7’de 2 (dijitaldeki günahlarımız)

0
70

Her şeye anında ve zahmetsiz ulaşmak evrimimizdeki en üst nokta olmalı. İki lokma bulacağız derken mamuttan kaçan atalarımız bir kuryenin getirdiği dondurulmuş pizzayı görselerdi belki de hiç gelişmeyeceklerdi. Başlarım ben böyle işe, sus ve ez beni mamut diyeceklerdi. Çünkü yüksek çabaların bu denli bir çabasızlığa dönüşmesi ister istemez ruhumuzu sıkan bir durum. F klavyeyle dilekçe yazan bir avukat bugün Siri’nin dikte özelliğiyle işlem yapan bir meslektaşını gördüğünde içten içe hırslanıyordur. Eskiden öyle değildiler, buralara üç vasıtayla geliyorduklar, bizim zamanımızda ile başlayan nice yoksulluk ve yoksunluklar… Ancak çağ öyle değil. Artık anı yaşıyoruz. Bu konsepti biliyorsunuz. Her yerinden faydalanarak, sündürülmekten bir hal olan, posası çıkmış Capre Diem. Ve anı yaşamak bile artık anı daha hızlı yaşamakla mümkün oluyor. Bilgiye ihtiyaç mı duyuyoruz; kitaptan bakmıyoruz anında Google açıyoruz. Ki son yıllarda Google da artık demode oldu. Yapay zekaya soruyor anında yanıt arıyoruz. Yapay zekaya sorarken de klavyeyi kullanmıyor sesli komut veriyoruz. Çünkü vaktimiz yok. Hemen olmalı, şimdi olmalı, bir saniye sonra olmamalı ne olacaksa. Bültenim Tetristeki Uzun Çubuk-Sayı: 002’de incelediğim eğitim metodolojisinin dönüşümünde de aceleciliğin davranış olarak derimize nasıl kazındığı, içimize nasıl işlendiği konularında araştırmalar mevcut. Ancak bu yazıda dönüşen davranışları biraz daha derinlemesine inceleme şansına sahip olacağız.

“Dijital Tembellik”

“Dijital Tembellik” insanın bilgiye erişimi ne kadar kolaylaşırsa hafızasını daha az kullanma eğilimine girdiğini ifade eden bir tanım. 2011 yılında Betsy Sparrow ve çalışma arkadaşları tarafından yapılan deneyler ile literatüre giriyor. Kısaca özetlemeye çalışayım; dört farklı kategoride deneyler yapılıyor ama özetle her deneyde bilgiye ulaşabileceğini bilen katılımcıların deney unsurlarını hatırlamalarının daha zayıf olduğu gözlemleniyor. Tıpkı sürekli navigasyon kullanan kişilerin adresleri hatırlayamaması gibi. Bir bilgiye anında ulaşabilmenin rahatlığı beynimizi monotonluğa itiyor. Monotonluğa itilen beyin bir şeyleri hatırlamaya zahmet etmiyor. 2011 yılından bu yana Yapay Zekanın gelişiyle eleştirel düşünmeden kopuşlar da gözleniyor. İsviçre’deki SBS Swiss Business School’dan Dr. Michael Gerlich 666 kişi üzerinde bir araştırma yapmış. Araştırma sonuçları kendi cümleleriyle şöyle; “Genç katılımcılar, yapay zekâ araçlarına daha fazla bağımlı hale geldikçe eleştirel düşünme becerilerinde belirgin bir düşüş yaşanıyor. Bu bulgular, yapay zeka teknolojileriyle etkileşimde eleştirel düşünmeyi teşvik eden eğitim stratejilerine olan ihtiyacı vurguluyor.”

İşe Dr.Gerlich gözünden baktığımızda biraz karamsarlaşıyorum ama öteki taraftan beynimiz biraz haklı gibi de… Şahsen telefonumda tutabileceğim bilgileri aklımda tutmak beynime yük gelmekte. Üstüne üstlük yükü hesaplayamıyoruz. Örneğin günde kaç farklı sosyal mecra ile alakadarız? Sayalım bakalım; 65 yaş üstüysek Facebook, Instagram herkeste var, whatsapp var ki bence durumum, gruplar ve diğer özellikleriyle mesajlaşma programından çok bir platform özelliği gösteriyor. Sonra telegram, beyaz yakalıysak LinkedIn, sesli mecralardan Spotify, Strorytell vb., iş süreçleri için Trello, Salesforce, Slack varyasyonları, Twitter (asla X demeyeceğim), bülten seviyorsak Substack, dijital gazeteler, Youtube, Bluesky. Her birinde sadece bir cümle, görsel veya ses üzerine düşünsek aklımızdaki yükü anlayabiliyor musunuz? O kadar çok dallanıp budaklandık ki dijital ayak izlerimizi paylaştığımız Linktree soy ağaçlarımızdan daha uzun. Ben bu kadar veriyle baş edemem açıkçası. Dolayısıyla aklımda tutmamam gereken hiçbir şeyi aklımda tutmamayı seçiyorum.

Çağlarcasına gelen fazla bilgi “Bilgi Obezitesi (İnfobezite)” ile yüzleşmemizi sağlamakta. Henüz göbek çevremizdeki 7 kilo fazlamızı veremezken bilginin fazlasından da kaçmak durumunda kalacağız. Çünkü bir insanın okuma hızı saatte ortalama 12.000 kelime civarındadır. Akılda daha net kalması adına bir kitabın yaklaşık 40-45 sayfasına denk gelmektedir. Şimdi maruz kaldığımız bilgiyi bir de bu açıdan değerlendirin. Yarın sabah kalktığınızda kaç sayfaya denk bir bilgi yüküyle günü tamamlayacaksınız?

Yazı bugüne kadar yaşadığımız her şeyin dijitalde izdüşümü olduğunu kanıtlayan bulgularla dolu. Dijital tembellik ve bilgi obezitesi Hristiyanlık inancındaki 7 büyük günahın ikisi. Acaba kibir, açgözlülük, şehvet, öfke ve haset dijitalde nasıl yaşanıyor?

Kaynaklar;

https://news.columbia.edu/news/study-finds-memory-works-differently-age-google

https://www.cumhuriyet.com.tr/yasam/bilim-insanlarindan-zihinsel-tembellik-alarmi-yapay-zeka-insanlari-2294416

Kapak görseli: unsplash.com/ Marvin Meyer

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz