Bu haftaki yazıda biraz her telden bahsedeceğim.
Öncelikle Kripto para piyasasından bahsedelim;
Şu anda aktif olarak işlem gören 9673 adet kripto para bulunuyor. Rakam çok büyük değil mi.?
Aktif olarak işlem yapılabilen 469 adet kripto para platformu bulunuyor.
Altcoinlerin piyasa büyüklüğü 1.1 trilyon USD’ye ulaşmış durumda, toplam piyasa büyüklüğü ise 1.879 trilyon USD civarında. Bu göstergeleri incelediğim sırada da 1 saatlik işlem hacmi 91 milyar doların biraz üzerinde idi.
Rakamlar hızla büyüyor ve belli bir aralığa da oturmuş durumda.
Rusya’nın 24 Şubat’ta Ukrayna’yı işgali sonrasında hızla hayata geçen ve yaklaşık 6000’i bulan yaptırımlar ile birlikte, özellikle Rus oligarkların paralarını, bulundukları yerlerden çıkarmak amacıyla kripto paraları kullanması ve soğuk cüzdanları ile birlikte rahatlıkla yanlarında taşıyarak daha güvenli.! buldukları yere götürmeleri söz konusu olabildi.
Ve bu olasılıkla ilgili olarak hem ABD hem de AB’nin; kripto para işlemlerine kontrol ve yasaklamaya varan kararlar arefesinde olduğunu belirtmem gerekiyor.
Tabi, merkeziyetsiz finans ve tamamen bir otoritenin kontrolünde olmadan otokontrol sistemi içerisinde kurulan ve bu doğrultuda ortaya çıkış felsefesi bu olan bir varlık piyasasından bahsediyoruz ancak aynı zamanda da para trafiğinin kontrolünü ele geçirmeye çalışan ülkeler ve buna yasaklamalar konulması gibi de absürt durumlar ile karşı karşıyayız.
Tabi olayın çıkışı her zaman ’kriptoların bir para birim olmaması ve çok spekülatif olması’’ sığlığında olunca, ardından da düzenleme beklentileri ve çalışmalar geliveriyor.
Ve düzenlemelerin gerekliliği için de bu tip haberlerin ışığında bir korku iklimi yaratılarak gerekli ortamın da hazırlanması sağlanıyor.
İddialı değil mi tüm paranızın kaybolması.!!
Neyse; hiçkimse de normal zamanlar içerisinden geçtiğimizi iddia etmiyor zaten…
Buradan hemen geçtiğimiz hafta yaşanan ve bir haber kirliliğine dönüşen, Rusya-Ukrayna arasındaki görüşmeler ve bunların gidişatına bir bakalım… Hafta başında ortaya çıkan ve görüşmelerin iyi gittiği haberleri Kremlin tarafından yalanlanınca, oldukça hızlı bir şekilde yükselen ve düşen emtia fiyatlarında bir toparlanma görüldü. Petrol fiyatları kısa sürede 138 doları görüp 99 dolara geriledi ancak yeniden 108 dolar sınırına kadar yükseldi.
Çok hızlı bir hammadde fiyatı yükselişi ve ardından başlayan akaryakıt fiyat artışları sonucunda çok ciddi bir enflasyon dalgası daha kapımıza geldi.
Artık fiyat artışlarının ucunu kaçıran tüketici de tamamen elindeki para ile neyi ne kadar alabileceğine odaklanmış durumda.Öncelik gıdada ancak orada da gelişmeler pek iç açıcı değil
Görünen o ki petrol fiyatlarındaki dalgalanma bir süre daha devam edecek. Buna hazırlıklı olmak lazım.
Bir yandan Ukrayna’daki savaştan kaçanların sayısı 3.2 milyonu aşmışken öte yandan da tüm dünyada başlayan fiyat artışı dalgası ve olası durgunluk riski bizi ufukta görünen bir büyük krize doğru mu götürüyor, şu an için meçhul bir durum. Ancak geminin rotasından çıkmasının an meselesi olduğunu da unutmamak gerekli…
İşin insani boyutunun her şeyin önünde olduğu ve bu işgalin bir an önce biterek insanların yeniden ülkelerine dönmesi gerekliliğinin altını çiziyorum ancak yaşananların yarattığı sıkıntılar, ambargo ve yaptırımlar sonucunda başlayan fiyat artışları, enflasyon ve bunu gidermek adına atılacak adımların hepsi, işgalin sona ermesinden sonra da tüm dünyayı etkilemeye devam edecek.
Tabi ben bunların tümünü dünya geneli için yazıyorum, yoksa güzel ülkemin riskleri ve endişeleri bambaşka.
Faizlerin hızla düşürülerek kurda bir değer kaybı ve ardından TL’nin değer kaybı sonrasında ihracatın rekorlar kırması ve böylelikle cari dengenin sağlanacak olması- hatta fazla vermesi- ve son olarak ta cari dengenin artıya geçmesi ile beraber enflasyonun bitecek olması….Bu kurgunun çalışmadığını ve çalışamayacağını hepimizi deneyerek görmüş olduk.
Aslında denemeye gerek yoktu ama bir deneye katılmış olduk ülkece; zorunlu olarak!
Ekonominin genel kuralları içerisinde yer alan ve enflasyona ilişkin kullanılan silahların daha önce kullanıldığı ve başarılı olduğu gibi mali politikalar ile beraberinde atılacak adımlar olduğu çok kez konuşuldu, yazıldı çizildi ancak biz başka yollardan gitmeyi denedik.
Modeller bu arada çok kez değişti, başka başka modellemeler ile başarıya ulaşmaya çalışıyoruz, son varılan noktada Liralaşma stratejisinin içerisinde ilerliyor ve bunu daha sağlam hale getirmeye çalışıyoruz.
Yaşamış olduğumuz tecrübeler ve finansal piyasalardaki krizlerin hepsinde bazı konularda tersine alınan kararlar ve piyasa ile inatlaşma sonucunda hep başa dönülmesine neden oldu.
En azından benim 33 yıllık çalışma hayatımda böyle oldu….
Bu konu ile de Reportare de Kasım 2021 tarihli bir yazı yazmıştım;
Rusya’nın Ukrayna’yı işgali birkaç hafta içerisinde sona erecektir; hali hazırda bölgelerin ve şehirlerin ele geçirildiği haberlerini alıyoruz. Savaşın en kısa sürede bitmesi ve can kayıplarının sona ermesini diliyoruz.
Ancak bu işgal sonrasında halen yaşadığımız enflasyonist ortamın ve bazı lojistik sıkıntıların devam ettiğini ve bu konuların her birinin birer karşı silah olarak kullanılmaya devam ettiğini göreceğiz.
Ambargoların ve yasakların kalkmasını uzun bir süre daha beklemiyorum ancak ülkelerin birçok üründe ihracat yasakları koyması veya ‘’düşmanca tavır takınan ülkeler’’ listesinde olmayanlara sınırlı satışların yapılması gibi garip zamanlara doğru evriliyor dünyamız.
İşin ekonomik boyutunun askeri müdahale ve işgal boyutuna geçmiş olması beni ayrıca tedirgin ediyor.
Bu tür kapının açılması zor ancak açıldıktan sonra da o kapıdan geçecek olan aday ülkelerin sayısının da fazla olması konusu ileride çok başımızı ağrıtır hatta migrenimiz tutar.
Konuyu bu şekilde bir karamsar tablo ile bağlamak istemezdim ama beni mazur görün; her günkü haber akışı ve gelişmeler beni bir anda buraya çekiyor. Eldeki malzemeden de bu çıkıyor.
Herkese sağlıklı günler diliyorum, umarım yakın zamanda artık kapımıza kadar gelmiş baharı ve ılık havaları hep beraber yaşayabileceğimiz günlere…
Sağlıcakla kalın.