Fantastik Teyze İle Fal Kapatma Dersleri

0
204

Bu yazıya kadar, sizlere fantastik edebiyattan, fantastik film ve dizilerden bahsederek hayatı daha da renklendirecek bir yol göstermeye, kurgunun sahte bir dünya olduğunu bildiği için kendisini bu sahte dünyaya asla kaptıramayan ve sürekli gerçek hayatın problemleri altında ezilip, fantastik evreni çocuk işi olarak görenlere biraz olsun sevdirmeye çalıştım. Her zaman söylediğim gibi; fantastik evren sizi hayatın zorluklarını göğüslerken biraz olsun rahatlatıyorsa iki elle sarılın bu dünyaya.

Sanırım okurlarımın büyük çoğunluğu ucundan accık da olsa fantastik hikâyelere aşina, en azından karşısına çıktığında birkaç dakika göz gezdiren ve belki de biraz daha zaman harcasa tutkunu olacak kişilerdir. Aşağıdaki satırlarda ise fantastik evrenleri saçma bulan ama hasbelkader yazılarımı okuyanlara sesleneceğim.

Havada, devasa kanatlarıyla süzülen ejderhalar, denizin altında kurulu medeniyetler, dünya dışında doğup burada ilahlaşanlarla yüz yüze tanışmış olmasak da, aslında şu yaşadığınız dünyada belki de evinizde bir süper güçlü insan ile birlikte yaşıyorsunuz! Mağaranın gölgelerinde saklanan uzun tırnaklı, sağında solunda yerlere serilmiş ve hatta boynunda bilumum hayvan kemiği kolyesiyle ateşin başına bağdaş kurmuş hırpani, pasaklı, keçeleşmiş saçlı büyücü filmdeki kahramana geleceği söylediğinde bunun bir film, senaryonun da çocuklar için olduğunu düşünüyorsunuz.

Oysa o falcının anneniz, teyzeniz, anneanne ya da babaanneniz, komşunuz, iş arkadaşınız, en sevdiğiniz dostunuz desem! Hatta işin boyutunu biraz daha genişleyip bir kahve içimlik muhabbet sonrası o kişinin fincana bakarak size geleceğinize dair bir sürü bilgi verdiğine inanıyorsunuz! Üstelik, bıraktım evde iki hoş beş ederken içilen kahvenin üstüne bir de iki güzel kelam dinlemek için gönül eğlendirmeyi, bunu parayla yapanlardan randevu alıyor, yolda yürürken; kahve ücretsiz, fal 100 TL şeklinde kara tahtaya tebeşirle yazılmış reklamı görünce oraya giriveriyorsunuz.

Kahve fincanında kalmış telveye bakarak size geleceğinizi söyleyene inanıyorsunuz ama kitap sayfalarında, ekranda ya da perdede tanıştığınız ve şekil değiştirebilen mavi kadını görünce çocuk filmi diyerek burun kıvırıyorsunuz.

Olmasını çok arzu ettiğiniz ya da olmaması için çok şey feda edeceğiniz herhangi bir şey için adak adayabiliyor hatta büyü yaptırmak için kapı kapı dolaşabiliyorken, bir tren istasyonunun tuğla duvarı gibi duran, insanların asla göremediği ve bilmediği yollarla ulaşılabilen bir cadı okulunun varlığına inanmak size aptalca gelebiliyor.

Bu dünyadan göçüp gitmiş aile bireylerinden haber alabilmek için medyum adını verdiğiniz kişilere para saçabiliyorken, Atlantis krallığının gerçek veliahdı denizin binlerce metre altında inanılmaz bir hızla yüzerken nefes almadığı için boğulacağına inanıyorsunuz. Üstelik, “ i see dead people!” diyen o minik çocuğu da asla ciddiye almadığınızı biliyorum.

İnsanın fantastik öğeler taşıyan bir yapıtın gerçek olmadığını yüksek sesle söyleyerek yaşadığı dünyayı gerçek kabul edip, kendisini kandıran ama iyi hissettiren her türden dolandırıcıya inandığını biraz daha alçak sesle itiraf etmesi muhteşem bir dilemma değil midir?

Medyum size vicdanınızı rahatlatma imkânı sunar. Ölmeden önce çemkirdiğiniz ya da ilgisiz kaldığınız o kişinin size hala kırgınlık duyup duymadığını bir kez de onun ağzından duymak ve hatta mümkünse sizden hiçbir şikâyetinin olmadığının tescilidir aslında beklentiniz…  Fal ise umuttur, beklentilerinizin ne kadarına, ne zaman kavuşacağınıza dair bir tahmini, birisinin ağzından duyarak bu beyaz yalana kanmış gibi görünmek ve 7sinde 17sinde ya da 27sinde gerçekleşecek olanı beklemek daha kolaydır. Olmazsa da bir kahvenin pişme, içme ve birazcık soğuma süresidir umut tazelemek için gereken, sonrası ağzı laf yapan falcıya kalmıştır. Umudu yeşertir, isminin içinde bir harf olanı, ayın 7sini, balığın büyüğünü, harfin çengellisini, devlet kapısından gelecek hayırlı haberi, yolun uzununu beklersiniz bir önceki beklentileri bir kenara itip.

Evin bir köşesinin kendi kendine alev aldığına inanırsınız, bu konuda televizyonda ana haber bülteninde önceden hazırlanmış videolar döner, komşular gördükleri o dehşet verici anları anlatır, ev ahalisi ise korkudan biraz kekeleyerek, biraz da gözleri dolarak duvardan çıkan alevleri tanımlar. Ama siz ekranda ellerinden alevler çıkan parlak kostümlü o delikanlıyı gördüğünüzde zapping yapar, bir dakika bile sabredemezsiniz o “ çocuk “ filmlerine…

Fantastiğin en derinini bu dünyada, gözlerimizin önünde yaşarsınız ama fantastik kurgu denildiğinde ne olduğuna dair fikrinizin olmadığını söylersiniz… Bilmezsiniz tüm bunların, tüm insanüstü, doğaüstü kurguların aslında bir masal anlatıcısının çenebazlığından yayıldığını. Paranormal aktivite görme umuduyla siyah beyaz güvenlik kamerası kayıtlarını defalarca izler, komşu teyzenin de aynısını yaşadığına yemin billah edersiniz ama cehennemden gelen HellBoy’un kıpkırmızı suratını gördüğünüzde yüzünüzü ekşitir, adamın boynuzları var diye gülersiniz…

İnsanlar arasında insanüstü gücü olanların varlığına inancınız tamdır ama fantastik kelimesini duyduğunuzda olayın bir aldatmaca olduğuna da yemin edebilirsiniz… Bir yandan gerçek olduğuna, bir yandan da kurmaca olduğuna eminsinizdir aslında. Çünkü aklınız ve mantığınız duvarın durduk yere yanmayacağına, kahve telvesinden geleceğin okunamayacağına, büyü ile yapılabileceği söylenen şeyleri herkesin aynı anda birilerine yaptırıp neden bu problemleri ortadan tamamen kaldırmadığına, ölmüş aile bireylerinden özür dilemenin pek de işe yaramayacağını size fısıldamaktadır.  Ama bir yandan da tüm bu gerçek ötesi eylemlerin “umut” kapısı olduğunu bilir, şu acımasız dünyada iki değirmen taşı arasında ezilirken biraz olsun yüzünüz gülsün diye imkânsızı gerçek kabul edersiniz.  

Bazen ilgi çekmek, bazen para kazanmak, bazen yürütemediği ilişkiyi düzeltmeye çalışmak, bazen tam tersine ayrılabilmek, bazen de sadece umuttur bunların sebebi, çünkü insanüstü güçlerin varlığına inanırsak; hayat daha renkli, daha heyecanlı, daha kolay olacaktır…

Yazımın başında fantastik evrene ilgi duymayan ama sonuna geldiğinde, fikrini gözden geçirmek için en azından bir film izlemeye, bir kitap bitirmeye niyetlenen tek bir kişi var ise çok mutlu olurum. Üstelik bunu yapmak için de insanüstü bir güç değil, insanın belki de gerçek ve süper diyebileceğiniz yeteneğini kullanarak, bir hikâye kurgulayıcısı olup, yazarak…

Hayallerimiz kadar var olduğumuz o fantezi dünyasında, hepinizin, kendisi için sınırsızca kurguladığı bir masalın kahramanı olmasını diliyorum…

Meraklısına not:

Yazıda gönderme yaptığım film / çizgi roman / romanları merak eden olursa…

  • Superman
  • Harry Potter
  • Aquaman
  • 6. His 
  • 300
  • Hellboy
  • Paranormal Activity