(Bir mahalle Kasabı. Fonda Yeni Türkü-Arkadaşlar Ayrılıklar çalmaktadır.)
Hasip- Oo Hoş geldin Sadi Abi, buyur. Pala Koş lan iki çay söyle Sadi Abim gelmiş de, Resul bilir. Otur Sadi Abi. Hüseyin şimdi burdaydı gitti, gelecek ama. Ne vereyim sana? Söyle çay gelene kadar hazırlayayım.
Sadi- Hasip oğlum sen benim borcumu bi deyiver bakalım.
Hasip- Tamamdır dur bulayım defterde. Benim küçük oğlan tutuyor artık hesapları defterde, demin yolladım hani he o. Sen ne zamandır gelmiyon ya?
Sadi- Sen oğlana Pala adını mı koydun?
Hasip- Haha yok be ya bizim orda bu şaşkınlara Pala denir. İzmirliler kokoreç diyo ya her boka hahah. Bunun adını annesi Rasim istedi sevdiği tiyatrocu mu ne varmış, Rasim koyduk da işte önce adını bi hak etsin bakalım. Kızılderililer öyle yapıyomuş ya. Bi adamlık yapçan öyle adını verecekler. (Oğlan elinde 2 çayla girer.) Hah bak geldi abisi. Bu tatilde bi çalışsın bakalım bi adamlık usül öğrensin adını verecez o vakit. Hani lan bunun şekeri? Şekerli içer Sadi abin koş iki şeker…Ama dur önce hesabını toplayıver abinin.
(Oğlan defteri alır.)
Hasip- Emekli Sadi Abi yazıyo bak burda. Ne hazırlayayım sana abim?
Sadi- Dur bakalım hesap bi çıksın.
Hasip- Hesap çıkar ne var, sen ne istiyon söyle, dana döş seversin sen sarayım iki parça?
Sadi- Yok. Eser Hanım gittiğinden beri almıyorum, ben yapamam. O soslar bişeyler yapıp fırına atardı rahmetli.
Rasim- Bin üçyüz altı lira.
Hasip- Altı ne lan?
Rasim- Bilmiyorum baba ya burda yazanları topla dedin işte.
Hasip- Lan topla da altı denir mi Sadi Abi bizim mahallenin abisi. Bak öğrenecen daha bunları. Küsuratları at ya da diyecen ki abi Bin üçyüz elli lira ama sen bin üçyüz ver yeter abi diycen.
Rasim- Elli değil, altı.
Hasip- Bu bak zor anlıyo abisi. Bunun doğumda boynuna kordon dolandı geç düşüyo bunun. Nefes alamadı bu bi süre, ondan böyle kokoreç palası.
Sadi- Vurma ensesine çocuğun Hasip aa… Buyur Bin Üçyüz altı.
Hasip- Abi bırak Alaşkına ya ne altısı sok onu cebine.
Sadi- Dur bakayım Rasim söyle bakalım evladım cebimde 8 lira kaldı bununla ne kadar dana kıyma alırım?
Rasim- Bi dakka bakayım… 395 bin gramıysaaa…bölüü… 21 Gram.
Sadi- Tamamdır 21 Gram Dana kıyma ver bana Hasip.
Hasip- Şeker nooldu lan?
Rasim- Ama hesap yaptım, tamam koşuyom. (Çıkar)
Hasip- Sadi Abi size zam yapıldı bi de bayram ikramiyesi aldın ne bu şimdi 21 gram kıyma mı olur ya?
Sadi- Aldım canım ben emekli maaşımla ikramiyemi, bütün borçları kapadım kaldı 8.
Hasip- Abi gözünü seveyim zaten canımız burnumuzda. Sen ne kadar istiyon söyle bak hesap burda duruyo. Şimdi çizdi oğlan üstünü, yeni sayfa açacak sana.
(İçeri bir kadın girer)
Zerrin- Hayırlı işler 100 gram kuşbaşı. Yağlı olsun.
Hasip- Tabi abla hemen. Bu nasıl? Buradan keseyim?
Zerrin- Olur olur.
(Rasim şekerle girer.)
Hasip- 40 lira abla. Buyur.
Zerrin- Hayırlı işler. (Çıkar)
Rasim- Neden yazmıyoruz hesaba?
Hasip- Bak şu oksijensize, görüyon mu Sadi abi. Olm herkesi yazarsak batarız. Zaten battık da. Eski müşteri burda yazanların hepsi. Veresiye var mı artık? Senin okuluna biz yazdırabiliyoz mu? Ot parası bok parası istiyolar, yazın deftere diyon mu? Veriyoz sıke sıke cebimizde ne varsa artık. Kayıtta sıkacak cep de bulamadık dedesinden borç aldık.
Sadi- Hasip bana 21 gram kıyma ver de gideyim ben.
Hasip- 21 Gram kıyma olmaz Sadi abi ben sana paşa paşa yarım kilo vereyim yazarız buraya.
Sadi- Olmaz Hasip 8 liralık istiyorum.
Hasip- Abi ne istiyon ya? Ya napıcan 21 gram kıymayı? Bir kaşık kadar olur.
Sadi- Kedilere vericem.
Hasip- Kedi doyar mı abi 21 gram kıymayla.
Sadi- Olsun. Bütün maaş ikramiyeyle, bankadaki kalanla bütün borçlarımı kapadım. Şu anda kuş gibi hafifim artık hiç kimseye 1 kuruş borcum yok, sana da olmayacak.
Hasip- Tamam yazmayacam. Yok borcun bana da olmasın, sen kuş gibi uç bu akşam ama beş yüz gram veriyorum.
Sadi- Hasip!
Hasip- Abi Alla allaa . İyi tamam 21 Gram peki abi.
Rasim- Kedilere çiğ et vermeyin diyo bizim örtmen.
Hasip- Çok biliyo senin öğretmenin fare yakalıyo dışarda o kedi, pişirip mi yiyo fareyi. Bok biliyonuz.
Sadi- Başka bişey alabilsem onu alırdım ama elimdeki paraya kimse bişey vermez bu hayvancağızlara.
Hasip- Bak bu abiye Rasim. İyi bak. Dünya bu Sadi abi gibilerin yüzü suyu hürmetine dönüyo olm. İyi insan işte bunlar. Bunlardan kalmadı artık fazla. Bir gün selam vermeden geçmez, borç yazdırmamaya çalışır, yazarsa maaşını alır almaz öder, taşındık koştu yardım etti. Yenge rahmetli olunca bütün eşyaları ihtiyacı olana dağıttı. Mahallede kavga çıksa ortayı buldurur. Derdin olur akıl verir, düşersin elindeki bütün parasını verir. Şimdi de cebindeki son parayla sübyanları besliyo. Bak adamlık öğren işte. Billa Dünya sizin sayenizde ayakta duruyo Sadi abi al 21 Gram nereye vereceksen ver.
Sadi- Estağfurullah. Karşı yoldakilere verecem. Sağolasın Hasip. Hadi helal et. Çay için de teşekkürler.
(Çıkar)
Hasip- Görüyon di mi. Ben hep ne diyom, adam ol. Okulda öğretmiyolar adam olmayı size. Televizyondan zaten öğrenilmez. Suluzırtlaklık yavşaklık öğrenilir televizyondan. O ne lan millet ne bağrıyo?
(Kapıya gider, Hüseyin girerken kapıda çarpışır Hasip’le)
Hüseyin- Sadi Abiye araba çarptı koş Hasip.
Hasip- Dükkanda kal, ambulans ara çabuk len.
(Çıkarlar)
Rasim- (Hemen telefonu alır numaralara bakar, basar) Off… Bu numara sürekli meşgul ya. Bi daha basayım… yine meşgul…Başka bakayım. Çalıyo.. off açsana bee… Allam açmıyo… Yok bu açmayacak, başka başkaa başk…Şunu arayayım…Aloo. İyi günler şey Birlik hastanesi mi? Ambulans lazım? Alo. Ambula.. Efendim? Şu anda yok mu? Ne zaman geli? Özel var ama 8 bin lira tamam ben babam sorayı.. Biz mi? Biz hemen sizin iki sokak aşağınızdayız. Tamam 7 bin beşyüze de olur. Tamam ben hemen sorup size dönücem.
(Telefonu kapatır, Hasip girer)
Hasip- Polisi arıyo Hüseyin. Gitti Sadi abi.
Rasim- Nasıl?…
Hasip- 21 Gramını da aldı gitti. Kedilere kıymayı verirken kancığın biri ara sokak demeyip 80’le çarpıp kaçmış. Almışlar numarayı bakalım.
Rasim- Baba şimdi dünya dönmeyecek mi?
Hasip- Dönecek oğlum. Bu Sadi abilerden 2 belki 3 tane daha varsa. Burda değildir belki biri Amarikadadır biri ne bileyim Moldovadadır. Son Sadi Abi gidene kadar dönecek. Bizim de böyle başımızı döndürecek. Belki de sonuncu gidene kadar sen Sadi abi olacan Rasimim. Kim bilir işalla olursun da Dünya senin yüzün suyun hürmetine döner yoksa dönecek hali de kalmadı dünyanın, dönmeye ne yüzü kaldı ne takati, Dünya leş gibi oldu be Rasimim. Leş gibi…