Denize Karşı İnanılmaz Bir Saygısızlık Var!

0
76

Tanıdıklarım, arkadaşlarım biliyor belki, biz bir süredir ailece Kıbrıs’ta yaşıyoruz. Dalışlarımı da ekseriyetle Kıbrıs’ta yapıyorum. Burada Scuba Cyprus isimli dalış okulu çatısı altında dalıyorum ve burada da çok güzel çok özel insanlarla tanışma beraber dalma şansım oldu. Bölünmüş bir ülke, bölünmüş bir ada olan Kıbrıs Doğu Akdeniz’de çok özel bir coğrafyada yer alıyor ve özellikle Kuzey Kıbrıs politik sıkıntılardan dolayı yeterince turist çekemiyor. Dalış da bundan nasibini alıyor. Geçen yıldan bu yana tanıştığım insanlar arasında artık kardeşim gibi olan Yankı Karadağlı hem çok iyi bir dalış eğitmeni hem de Kıbrıs’ta denizi, sualtını en iyi bilen insanlardan biri. Yankı ile YouTube’daki kanalımda dalış ve Kıbrıs üzerine bir söyleşi yaptık. Video seyretmeyeyim ama şu söyleşiyi okusam ne güzel olur diyenler için, söyleşimiz aşağıda, buyrun, keyifli okumalar…

Tamer Durak: Önce ben diyorum ki biraz senden bahsedelim. Senin dalışa başlama serbest dalışa başlamadan, daha sonra SCUBA’ya olan ilginden bahsedelim. Yani Kıbrıs bir ada. Her tarafı sularla çevrili ve Akdeniz çok güzel bir deniz. Dolayısıyla insanın Kıbrıs’ta yaşayıp da dalışla ilgilenmemesi zaten bana çok garip geliyor. Sen bildiğim kadarıyla çocukluktan beri serbest dalışla ilgileniyorsun değil mi?

Yankı Karadağlı: Küçük yaştan beri başladıydım. Açıkçası daha doğrusu şöyle söyleyeyim. Babamın olta balıkçılığı merakı vardı. Sürekli onunla birlikte balığa giderdik. Yaz, kış fark etmezdi. Her zaman muhakkak denizin kenarındaydık yani denizdeydik.

Babam balık avlarken ben avlamayı değil de daha çok keşfetmeyi, suya temas etmeyi daha çok severdim. Her gideceğimizde babam önce beni uyarırdı. Denize girmiyorsun, ıslanmıyorsun, hava soğuktur gibi uyarılar yapardı. Tabii günün içinde ben gene suyun içinde bulunurdum. Kaçacağımız saat babam bana gene kızardı.

Yankı Karadağlı, çocukluk arkadaşı serbest dalış şampiyonu Aytuğ Özoktay ve kızı ile dalış öncesinde…

Gene mi denize girdin? Gene mi ıslandın? Falan gibi. Yaz, kış hep bu böyle olurdu. Yani suya olan merağım, aşkım, diyeyim size. Böyle başladı. Daha sonra rahmetli Eniştem, halamın eşi Hüseyin Yaşar Akbelen. Yaz tatillerinde onlara giderdim.

Eniştem de çok meraklıydı. Zıpkınla balık avlasın, suda yüzsün ve bende  birçok şeyi ona borçluyum. Onun sayesinde daha da çok sevmeye başladım sualtını. Dediğim gibi yani çok küçük yaşta böyle serbest dalış yaparak bayağı geliştirdiydim de kendimi. Öyle öyle sonra 2007’de SCUBA’ya başladım.

Ahmet Abi (Ahmet Gürol Ersun) ile tanıştık. İşte bir yerden başlayalım dedik. Sonra dalgıçlıktan birlikte çalışmaya geçtik. Öyle öyle eğitmenliğe kadar geldik açıkçası. Hâlâ yani her günümü hemen hemen denizde geçirmeyi tercih ederim. İnanılmaz bir terapi olur zaten benim için.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz