Ulvi Yaman- Halil Duranay: Bir bibliyoman mısınız yoksa iyi bir okur musunuz? Bu e-postayı aldıysanız zaten sizi iyi bir okur olarak kabul etmişiz demektir:) Bu iki kavramı nasıl tanımlarsınız?
Prof. Dr. Gresi Sanje: Çok samimi olarak cevabım şu: Bilmiyorum. Çünkü ben okumaya başladığımdan ilk günden itibaren, kendime hiç bu şekilde bakmadım ama okuduklarımı benzer bir bakış açısından değerlendirdim: materyal sadece okunacak mı yoksa hem okunacak hem arşivlenecek mi?
Ulvi Yaman- Halil Duranay: Sahip olduğunuz kitaplar sizin için bir kitaplık mı yoksa bir kütüphane mi? Ayrımı nerede koyuyorsunuz? Yaklaşık kaç adet kitabınız var?
Prof. Dr. Gresi Sanje: Kütüphane. Kitaplık bana fonksiyonsuz geliyor ve evde geçerli bir fonksiyon değeri olmayan kuru kalabalıklardan pek hoşlanmam. Kütüphanem çok büyük bir şey değil ama kaç adet kitabım olduğunu da bilmiyorum. Sayayım dedim ama uzun süreceği için vazgeçtim, kusuruma bakmayın 🙂 Bir de ana kütüphanede olmayan bir grup kitap daha var.
Kütüphane her zaman elinin altında olmasını isteyeceğin ve bir yazı hazırlarken, içerik geliştirirken ya da kendi kendinize düşünürken aklınıza takılan bir soruya cevabı olan kitaplardan oluşan basılı bir bilgi kaynadığıdır. Çoğunlukla kitaplarımı altını çizerek okuduğum için kütüphanemi referans ve gelişim destekçisi olarak kullanabiliyorum.
Ulvi Yaman- Halil Duranay: Okumaya ve kitaplara ilginizi gerçek anlamda etkileyen biri ya da birileri oldu mu?
Prof. Dr. Gresi Sanje: Annem.
Anneme de okuma aşkı babasından, büyükbabamdan geçmiş.
Annem, gözü hızla bozulmaya başladığında bile okumaya hiç ara vermedi.
Kitap okumayı gerçekten çok severdi ve bana kendi tadımı-keyfimi keşfetmenin yolunu göstermişti.
Ulvi Yaman- Halil Duranay: Her kitabın yolculuğu ilginçtir. Kütüphanenize geliş hikayesi sizin açınızdan ilginç enteresan bir kitabınız var mı?
Prof. Dr. Gresi Sanje: Olmaz mı 🙂
Kütüphanenin bir alanı sadece imzalı kitaplara ayrılmış durumda.
Özellikle o bölümdeki tüm kitapların özel bir hikayesi var. Ama benim aklıma ilk olarak kütüphaneye varamayan imzalı kitabın hikayesi geliyor. Yıl 2008 olmalı, Üniversite adına katıldığım bir etkinlikte kendimi bir şekilde Al Gore ile yemek yiyecek 20 kişinin arasında buldum. Hayatımda asla unutmayacağım bir yemekti ve o kendi başına ayrı bir hikâye. Yemek sonrasında da orada bulunan hepimize, Al Gore tarafından ismimize imzalanmış ‘An Inconvenient Truth: The Crisis of Global Warming’ kitabı da hediye edildi. İsmimize kitap imzaladıktan sonra bir de fotoğraf çekildi. Fotoğraf hala duruyor ama kitap hiç eve varamadı. Yemek ve kitabı aldıktan sonra yine aynı 20 kişiyle elektrikli araç deneyimi için başka bir alana gittik. O sıralar kitap benimleydi. Eleltirkli araç sürüş deneyimi sırasında o kadar içim fenalaştı ki araçtan indikten sonra bulantı ve baş dönmem yatışana kadar bir süre oradaki banklarda kaldım. Sonrasında alelacele bir yerlere yetişmek için kalktım. Zannedersem o karambolde kitap benden ayrıldı ve bir daha hiç kavuşamadık.
Ulvi Yaman- Halil Duranay: Kitap alırken hangi kriterlere göre hareket ediyorsunuz? Konu mu, yazar mı, yayınevi mi, baskı kalitesi mi, çeviriyse çevirmenin ismi mi sizi o kitabı edinmeye yöneltir?
Prof. Dr. Gresi Sanje: Çok karakterli bir duruş sergilediğimi söyleyemem. Temel olarak bana konuşan yayını alırım. Genel ilk şartım bu. Bazı dönemlerde bazı konulara takılırız hepimiz, haliyle o dönemlerde çok spesifik bir grup okumanın peşinde koşuyorsunuz. Bu özel dönemler hariç özellikle takip ettiğim bazı yazar ve yayınevleri var ama yeniliklere de açığımdır. Konu çerçevesinde gelince, her zaman ilgimi çeken bazı konular var tabii ki: İşimle ilgili kitapları her zaman incelerim, özellikle iyi bir Anadolu arkeoloji çalışmasına; düşünce-felsefe ekseninde rastladığım ilginç bir yayına ve sıkı bir fantastik kurgu romanına asla hayır demem 🙂
Ulvi Yaman- Halil Duranay: Kıskandığınız, görüp, duyup, ziyaret edip imrendiğiniz kütüphaneler var mı? En etkileyici bulduğunuz kütüphaneler kimlerin? Kütüphanenizde olmayan ama bir gün mutlaka olsun istediğiniz kitaplar var mı?
Prof. Dr. Gresi Sanje: Genellikle gittiğim şehirlerin meşhur bir kitapçısı veya kütüphanesi varsa görmeye giderim. O yüzden birçok kütüphane ve kitapçı gezmişimdir. New York Kütüphanesini ilk gördüğümde inanılmaz etkilenmiştim; Porto’daki küçük kitapçı da hala favorim, mimarisi çok güzeldi. Halka kapalı arşivleri, özel koleksiyon kitapları görmeyi tabii ki isterim. İskenderiye kütüphanesini de görmeyi çok isterdim ama haliyle mümkün değil.
Kaybettiğim imzalı kitabım içimde kalan kitap. Kütüphanemde de nadir, antika değerine sahip özel birkaç kitap daha olsun isterim, kim istemez?
Ulvi Yaman- Halil Duranay: Henüz kütüphanenizde olmayan ve belki hiçbir zaman olamayacak ama bir gün mutlaka olsun diye hayalini kurduğunuz kitaplar var mı?
Prof. Dr. Gresi Sanje: Özel bir kitap yok ama birkaç nadir kitabı kütüphaneme eklemek isterim.
Ulvi Yaman- Halil Duranay: Elbette her kitap değerlidir ama kütüphanenizde “yangında ilk kurtarılacak kitaplar” hangileri? Neden?”
Prof. Dr. Gresi Sanje: İmzalı kitaplar. Altı çizilileri tekrar okurum, yeni çizgiler çizerim ama o imzaları bir daha toplayamam.
Ulvi Yaman- Halil Duranay: Arzu nesnesi olarak baktığınız kitaplarınız hangileri?
Prof. Dr. Gresi Sanje: Kütüphanemde yer edinmiş kitaplar.
Ulvi Yaman- Halil Duranay: Kitap verme konusunda cömert biri misiniz? Zaman zaman kütüphanenizi hafifletmek için ayıklama yapıyor musunuz? Kriterleriniz neler?
Prof. Dr. Gresi Sanje: Hiç değilim.
Kitaplarımı altını çizerek, not alarak okurum. O yüzden de kütüphanedeki kitaplarımdan kimseye vermekten pek hoşlanmam. Ama kitabın değerine bilecek biriyse hediye ederim.
Kitabı hediye olarak vermeyi severim ama kendi kütüphanemden değil. Yüksek lisans programımızda yaptığımız etkinlikler de her zaman kitap hediyesi veririm ve okumadığım, içeriğini bilmediğim bir kitabı alıp, hediye etmem.
Ulvi Yaman- Halil Duranay: Hiç kitap çaldınız mı?
Prof. Dr. Gresi Sanje: Hayır. Aklımdan da asla geçmedi, o kadar değerli bir şeyi böyle bir vicdan yüküyle kullanmam mümkün olmaz. O yüzden çalamam ama hediye edilirse hayır demem.
Ulvi Yaman- Halil Duranay: Kitaplarınızı hangi dizine göre yerleştiriyorsunuz? Yayınevi? Yazar? Konu vb.
Prof. Dr. Gresi Sanje: Konulara göre düzenlemeyi seviyorum. Şu an biraz karıştı ama temizlik, düzenleme zamanı gelince konularına göre ayırıyorum. Kitapçılardaki gibi ama konu tanımım herkesin olduğu gibi benim de biraz kendime özgü.
Ulvi Yaman- Halil Duranay: Siz göçtükten sonra kütüphaneniz için şimdiden hazırladığınız bir plan var mı?
Prof. Dr. Gresi Sanje: Yok ama bir anlamı olacaksa herkesin faydalanacağı bir yaklaşımla kullanılmasını tercih ederim. Atilla Aksoy’un kitaplarını Üniversite’de özel bir bölüm olarak arşivlemiştim. Benimki de hocamın ki kadar değerli bulunursa aynısının yapılmasını isterdim.
Ulvi Yaman- Halil Duranay: Kitap okuma ritüelleriniz var mıdır? Her yerde okurum, akşamları okurum, okurken müzik dinlerim vb.
Prof. Dr. Gresi Sanje: Kafamın rahat olduğu her yerde okurum. Ritüelim yok. Ama en çok tatilde okumaktan keyif alıyorum. Uçakta, otelde, tatilde her zaman yanımda bir kitap vardır. Ayrıca evde geçirdiğim tatil zamanlarında da okumak keyifli oluyor. Uyumakta zorlandığım bir dönemdeyse de bazen uyumama yardım eder. Ama kitap çok sürükleyici ise bitirene kadar rahat edemem, o yüzden her zaman uyumama destek olur diyemem.
Ulvi Yaman- Halil Duranay: Kitap okurken altını çizer veya sayfa kenarlarına not alır mısınız? Kartoteks kullanır veya bir deftere not alır mısınız?
Prof. Dr. Gresi Sanje: Altını çizerim, kitabın içeriğine göre kitap içinde not da yazarım. Altını çizdiğim yerler kitabı tekrar elime aldığımda bana rehber olur, gelişimime katkı sağlıyor diye düşünüyorum.
Eskiden deftere not alırdım ama artık not alacaksan dijital ortamlarda not tutuyorum.
Ulvi Yaman- Halil Duranay: Kitap okurken kaldığınız yeri işaretlemek için ayraç mı kullanırsınız yoksa sayfa ucunu katlar mısınız?
Prof. Dr. Gresi Sanje: Her zaman ayraç. Kitabın ucunu kıvırmayı vahşi buluyorum.
Ulvi Yaman- Halil Duranay: Kitabın size ait olduğunu gösteren özel işaretler, belirticiler kullanır mısınız? Size özel bir Exlibris’iniz var mı?
Prof. Dr. Gresi Sanje: Yok, kullanmıyorum.
Ulvi Yaman- Halil Duranay: Kütüphanenizde kitap dışında sizin için özel bir anlam taşıyan obje veya objeler var mı? Neler ve neden?
Prof. Dr. Gresi Sanje: Pandemi öncesinde sadece kızımın, babamın ve kardeşimin fotoğrafı, kızımla anısı olan iki-üç minik obje vardı. Pandemi sonrasında daha fazla evde çalıştığım için birkaç kütüphane çekmesi var, içine çalışırken lazım olan en temel kırtasiye malzemeleri vb. koydum. Kitaplarda yatak odasındaki minik kütüphanelere taşındı.