Sessiz arıtma sistemimiz: SÜNGERLER!

0
391

Geçtiğimiz iki hafta deniz çayırlarından ve bu sualtı bitkilerinin gezegenimiz için öneminden bahsetmiştik bu hafta ilk bakışta bir sualtı bitkisi sanılan ama aslında hayvan olan ve çok aşina olduğumuz ve yeterince önemsemediğimiz bir türden bahsetmek istiyorum. Sualtı dünyasına iç uzay diyoruz çünkü sualtı birbirinden farklı canlılarla dolu ve bizim sualtı hakkında bildiklerimiz halen uzay hakkında bile bildiklerimizden az, okyanusların tabanının tam anlamıyla bütün bir haritasının çıkarılması bile çok yakın tarihlere denk düşüyor.

Sualtından çıkarılıp çok uzun süredir karada kullanılan süngerler bitki sanılan ama aslında hayvan olan canlılar, üstelik tıpkı deniz çayırlarının fotosentez ile oksijen üretmesi gibi süngerler de deniz suyunu süzerek temizler. Bilimsel adı Porifera olan süngerler denizlerde, göllerde ve akarsularda yaşar ve ilk örnekleri 600 milyon yıl öncesine kadar gider. Süngerler çok gözenekli hayvanların en ilkeli sayılabilir ancak deniz suyunun temizliği ve ekolojik denge içinde çok önemli bir yer tutarlar.

Süngerler bitki sanılır dedim ya 1830 yılına kadar bilim dünyası süngerleri bitki sınıfında sayıyordu ve işte bilimin en güzel yanlarından biri sayesinde dogmalara saplanıp kalınmadığı için ve yeni bilgiler ışığında yeniden şekillenebildiği için uzun yıllar bitki sayılan süngerin gerçek sınıfı bulundu ve 1830’dan bu yana artık süngerlerin hayvan olduğu gerçeğini kabulleniyoruz.

Süngerler ilginç bir iskelet sistemine sahip ve organları ve dokusu bulunmaz. Süngerler sindirimi tamamen hücre içinde solunum ve boşaltımı ise difüzyonla yapar, sinir sistemleri yoktur sadece uyarılan bölümleri tepki verir. Süngerlerin bugün bilinen yaklaşık 8000 türü var ve bu türlerin çoğu tuzlu sularda yaşıyor. Sualtında süngerler karşımıza çok farklı şekil ve renklerde çıkar, vazo, kadeh, boru, dal, kayaların formasyonunda, kırmızı, siyah, sarı, turuncu renkler en çok karşılaşılan şekil ve renklerdir. Süngerlerin bazıları çeşit çeşit deniz tavşanlarına, bazıları da orfoz ve benzeri balıklara ev sahipliği yapar. Karaya bağlı bizler sünger ile daha suyun altına kafamızı sokmadan tanışırız çünkü ebatlarına göre müthiş oranlarda sıvı çekme, emme kapasitesi olan süngerlerin temizlik ve benzeri alanlarda kullanımı keşfedileli çok uzun zaman oluyor. Süngerler devamlı olarak deniz suyunu süzgeçten geçirerek, kendi hacminlerinin 20.000 katı kadar deniz suyu pompalayabilirler. Deniz suyunu süzme hızları ise saatte 200 litreye ulaşır. Yani bizim karada temizlikte kullandığımız süngerler sualtında sessiz sakin durur gibi görünse de denizlerin temizliği süngerlerden sorulur.

Üstelik derin sularda yaşayan süngerler hakkındaki bilgi birikimimiz maalesef çok ama çok kısıtlı.

Sünger diyince benim aklıma ilk olarak Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı ve onun sünger avcılarını anlattığı öyküleri gelir.

Süngerler ne yer ne içer diye sorarsanız çoğunlukla vücutlarının içine çektikleri suda bulunan planktonlar ve küçük organizmalarla beslenirler.

Süngerler yaşamak için sıkıca tutunabilecekleri sert zeminli yerleri tercih eder, çoğu kayalıklarda yaşasa da bazı türler kumlu veya çamurlu yumuşak yüzeylerde de görülür. Bazen akıntılı bölgelerde yaşayan süngerlerin kök gibi sapları olabilir.  Süngerler hem eşeyli hem de eşeysiz üreyebilir ve dedik ya organları yoktur yani, üreme organları da yoktur. Eşeyli üreme eşey gözenekleri sayesinde gerçekleşir, Eşeysiz üreme ise tomurcuklanma ya da gözenek yumaklarının oluşmasıyla gerçekleşir.  Süngerlerin en önemli özellikleri arasında parçalansalar da yeniden bütün haline gelebilmeleri sayılabilir.

Sünger türlerine gelirsek, karanlıklarda yasayı seven rengi kirli beyazdan koyu kahverengiye kadar değişen böbrek formundaki kauçuk süngeri, balçık ve kumlukları seven burada güneşe doğru bir dal gibi uzanan “axinella” türü süngerler, sert kayaların yüzeylerini tercih eden kırmızı “crambe crambe”ler, sarı tomurcuklar halinde kaya altına yerleşen “agelas oroides”ler, inek deniz tavşanlarına yuva olan petroisa ficiformisler, filkulağını andırdıkları için filkulağı süngeri diye anılan “spongia agaricina”var, orfozlara ev sahipliği yapan siyah süngerler bu ilkel canlının birbirinden çok ama çok farklı ama aynı şartlarla yaşayan çeşitleri arasında sayılabilir.

Sözün özü bugün temizlikte petrokimya ürünlerinden taklitleri kullanlan süngerler 600 milyon yıldır deniz suyunu arıtırken, binlerce canlıya yuva oluyor ve biz onların yaşadığı habitatı kendimizden korumak zorundayız ki yeryüzünde insan yaşamı sürebilsin. Üstelik bizim için çok önemli olan bu ilkel ama müthiş hayvanlar hakkında gerçekten bilgimiz çok ama çok sınırlı.


Tamer Durak | Sualtı Yazıları | Sessiz arıtma sistemimiz: SÜNGERLER!