Geçen hafta karanlıktan korkmuyorsunuz değil mi diye başlamıştım ve bu hafta Türk Hamamı mağarasını anlatacağım sözü ile uzun bir yüzey beklemesine kaçmıştım, kaldığımız yerden devam edelim. Giritlilerin çok sevdiğim bir sözü var “φοβάμαι μη φοβάμαι” (fovámai mi fovámai) Türkçesi ile “Korkan korkmaz” Bu söz adada yaşayan insanların temkinli yaklaşımının çok güzel bir örneğidir bence ve dalgıçlar için mutlaka uyulması gereken bir kural, rehberdir.
Geçtiğimiz hafta derin ve karanlık bir dalıştan söz ettik, derin ve karanlık dalış söz konusu olunca alınan önlemler doğal olarak sıkılaşıyordu, dikkat ve hassasiyet artıyordu, zaten bu hep böyle değil midir? Zorlu işlere karşı daha fazla önlem alınır hep, işte bugün Fethiye’de Afkule mağarasının komşusuna ışık ve renkleriyle insanı büyüleyen Türk Hamamı mağarasına inerken sizden aklınızda tutmanızı istediğim şey, kolay görünen dalışların da tıpkı zorlu dalışlar gibi riskler içerdiği ve bu riskleri küçümsemenin ciddi sıkıntılara yol açabileceği.
Afkule derin, karanlık ve zor bir dalış noktası ama Türk Hamamı SCUBA’ya bile ihtiyaç duymadan şnorkelle dahi ziyaret edilebilecek bir mağara, üstelik mağaranın içinde yüzeye çıkıp mağaranın açık tavanından içeri sızan güneş ve havadan faydalanmak da mümkün.
Türk Hamamı mağarasına dalarken oluşan basit ama önemli riskler ve bunların önlemlerine az sonra değiniriz ama önce biraz ferahlayalım; Türk Hamamı mağarasının sığ ama kocaman geniş bir ağzı var ve bu ağızdan içeri girerken mavinin tüm tonlarının yanı sıra özellikle güneşli bir günde güneş ışınlarının deniz suyu, balıklar, tüplü kurtlarla ve mağaranın duvarlarıyla giriştiği dalgalı oyunlar ile karşılanırsınız. Mağaranın içine girip de solunuza doğru kıvrılıp kafanızı yukarı kaldırdığınızda karşınıza çıkan masalsı görüntü ile hemen mağaranın adının neden Türk Hamamı olduğunu anlarsınız. Üstelik mağaranın içinde sakin sakin dalgalanan pırıl pırıl akdenizin suyu ve bu su ile aynı ritimde sallanan yeşil bitki örtüsü, güneş ışınlarının hüzme hüzme dövdüğü mağara duvarlarında yankılanan su sesi sizi hamamda göbek taşına uzanıp şekerleme yapılan huzura erdirir. Üstelik mağaranın ağzındaki mavilik içeride kendini tatlı huzurlu bir yeşil, pırıltılı suya bırakır.
Türk Hamamı mağarasının içini türlü türlü küçük balık sürüleri, tüplü kurtlar, süngerler mesken tutar ve mağaranın içinde yüzeye çıktığınızda su ve kayaların oluşturduğu akustik de dalışa başka bir macera havası ve eğlence katar. Türk Hamamı mağarasına yapılan dalış normal bir dalışa göre daha fazla inişli çıkışlı bir profil yaratır, işte çoğunlukla “yoyo dalışı” denen bu profil, bu dalış şekli çok masum görünse de dalıcılar için dikkat edilmesi gereken sağlık riskleri taşır.
Dalışla ilgili konuşulunca zaten hep iki risk herkesin aklındadır, halk arasında vurgun denilen dekompresyon hastalığı ve ani yükselişlerde ciğerlerdeki veya diğer hava boşluklarımızda havanın hızlı genleşmesi sonucu oluşan emboli rahatsızlıkları. İşte inişli çıkışlı bir dalışta dekompresyon hastalığı ve emboli riskini arttırırız. Türk Hamamı dalışı sığ bir dalış olsa da dalış sırasında derinlik seviyeleri hızlı ve normalden daha fazla değiştiği için hem vücudumuzda dolaşan havayı oluşturan gazların değişen basınca karşı tepkileri, suda yükselirken mağara ortamının heyecanı ile normalden birazcık da olsa hızlı yükselmenin ciğerlerimizdeki havaya etkileri hep hesaplanmalı ona göre dalınmalıdır. Burada akılda tutulması gereken iki şey var birincisi, dalış bilgisayarları uzun hesaplamalar ve gözlemler sonucunda geliştirilmiş algoritmalarla hesaplama yaparlar ve çok inişli çıkışlı dalışlarda bu hesaplamalar çok çok güvenli olarak ayarlansa da karışabilir. İkinci olarak bir dalışta yüzde doğru yükselirken her ne olursa olsun nefes verdiğimizde oluşan kabarcıklardan daha yavaş yükselmeliyiz. Kabarcıklarımız suda her koşulda dakikada 18 metre hızla yükselirler.
Evet Türk Hamamı ve benzeri mağaralara dalış yapmak aletli dalışın en güzel etkinliklerinden biridir ve çok da tecrübe gerektirmez ama bu dalışları yaparken de tıpkı derin ve zorlu bir dalış yapıyormuşçasına tüm kurallara sıkı sıkıya uymalıyız ve dikkatli olmalıyız ki bir dalış için ileride yapabileceğimiz yüzlerce dalışı ve hatta sağlımızı kaybetmeyelim.