Cumhuriyetin 100. Yılına özel olarak ikram edilen dev paradan konuşmak istiyorum. Emekliye 5000 TL ikramiye!
Üstelik çalışan emekliler de bu fırsattan yararlanabilecek. Bu haberin beni vurduğu yerden vurulun istiyorum biraz da. Sonra da yetkililere sesleneceğim. Hislerim karmakarışık ve elimde kâğıt kalemden başka hiçbir şey yok. 5000 TL için henüz harekete geçilmedi, ben emekli değilim ama bu haber bende durmadan ağlama isteğini tetikliyor.
Günlüğümün sayfalarını açıp üzgünüm sevgili günlük çok üzgünüm yazmak istiyorum.
Cumhuriyetin 100.yılına özel olarak ikram formunda verilen bir parayı böylesine beklemek zorunda kalan emekli için üzgünüm. Dedem için üzgünüm, anneannem için üzgünüm.
Çalışma talimatı verildiğinin duyurusunun duyurusu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Emeklilerimizin yükünü hafifletmek amacıyla hayata geçirdiğimiz 5 bin lira ödeme kararımızı çalışan emeklilerimize de teşmil ediyoruz. Çalışan tüm emeklilerimize tek seferlik ödememizi yapacağız. 4 milyon 689 bin emeklimizin hesaplarına 5’er bin lirayı yatıracağız.” açıklamasında bulunduktan sonra AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler de düzenlemeyle ilgili olarak çalışan emekliye 5000 TL ikramiye verilmesine ilişkin Cumhurbaşkanının ilgili bakanlıklara çalışma talimatı verdiğini duyurdu.
Güler, çalışan emeklilere ikramiye için “Kapsamı ve detayları çalışma sonrasında ortaya çıkacak.” dedi.
Çalışma sonrasında ikram edilecek destek parasını eleştirmiyorum. Bambaşka bir şeyi anlatmak için gündemimi buraya çektim aslında. Benim ikramiyeden geçtiğimiz ay haberim oldu.
Dedemin emekli maaşı gündemlerinden birinde 5000 TL ‘yi bekliyorum kızım dediğinde sordum o neymiş diye. İkrammış. Dedeme neden bekliyorsun o parayı dedim.
Az duyan kulağı yüzünden 3 kere sordum aynı soruyu. Sordukça göğsüme yumruklar indi, ama cevabı lazım, nefesim kesiliyor dede duy artık. Bu ikramiye ne için? Yük hafifletmek dediler haberlerde duydum. Dedemin yükünü de herkes duysun şimdi.
Mevlit dedi, okutamadık kızım.
7500 TL emekli maaşı ile karnını ancak doyuran bir adamın ikram edilen bu parayla yapmak istediği tek şey, ondan evvel vefat eden eşine kendi evinde rahmet okutmak…
Bir parça ekmek, bir parça helva dağıtacak. Eşini anacak, dua edecek, hayrına işte… Hastalık kendi evinde ölmesine müsaade etmedi diye…
Emeklilerin yükünü hafifletmek…
Öldü karısı…
Mevlit okutacakmış.
Dedemin yükünü hafifletmek için beklediği bir yasın ritüeli ve bunu yapabilmesi için bile müjdeli haber lazım. Çünkü yok, çünkü karnını doyurabilmenin lüksünü yaşayan emekli dedemin beklemekten gayrısı yok.
Emekliye 5000 TL, yük hafifletici ikram.
Yalnızca ikram.
Öyle misafir ki burada, öyle yabancı ki ancak ikram veriliyor dedeme.
Yıllarca, soğan tarlasını çapalayan, üreten elleri de yabancı bu toprağa şimdi, emeği de emekliliği de. Yaşamı da ölümü de.
Dedem bekliyor, başka çaresi de yok. Kimsenin yok beklemekten başka, öyle dediler bize biz de kabul ettik. Yol yok. Hadi zaten beklemedin o zaman masalsı ikram aleminin sahibi kızıyor. Şöyle diyor biz misafirlere:
Umduğunu değil bulduğunu yiyeceksin. Beğenmediysen yallah diyor.
Yallah nereye? Ölümden başka yolu kendine hak göremeyen bir adama 5000 kere borçlanmadım mı ben?
Üzgünüm günlük 5000 kere üzgünüm…
Ben üzgünüm, üzgün kalacağım ölene kadar da böylece duracağım o kıymalı pideli, komşu toplamalı mevlidin arkasında.
Beğenmezsek de yallah bana, yallah size.
Emekliye 5000 TL İkramiye Çalışması
Çalışma tamamlandığında ne zaman olur bilmiyorum ama ananemin kemikleri de toprağa karışmış olacak. Oysa dedemin yükü o tamamen gitmeden kavrulacak helvayla gidecekti.
Ne isyan ne itiraz benimki sadece sitem.
Sayın Abdullah Güler, dedemin yükünü o da ölmeden hafifletebilir misiniz? Yoksa ben ağlayarak günlüğüme geri mi dönmeliyim?