyle kitaplara sahibim ama liste tamamlanmadı.

Ulvi Yaman – Halil Duranay: Elbette her kitap değerlidir ama kütüphanenizde “yangında ilk kurtarılacak kitaplar” hangileri? Neden?”

Müfit Can Saçıntı: Kitaplığımdaki imzalı kitaplar. Çünkü sevdiğim yazarların o kitaplarda el izi ve anısı var

Ulvi Yaman – Halil Duranay: Arzu nesnesi olarak baktığınız kitaplarınız hangileri?

Müfit Can Saçıntı: Aynı yanıtı vereceğim; kitaplığımdaki imzalı kitaplar.

Ulvi Yaman – Halil Duranay: Kitap verme konusunda cömert biri misiniz? Zaman zaman kütüphanenizi hafifletmek için ayıklama yapıyor musunuz? Kriterleriniz neler?

Müfit Can Saçıntı: İlk kitaplığım evden ayrılınca baba evinde kaldı. Bazı kitaplarım birlikte yaşadığım eski sevgililerimin evinde kaldı. Benim için özel bir anlamı yoksa kitap verme konusunda cömert sayılabilirim.
Kitapları birbirinden ayırmaya kıyamam; kitapları atmak satmak istemem. Ancak şu an taşındığım evde fiziksel koşullar yüzünden kolilerde duran çok kitap var. Bazılarını gerçek kitap severlere vermek isterim artık.

Ulvi Yaman – Halil Duranay: Hiç kitap çaldınız mı?

Müfit Can Saçıntı: Hayır. Hiç kitap çalmadım. Ama bizim Gençliğimizde öğrencilerin kitap çalması meşru sayılırdı. Hatta bazı arkadaşlar fuarlara çalma listesi yaparak giderlerdi. Ben bu niyetle fuarlara veya kitapçıya giden arkadaşların yanında bile durmadım. Niyeti anlarsam hızla uzaklaşırdım yanlarından. O yüzden niyetlerini bana söylemezlerdi. Ben sonradan öğrenirdim. Yani o kadar ustaydılar ki yanlarındaki ben bile anlamazdım.

Ulvi Yaman – Halil Duranay: Kitaplarınızı hangi dizine göre yerleştiriyorsunuz? Yayınevi? Yazar? Konu vb.

Müfit Can Saçıntı: Yazara göre…

Ulvi Yaman – Halil Duranay: Siz göçtükten sonra kütüphaneniz için şimdiden hazırladığınız bir plan var mı?

Müfit Can Saçıntı: Hayır. Kızım gereğini yapar. Çünkü kızım benden çok çok çok daha iyi bir kitapsever ve okur.

Ulvi Yaman – Halil Duranay: Kitap okuma ritüelleriniz var mıdır? Her yerde okurum, akşamları okurum, okurken müzik dinlerim vb.

Müfit Can Saçıntı: Hayır. Eğer bir kitap beni “sarmışsa” her yerde okumaya devam ederim. Tuvalette yolda her yerde.

Ulvi Yaman – Halil Duranay: Kitap okurken altını çizer veya sayfa kenarlarına not alır mısınız? Kartoteks kullanır veya bir deftere not alır mısınız?

Müfit Can Saçıntı: Edebi kitapların değil ama diğer bazı kitapların önemli bulduğum, sevdiğim satırlarını altını çizerim. En son kızıma ait Harari kitabını okurken altını Çizdiğim yerlerden dolayı kızımdan fırça yedim. Satır altlarını çizdiğim için değil kızımdan izin ve onay almadığım için…

Ulvi Yaman – Halil Duranay: Kitap okurken kaldığınız yeri işaretlemek için ayraç mı kullanırsınız yoksa sayfa ucunu katlar mısınız?

Müfit Can Saçıntı: Ayraç kullanmaya çalışıyorum ama köşesini kıvırdığım kitap sayısı daha çok olabilir.

Ulvi Yaman – Halil Duranay: Kitabın size ait olduğunu gösteren özel işaretler, belirticiler kullanır mısınız? Size özel bir Exlibris’iniz var mı?

Müfit Can Saçıntı: Gençlikte birlikte yaşadığım bir sevgilim “Müfit Can Saçıntı Kitaplığı” diye bir kaşe yaptırmıştı. Çoğu kitaba o kaşeyi bastı. Ama nedense ben bundan utandım ve hiç kullanmadım.

Ulvi Yaman – Halil Duranay: Kütüphanenizde kitap dışında sizin için özel bir anlam taşıyan obje veya objeler var mı? Neler ve neden?

Müfit Can Saçıntı: Nazım Hikmet ve aziz nesin gibi sevdiğim yazarların minyatürleri, resimleri var. Kızımın kitaplığımda ise çeşitli sinema figürleri var. Sevmekten başka bir nedeni yok .

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz