Bu hafta yazıya başlık ararken, baktım ki kamyon arkası yazılara doğru kayıyor aklım, hemen oradan tornistan yapıp daha sadesinde karar kıldım.
Geçen hafta rakamların anlamsızlaştığından dem vurduk ancak aslında o kadar anlamlı haldeler ki herkes artık devletin açıkladığı enflasyon rakamı ne veya gerçeğe daha yakın olarak hesaplanan enflasyon rakamını artık göremeyecek miyiz kafa karışıklığında savaşıyor ; bir yandan da fiyatların alışılamayan seviyelerini korkuyla izliyor.
Eminim yaz aylarının bir an önce gelmesini, soğuklardan bıkan vatandaş kadar ülkemizin ekonomi yönetimi de istiyordur; zira turist akınının başlaması ve beraberinde gelecek olan dövizlerin yaz aylarını bir nebze rahat geçirmesine yetmesi umudu taşıyor içinde.
Ancak Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın kısa süre içerisinde bitmeyeceği, Mariupol ün Rusya kontrolüne geçtiğine dair açıklamaların gelmesi ile birlikte savaşın sanıldığndan daha uzun süreceği anlaşılınca turizm den beklenen döviz geliri de bir hayli sekteye uğramış gözüküyor.Dışişleri bakanı S. Çavuşoğlu’nun çarşamba günü CnnTurk e vermiş olduğu röportajda bazı Nato üyesi ülkelerinin savaşın uzaması için Ukrayna ya silah yığınağı yaptığı yönünde açıklamaları yer aldı.
Her ay verilen cari açık ve dış ticaret açığı; önümüzdeki aylarda da sürmesi halinde ne şekilde kapanacağına dair bir fikrimiz yok henüz..Her zaman bir sıcak para söylemleri piyasalar düşüyor ancak rakamların olması gereken seviye bu işin de pek inandırıcı olmamasına neden oluyor.
Geçtiğimiz hafta yayınlanan IMF raporunda yer alan ve Türkiye ye ait büyüme rakamları ve enflasyon tahminleri biraz moralleri bozdu..Cari açık rakamının da 2021 yılında 11% büyüyen Türkiye nin bu yılki büyüme rakamı pek tatmin edici olmadığı gibi uzun yıllardır olduğu gibi 3,5-4% büyüme rakamının altındaki rakamların aslında küçülme anlamına geldiğini kabul edebiliriz.Aslında tüm Dünya büyüme rakamını da yaklaşık 1 puan kadar geriye çekti raporunda IMF…
Bir başka gelişme ise G-20 ülkeleri sıralamasında 21. sıraya gerilememiz oldu.
Sn. Mahfi Eğilmez in hafta içerisinde bu konuda yazmış olduğu yazıda konuyu 2015-2021 yılları arasında karşılaştırmaları oldukça açıklayıcı olmuş. Ekonomi yönetiminin düşük faiz, yüksek kur, cari fazla ve düşük enflasyon diye devam eden karmaşık denkleminde; aradaki zincirde kopmalar- aksamalar olunca, var olanın sürüdürülmesi; yüzdürülmesi gibi bir durum ortaya çıktı.
Ancak halkın yoksulluk, sefalet ve en son açlık seviyesine gelen durum karşısında da herhangi bir adım atılmıyor olması; daha da fazlası yapılanların sadece geçici bir yara bantı tadında olması sorunu çözmekten uzak kalıyor.
Tasarruf sahibi finansal sıkışıklık ortamında parasını koruma derdine düşmüşken, artış hızının roket hızına ulaştığı g menkule olan talep devam ediyor ve artan kira rakamları da gündemin 1 numaralı sırasına oturmuş durumda.
Hiper enflasyonist ortamın içerisinde olduğumuz ancak yüksek sesle ifade edilmeyen bu ortamın sonunda varılacak olan yerin pek hayra alamet olmayacağı kesin…
Tüm dünya da Merkez Bankalarının enflasyon rakamını düşürmek için faiz artırımı silahına davranacak olmaları işi daha da korkutucu noktaya taşıyor.
Hoş, FED Başkanın J. Powell perşembe akşamı IMF toplantılarında yapmış olduğu konuşmada enflasyonu durgunluğa yol açmadan indirmek istediğini söylese de bunun nasıl olacağı hakkında henüz bir bilgimiz yok.!
Yazının henüz türkçesi olmadığı Ingilizce versiyonu koymak zorunda kaldım; Ancak FED in Mayıs toplantısında 50 baz puanlık artışın olacağı kesinleşti gibi; şimdilik…
Yılbaşından bu yana baktığımda tüm emtialarda artış var; gıda emtialarında en yüksek artış buğday da; 41% ilk bir artış söz konusu.
Mısır daki artış ise %37 seviyesine ulaştı. Soya fasulyesi nde artış %28..
Tek eksi olan kahve! Temel gıda maddesi olmaması sebebiyle şu an ondan ciddi bir artış oranı yakalanmadı, her ne kadar kimimiz iyi bir kahve içmeden güne başlayamıyor olsa da…
Bu rakamların geriye gelmesi pek beklenmiyor; Son günlerde Rusya dan buğday yüklü gemilerin ayrılmasına izin verilmesinden dolayı bir miktar düşüş yaşandı Buğday da ancak hala çok düşük seviyelerde bu oran.
Yazının başlığına dönecek olursak aslında bir mucize olsa da keşke başa dönsek, bu fiyatların hepsinin gerilediğini görsek, savaş bir an öne bitse ve insalar terk ettikleri ülkelerine, topraklarına dönse diye içimden geçirdiğim anlar oldu ve tam da o sırada Mike & The Mechanics çalıyordu fonda… All I Need is a Miracle….
Bizim buralarda işimiz Allah a kaldı derler, umarım öyle olmaz.
Herkese sağlıklı ve çok güzel bir hafta dilerim…
Fotoğraf: Towfiqu barbhuiya /unsplash.com