Merhaba,
Geçtiğimiz haftalarda pruvayı Çanakkale Deniz Savaşlarına çevirince Sualtı Yazıları biraz tarih bloguna dönüşür gibi oldu. Bu hafta bu konuyu biraz toparlayıp gelecek haftadan itibaren sualtında yeni rotalara dalalım diyorum. Bu hafta Çanakkale Deniz Savaşlarının sualtındaki sonuçlarından söz edelim: Çanakkale Batıkları. Çanakkale Boğazı, akıntılı ve rüzgarlı, yer yer sığ ve dar bir bölge olduğundan her hali karda tarih boyunca yüzlerce deniz aracının battığı bir bölge olmuş ancak 1914 yılında başlayan deniz çatışmaları sonucu onlarca savaş gemisi bu soğuk sularla dibe inmiş.
Çanakkale Boğazı’nın Ege ağzında da Marmara çıkışında da, boğazın içinde de batıklar var ancak ben bugün çerçevemizi dar tutacağım, sadece I. Dünya Savaşı batıklarından bahsedeceğim, çünkü boğazdaki batıkların tamamı için kitap yazsak yetmez herhalde. Çanakkale’de batık çok ancak dalgıçlar açısından durum biraz zorlu çünkü bu batıkların bir kısmı ya çok derinde ya da boğaz trafiği üzerinde. Üstelik boğazın akıntılı suyu rüzgarlı havası da dalışı zorlaştırıyor. Şahsen ben Çanakkale ve çevresinde yüzden fazla dalış yapmış olmama rağmen bu batıklardan sadece üçüne dalış yapabildim. Bunlardan ilki “Kömür Batığı” ki bu batık Gelibolu Yarımadası’ndaki çıkartmaya kömür taşıyan tekneler biri ve sadece 5 metre derinde yatıyor.
Çanakkale Deniz Savaşı sırasında batan ve dalma şansı bulduğum 2. Batık ise Suvla Körfezi’nde 28 metre derinde kumluk alanda yatan ve hala bir bütün olarak duran HMS Lundy. İngiliz tersanelerinde 1908 yılında inşa edilen HMS Lundy, bir balıkçı teknesiyken, 1915 yılında İngiliz Savaş Bakanlığının hizmetine girerek mayın tarama gemisine çevrildi.
Henry Charles Taylor komutasında, 1915 yılında savaşların en şiddetli cereyan ettiği Suvla Koyu’nda mayın tarama görevi üstlenen Lundy, gövdesi delinince bulunduğu yerden uzaklaşamayarak olduğu yerde battı. Gemi personeli denize atlayarak kurtuldu. Ütelik Lundy batığı ancak 1987 yılında keşfedildi ve o günden bugüne dalgıçların Çanakkale’deki en sevdiği dalış noktalarından biri.
Lundy’den sonra dalış yaptığım diğer batık ise geçtiğimiz hafta konuştuğumuz Alman Denizaltı Kaptanı Otto Hersing’in torpillediği HMS Majestic. HMS Majestic 1895 yılında Portsmouth’ta inşa edilerek denize indi ve U21 tarafından 2 torpille vurularak batana kadar İngiliz Donanması’na hizmet etti. Majestic bugün battığı Morto Koyu’nda (Seddülbahir Feneri açıkları) denize dik bir şekilde 18 metreden 29 metre derine yatıyor. Batık zaman içinde talan edilmiş olsa da hala dalgıçlar için sürprizler barındırıyor. Bu batığa dalmak için Sahil Güvenlik’ten izin almak gerekiyor ve maalesef bölgede sualtında görüş çok zayıf.
Çanakkale’de başka hangi batıklar var derseniz aslında bugün artık çok fazla batık yok çünkü sığdaki batıkların çoğu hem deniz trafiğinde tehlike yarattıkları için hem de cumhuriyetimizin kurulduğu yıllarda kaynak sağlamak amacı ile denizden çıkarılı hurda olarak satıldığı için yerlerinde değil.
Çanakkale çevresinde kalan batıkların önemli bir kısmı da sportif dalış için fazla derinde bu yüzden buralara ancak teknik dalış yapanlar inebilir. Bunların en önemlisi yine Otto Hersing’in U21’nin torpilleri ile batırılan HMS Triumph. HMS Triumph bugün Kabatepe açıklarında 56 metreden 72 metreye tek parça halinde uzanıyor.
Çanakkale Boğazında yatan batıkların konumlarına ve listesine linkten ulaşabilirsiniz.