Dünya Sağlık Örgütü’nün 2021 yılında yayınladığı “Her hayat mühimdir. İntiharı ve etkilerini anlamak” (Every life matters. Understanding suicide and its impact) adlı rapor yaygın bir miti paylaşarak başlıyor:
“İntihar hakkında konuşmak kötü bir fikirdir ve cesaret verici olarak yorumlanabilir”
Rapor miti şu ifadelerle çürütüyor “İntiharı düşünenlerin çoğu kiminle konuşacağını bilmiyor. Bu konuda açıkça konuşmak intihara meyilli kişiyi cesaretlendirmeyeceği gibi, başka seçenekler olduğunu görmesi ve kararını yeniden gözden geçirmesi sağlanarak, intiharı engellenebilir.”
İntihar üzerine konuşmak ya da yazmak bu alanda uzman olmayanlar için zor ve riskli. Ben burada bu zorlukla intihara araştırma uzmanlığı perspektifinden yani sayıların soğuk, mesafeli ama bir o kadar güvenli dünyasından bakarak baş etmeğe çalışacağım.
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre her 40 sn de bir intihar vakası gerçekleşiyor, yılda ortalama 800 bin kişi bu şekilde aramızdan ayrılıyor bu rakamın 20 katına varan teşebbüs vakası bulunuyor.
Türkiye’de en son 2019 yılına ait istatistikler TUİK tarafından Haziran 2020’de açıklandı. Buna göre 2019’da 3.406 vaka tespit edildi. Ülkemiz 100.000 kişiye düşen intihar oranını ifade eden “kaba intihar hızında” 4,12 ile dünya ölçeğinde en düşük baremde kalmaya devam etti. Kaba intihar hızında dünya ortalaması 9, Avrupa 13.
Türkiye’de son yedi yıla bakıldığında 2017-2019 arasında intihar sayıları %7 arttı kaydedildiği görülüyor.
Neden İntihar Ediliyor?
Dünyadaki vakaları inceleyen uzmanlar intihara sürükleyen sebepler arasında aile geçimsizliği, sağlıkla ve ekonomiyle ilgili sorunların önde geldiğini söylüyor. Türkiye’de intihar sebeplerine bakıldığında ise rivayet muhtelif. 2015’e kadar intihar vakalarının yaklaşık yarısının sebebi “bilinmiyor”. 2016’da bu oran %60’a kadar çıkıyor, sonra belli ki TUİK sebepleri kodlamaya başlıyor. 2019’a geldiğimizde intihar sebeplerinin %30’u hala bilinmiyor, kalan %30’u “Diğer” altında toplanıyor. Sebeplerin trendine bakıldığında herkesi derinden etkileyen “geçim zorluğu”nun yerinde saydığını, ama içinde ne olduğunu bilemediğimiz “Diğer” in %30’lara yükseldiğini görüyoruz.
Kız Çocuk İntiharları
Dünyada olduğu gibi ülkemizde de kadınlar arasında intihar oranı erkeklerin gerisinde: intihar edenlerin %77’si erkek, %68’i 15-49 yaş arasında. Kadınların %16’sı 15-19 yaş arasında intihar ediyor, bu oran aynı yaş grubundaki erkeklerde %7.
Gençlik, intihar vakalarının en fazla yaşandığı dönem, dünya da böyle. Ama ülkemizde özellikle ergen intiharlarında kadınların intihar hızının kendi ortalamasının 2 katı üstünde olması özel olarak ele alınması gereken bir konu. Bu veri, namus cinayeti, töre cinayeti, intihara zorlanma şeklinde çok acı bir gerçekliğin saklı olduğunu düşündürüyor ister istemez.
Nasıl İntihar Ediliyor?
Dünyadaki istatistiklere göre kadınlar daha çok intihara teşebbüs ediyor, erkekler daha fazla sonuca ulaşıyor. Bu durum aynı metodu kullansalar da değişmiyor. Kaldı ki tüm araştırmalarında erkeklerin daha “ölümcül” intihar yöntemlerini tercih ettikleri vurgulanıyor.
Dünya Sağlık Organizasyonu’nun Doğu Akdeniz olarak sınıflandırdığı Pakistan, İran, Irak, Mısır, Kuveyt, Suudi Arabistan, Ürdün ve Bahrein’i kapsayan bir çalışmadan anlıyoruz ki bu bölgede en fazla öne çıkan intihar yöntemleri asma, tarım ilacı ile zehirleme ve kendini yakma. Bu bölgede kaba intihar hızı 9. Türkiye’de seçilen yöntemler bu gruptan çok batı ülkeleri ile daha fazla benzerlik gösteriyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre kendini asma ve ateşli silahla vurmak kimyevi madde kullanma, en fazla başvurulan 3 yöntem arasında yer alıyor. Erkekler daha fazla asmayı ve ateşli silahları kullanırken kadınlar suda boğulma ve zehirlenme yöntemlerini tercih ediyor.
Yakın dönemde yayınlanan, cinsiyetle intihar yöntemi arasındaki ilişkiyi inceleyen bilimsel makalelerde kadınlarda “yüksekten atlama” tercihinde anlamlı bir farklılaşmadan söz edilmiyor. Hatta literatür, erkeklerin “ölümcüllüğü” daha yüksek olan asma, ateşli silahlar ve yüksekten atlamayı, kadınlarınsa yüksek dozda ilaç alımı gibi ölümcüllüğü nispeten düşük yöntemleri tercih ettiğine dair pek çok araştırma bulgusuyla dolup taşıyor. Dünyada yüksekten atlamaya en fazla rastlanılan ülke Hong Kong, o da ülkenin mimari yapısına bağlanıyor.
Türkiye’de İntihar Yöntemleri
TUIK verilerine göre Türkiye’de “asarak intihar” her iki cins için birinci sırada. İkinci sıradaki ateşli silah kullanımı erkeklerin daha fazla tercih ettiği bir yöntem, üçüncü sırada yer alan yüksekten atlama ise kadınların.
Türkiye’de kadın intiharlarının şekline bakıldığında yüksekten atlama dışında tüm yöntemler 2009’dan bu yana yatay bir seyir izliyor, sadece kadın intiharlarında “Yüksekten Atlama” da ivmeli bir yükseliş var: TUIK’e göre bu oran 2009 yılında %14 iken 2019’da 10 puan artışla %24’e yükseliyor. Oysa erkeklerde aynı dönemde kaydedilen artış 2,6 puan.
İntihar, yöntemi ve hatta sebebi ile çabuk kopyalanan bir eylem. Hal böyleyken, ülkemizde kadınlardan 3 kat daha fazla intihar eden erkeklerin kadınlardan farklı olarak gibi bu yöntemi niye benimsemedikleri bir muamma. Ya da şöyle söyleyelim, ülkemizde her kaba intihar hızı düşen kadınların, ölümcüllüğü yüksek olan bu yöntemi yani yüksekten atlayarak intihar etmeyi neden daha fazla tercih ettiği anlaşılamıyor.
Kadın İntiharı mı? Cinayet mi?
Kadın örgütlerinin uzun zamandır dile getirdiği “şüpheli kadın ölümlerinin başında “Yüksekten Atlayarak İntihar” geliyor TÜİK’ten edindiğimiz 2019 yılının intihar istatistikleri bu şüpheleri destekler nitelikte.
Kadın cinayetleri sayısı her geçen yıl artarken “yüksekten atlayarak intihar eden kadın” sayısı da ona paralel artıyor. Kadın örgütleri bunun tesadüf olmadığını cinayetlerin intihar maskesi arkasına gizlendiğini söylüyor.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız platformunun Mart 2022 raporuna göre 2021 yılından bugüne kadar 55 kadın yüksekten düşerek şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Şüpheli ölümlerin %20’si yüksekten düşme şeklinde gerçekleşti. Kadın Cinayetleri Platformu’nun resmî sitesinde olay yerinde kadınlarla bağlantılı ve çoğu zaman şiddet geçmişi olan erkeğin varlığına dikkat çekiliyor. Ancak etkin bir soruşturma yürüterek şüpheli ölümlerin önüne geçilebileceği söyleniyor. (https://kadincinayetlerinidurduracagiz.net/veriler/3014/kadin-cinayetlerini-durduracagiz-platformu-mart-2022-raporu)
Kadın cinayetleri ve “yüksekten atlayarak intihar” arasındaki bağlantının toplumun geniş kesimlerince anlaşıldığı olay Şule Çet davası oldu. Şule Çet 2018’de bir Çankaya’da bir plazanın 20 katından düşerek hayatını kaybetti. Dairede bulunan patronu ve onun arkadaşı epey bir zaman tutuksuz yargılandılar. Şule çalışarak okuyan bir öğrenciydi ve plazadan atılmıştı. Bu sadece Şule Çet ismi etrafında oluşan topluluğun inancı değil, kısa bir süre sonra kanıtlar ve itiraflarla sabitlenecek bir durumdu. Sanıklardan Çağatay Aksu müebbet ve 12 yıl 6 ay, diğer sanık Berk Akand ise 18 yıl 9 ay hapis cezasına mahkûm oldu. Sosyal medyada yükselen farkındalık ve dayanışma geç de olsa adaletin yerine gelmesini sağladı. Bu olayı duyan benzer durumdaki başka aileler de kızlarının intihar etmediği, katledildiği olasılığı için yeniden davalarının peşine düştüler.
Türkiye’de tüm intihar vakalarına ama özellikle ergen kız çocuk intiharları ile kadınların yüksekten atlama vakalarına daima şüphe ile yaklaşılmalıdır. Bu yayında yeterince ayıramadığımız üçüncü şüpheli konu da, ekonomik kriz almış başını giderken hala intihar sebepleri arasındaki “geçim zorluğu” trendinin yatay gidiyor olmasıdır. Umarım TUİK 2020 ve 2021 intihar verilerini açıklar ve hızla yükselen “diğer” seçeneğinin ne kadarının “geçim zorluğu” olduğunu bizimle paylaşır.
Kaynaklar:
https://www.who.int/data/gho/data/themes/mental-health/suicide-rates
https://journals.lww.com/indianjpsychiatry/Fulltext/2015/57002/Suicide_in_women.8.aspx
https://bmcpsychiatry.biomedcentral.com/articles/10.1186/s12888-017-1398-8
https://journals.plos.org/plosone/article/figure?id=10.1371/journal.pone.0129062.t002
https://link.springer.com/article/10.1007/s00127-011-0393-5
https://www.nimh.nih.gov/health/statistics/suicide#part_2558
https://www.who.int/publications/i/item/9789290228578
TUIK, İntihar İstatistikleri, 2020 Haziran
Kadın Dernekleri Federasyonu
https://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkiye%27de_kad%C4%B1n_cinayeti#cite_note-2020rapor-5
Fotoğraf: Engin Akyurt / unsplash.com