Hatırlamak da Mücadelenin Bir Parçası: “Romani Godi”

0
674

Kimliklerimiz yaşadığımız hayatın, travmalarımızın ve kültürel kodlarımızın bir parçası halindedir. Toplumların kendi benliklerini ortaya koyduğu ve tarih sahnesinde yer aldığı o süreçte insan aklı ve toplumsal hafıza arasında bir bağlantı vardır. Bu bağlantı ise nedense “toplumun geneli tarafından kabul gören değerler” ile de ilişkilidir. İşte bu toplumlar arasında farklılık gösterir bazen. Dilini konuşamayan, yazılı tarihine ulaşamayan, kültürü yadsınan ve eşit haklara ulaşma yolculuğu henüz bitmemiş bir toplumun hafıza çalışmasına başlamak ne zordur dimi? 

Bir de meselenin kabul görme kısmı var ki orası daha da trajik… Romanlar, verilebilecek en olumsuz mesajlarda bile örneklendirme ihtiyacını bir toplum üzerinden karşılayacakların en uğrak mekanlarından biridir. Hani bir söz vardır ya “coğrafya kaderdir” diye. Algının değişmemesi ve önyargının tonunun hep aynı olması Romanlar için her coğrafyada bir kader haline gelmiş.  Hatta isimleri üzerinde herkesin çelişki yaşadığı başka bir toplum var mıdır? Bilmem.  Tüm bu zorlukların arasında pencere önü çiçeği gibi beliren üç arkadaş; sevgili Fatoş Kaytan, Serkan Baysak ve Göktan Yıldırım ile yolumuz keşişti ve Roman hafızası konusunda başlattıkları meşakkatli yolculuğu konuştuk.

Buyurun, keyifli okumalar…