Dün akşam oynanan Ankaragücü-Çaykur Rizespor maçı sonrasında inanılmaz bir şey yaşandı; ev sahibi Ankaragücü Başkanı Faruk Koca bir anda sahaya girerek maçın orta hakemi Halil Umut Meler’in sol gözüne yumruk attı. Meler, aldığı darbe sonrasında yere düştü ve bu kez de Başkan Koca’nın yanında bulunan kişilerce yerde darp edilmeye ve kafasına tekme atılmaya başlandı. Karşımızda Türkiye süper lig futbol tarihinde daha önce böylesi yaşanmamış en rezil ve skandal durum var!
Burada Hakem Halil Umut Meler’in maç esnasında doğru mu yoksa yanlış mı karar verdiğini tartışmanın artık hiçbir anlamı yok; bir kulüp başkanının bir hakemi hem de kendi ev sahibi olduğu bir statta darp etmesinin savunulabilecek ve meşru olacak en ufak bir tarafı yok, olamaz! Eğer hakemin hatası olduğunu düşünüyorsanız maç sonrası açıklamalarınızda en sert biçimde hakemin şahsını, Merkez Hakem Komitesi’ni ve Türkiye Futbol Federasyonu’nu eleştirirsiniz ve gerekli idari şikâyet süreçlerini de başlatabilirsiniz. Hiçbir şekilde bir hakemi stadyumda ve canlı yayındaki izleyicilerin karşısında dövemezsiniz! Hakemin bir ailesi olduğunu, sevdikleri olduğunu ve bir onuru olduğunu görmezden gelemezsiniz! Ayrıca başına alacağı bir darbenin hayatına mal olabileceği ihtimalini unutamazsınız!
Ben bir Fenerbahçeliyim; lise yıllarımdan bu yana hep tribünlerdeydim, o atmosferde büyüdüm, tribünlerin ve taraftarların nabzını bilirim. Taraftarın öfkeli olduğu bir maç sonrasında özellikle de konu hakemse, küçücük bir kıvılcım çok büyük bir öfke patlamasına sebep olabilir ve tüm taraftarların sahaya inmesi veya tribünleri yakıp yıkmasıyla sonuçlanabilecek, önlenemeyen ve hatta can kayıplarının yaşanmasına sebep olabilecek büyük olaylar yaşanabilir. Türkiye futbolunda böylesi olaylardan yaşandı.
Bir kulüp başkanının ve yöneticilerinin en büyük görevi kendileri öfkeli de olsalar stattaki öfkeli taraftarın yangınına su döküp sakinleştirmektir, yangını harlayıp körüklemek değildir! Ankaragücü Başkanı Faruk Koca’nın hakem Halil Umut Meler’e yönelik saldırısından sonra bazı taraftar grupları da galeyana gelip sahaya inselerdi ne olacaktı?! Hakeza Başkan Koca’nın tekerlekli sandalyede hastaneden çıktığı anda bazı taraftarların başkanın şiddet eylemini tezahüratlarla desteklediklerini de gördük.
Tüm bu yaşananlar sadece sportif birer münferit eylem değildir, politiktir; siyasal iktidarın son 21 yıllık süreçte ülkeyi içine sürüklediği çürümüşlüğün, kokuşmuşluğun, pervasızlığın, mafyacılığın, liyakatsizliğin ve suç ikliminin bir sonucudur! Bunun için Başkan Koca’nın profiline bakmak yeterlidir. Lise mezunu olan Faruk Koca, AKP kurucuları arasındadır ve 22-23. Dönem AKP Ankara milletvekilliği yapmıştır. Kendisi Erdoğan’ın 12 yıl oturduğu ve 2014’te Cumhurbaşkanı seçilince taşındığı Keçiören’deki evinin de sahibidir.
Faruk Koca, milletvekili olduğu yıllarda Erdoğan’ın başbakanken kilitli ve baygın halde olduğu zırhlı aracın camını balyoz ile kırarak kendisinin hastaneye yetişmesini sağlamıştı. Faruk Koca’nın 2009 yılında hac dönüşünde Hatay’ın Reyhanlı ilçesindeki Cilvegözü Gümrük Kapısı’nda görevli polislerle tartıştığı ve polise tokat attığı da iddia edilmişti. İran’a casusluk yapılması iddiasıyla açılan Selam Tevhid Kudüs Ordusu soruşturması kapsamında telefonu dinlenen Faruk Koca’nın, dönemin MİT Müsteşarı Hakan Fidan’la telefon konuşması da dosyaya girmişti.
Faruk Koca’nın bu pervasızlığının tek açıklaması, arkasındaki iktidar gücü olabilir. Bu olayda kendisinin aleyhinde çok büyük bir kamuoyu baskısı var ve Başkan Koca’nın bu kez eskisi gibi öyle kolayca “yırtması” biraz zor gözüküyor. Türkiye futbolu her dönemde siyasallaşmıştı, her dönemde büyük hakem hataları vardı, her dönemde liyakatsizlikler vardı ancak AKP devri iktidarında bu durum arş-ı âlâya çıktı!
Sırtını AKP iktidarına dayayan herkes kendisini kanunlardan üstün olarak görüyor ve her türlü pervasızca suçu işlemeyi kendisinde bir hak sanıyor çünkü başlarına bir şey gelmeyeceğini veya ucuz yırtacaklarını biliyorlar! Bu kısır döngü artık bu olayda kamuoyu baskısıyla kırılmalı; Faruk Koca ve yandaşlarına tarihi nitelikte ibreti âlemlik bir ceza verilmeli ki bundan böyle herkes ayağını denk alsın. Yoksa bu saldırının siyasi iktidar için hiç beklenmedik negatif sonuçları olabilir. Artık bu insanların bırakın stadyuma girebilmelerini, futbol topu görünce bile kaçacak hale gelmeleri gerekiyor çünkü bu tipler sporun ruhuna ihanet ediyorlar!