Merhaba,
Kuzey yarımkürede hava ısınmaya başladı ve önümüzde yeni bir dalış sezonu var. Peki bu sezon nereye dalışa gitmeli? Ben kendi planlarımı anlatayım, siz de buradan yola çıkarak kendi planınızı yapın bence.
Önce bu yıl artık karadan sıkıldım, sualtına dalayım, basınçlı kuru hava soluyayım, mürenlerle, ahtapotlarla yaren olayım, yetti gari diyenler için önerim hazır daha sezon başlamamışken SSI ya da PADI sistemi üzerinden online dalış eğitimine başlayıp hem dalış teorisi öğrenebilirsiniz hem de sezonu daha verimli geçirirsiniz.
Benim bu yaz için ilk hedefim daha önce hiç dalamadığım Kuzey Kıbrıs kıyıları, Kuzey Kıbrıs’ın hem suları sıcak hem de dalışa büyük tekneler değil sürat botları ve zodyaklarla gidiliyor. Üstelik Kıbrıs kıyıları Akdeniz’in en bakir koyları sayılabilir.
Kıbrıs’tan sonra her yıl bence özellikle sezonun ortasında gidilmesi gereken dalış noktası Muğla Sarıgerme ve Dalyan, Dalyan’da ve Sarıgerme’de dalış teknesi sayısı az ama dalış noktaları muhteşem ve bu bölge nedense dalgıçların Kaş veya Bodrum gibi tercih ettiği bir yer değil, dolayısı ile sezonun en yoğun günlerinde kalabalıktan uzak dalışlar yapmak mümkün.
Kaş ve Bodrum Türkiye’de dalış denince ilk akla gelen yerler olsa da ben her iki bölgeyi de sezonun sonunda Eylül, Ekim hatta Kasım’da ziyaret etmeyi seviyorum.
Yaz tatilini eğer Antalya’da geçirecekseniz, daha önce burada konu ettiğimiz Paris II batığına mutlaka dalmalısınız.
Ege Bölgesi’ne gelirsek aşağıdan yukarı gidelim, dediğim gibi Bodrum sezon sonu ya da sezonun en başında çok keyifli olabilir, Kuşadası özellikle derin dalış sevenleri memnun edecektir. Son yıllarda yavaş yavaş değerini anladığımız Seferihisar, Sığacık da bu yıl hiç değilse 8-10 dalış yapmak ve keyfini çıkarmak istediğim bölgeler arasında. Çeşme özellikle batıkları ve mağaralarıyla zaten olmaz ise olmaz bir yer ancak yine değeri yeni anlaşılan Karaburun ve çevresi de bu yıl dalınması gereken bir bölge. Foça’da aslında dünyaca ünlü bir dalış bölgesi olabilecekken değerini veremediğimiz bir kasabamız. Az daha yukarı gelince Ayvalık özellikle kırmızı mercanları ile muhteşem ancak suları soğuk bir dalış bölgemiz, keza Assos-Behramkale açıkları da soğuk ama keyifli dalışların merkezi.
Saros ve Çanakkale, Türkiye’nin ilk ve tek Sualtı milli parkı Gökçeada zaten İstanbul’a yakınlığı sebebiyle en az 1 hafta sonu ziyaret edilebilir bölgeler. Eğer İstanbul’daysanız ve hiç şehir dışına kaçma şansınız olmayacak ise Prens Adaları görüş sığ suda zayıf olsa da mutlaka dalınması gereken çok keyifli bir bölge.
Şimdi Akdeniz, Ege ve Marmara’dan bahsettim ancak Karadeniz’de de özellikle Sinop ve Ordu sahillerinde çok eğlenceli ve tarihi dalış noktaları var. Eğer aklınızda göllere dalmak varsa özellikle Van Gölü bu merakınızı ziyadesi ile giderecektir.
3 tarafı denizlerle çevrili ve bir çok gölü bulunan ülkemiz şu kısacık yazıdan da anlaşıldığı üzere aslında dalış için biçilmiş kaftan ancak bizlerin bunu yeterince değerlendirdiği söylenemez. Tabii bunun bir çok sebebi var ama bunları da gelecek hafta konuşalım.