Uzun bir suredir Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nde kararlar oybirliği ile geçiyordu. Anıtkabir çevresinin imara açılması, ODTÜ ormanını parçalayacak yol projesi, konservatuvarın yıkılması, diyanet akademisi için imar izini derken her şey yolunda idi. Ta ki fahiş su zammı ve bu zamma karşı AKP-MHP grubunun indirim kararını meclisten geçirmesi ile işin rengi değişti.
Mansur Yavaş ve CHP-İYİP koalisyonu indirime karşı çıktı. Karşı çıkılmasının nedeni AKP zamanında da anımsadığımız “ASKİ zarar eder” söylemi ile geldi. Eylül ayında alınan bu karar ardından şaşırtıcı bir hareket geldi. Halkın itiraz ettiği kararlara “Mansur Yavaş’ın bir yetkisi yok” diyenler için şaşırtıcı bir olay oldu ve Yavaş su indirimini veto etti.
Türkiye tarihinde sosyal demokrat bir partinin ülkücü belediye başkanı su indirimini savunmak yerine, indirimi veto etti.
Zammın Gerekçesi
Ankara’da Eylül 2019’da 5 TL, Eylül 2020’de 5 TL olan su Eylül 2021’de 5,12 TL, Eylül 2022 ise 13,38 TL oldu. AKP gibi belediye de kademeliye geçti ve ikinci kademe 18,8 TL, üçüncü kademe ise 24,26 TL oldu.
Bu kadar yüksek bir zam, suyu oldukça fahiş bir meta hali getirdi. 5 metreküp tüketen bir ev eskiden 25 TL öderken şimdi 67 TL’ye yakın ödeyecek. 20 metreküp tüketimde bu artış çok daha fena.
ABB maliyetlerin artışını gerekçe gösterdi. Bir dizi rakam ortaya döktü ve suyun maliyetinin aslında bunun iki katı olduğunu bile iddia etti..
AKP’nin Arkasına Saklanmak
AKP gaz ve elektriğin aslında sübvanse edildiğini, yükün azaltılması için kademe getireceğini söyleyip katmerli zamlar yaptı. Mansur Yavaş’da su faturalarının sübvanse edildiğini söyleyip getirdiği kademe ile katmerli zamların önünü açtı ve bunu yaparken AKP’nin zamlarını gerekçe gösterdi.
AKP’nin zammının arkasına saklanıp AKP’nin argümanları ve politikası ile zam yapmak belediyecilik açısından fena bir durum. Yavaş seçilmeden önce sudaki zamların kaynağını çok iyi anlıyordu. Ama şimdi unutmuş gözüküyor.
Ama daha kötüsü indirim ile gelirlerin azalacağını ve bu yüzden yatırımlar yapamayacağını söyleyerek bir anlamda Ankaralıyı tehdit etmesi. Ama asıl fenası, zammı savunanların Gökçek’i savunması. Bunu pek çok Ankaralı şaşkınlıkla izliyor. Bilmeyenler için su zammı neden Gökçek zammı, onu anlatalım.
Kaynak: ASKİ 2022 Mali Durum Raporu
Zam Şart Mı?
Zammın arkasında kayıp kaçak var. Şu an Ankara’da 2 yılda bir yıllık su, kayıp kaçak olarak elimizden gidiyor. Kayıp kaçağı on puan düşürmek bile giderleri ciddi oranda azaltacaktır. ASKİ kayıp kaçak konusunda pek bir şey yapmadı.
Su zammının arkasında ASKİ’nin kayıp kaçak işinin savsaklanması var. 2022’de bile kayıp kaçak için ayrılan para sadece 9,5 milyon TL.
Su zamlarının arkasında zarar etmek pek yok. ASKİ 2022’nin ilk altı ayında 2 milyar 32 milyon TL gelir elde ederken 2 milyar 88 milyon TL gideri var. Yani neredeyse başa baş.
Resmi raporlar belediyenin söyleminin belgelerle çeliştiğini söylüyor.
Ama AKP indirime buradan gitmiyor, daha siyasi bir yerdeler. Halktan yana gibi görünüp asla bunlara dokunmazlar. Çünkü aslında kendileri de zamcı.
Ama bir faktör var ki kimse ağzına almıyor. O söylem ile tek hamlede şah ve mat olacak siyaset.
Gökçek Arkadan Keyifle İzliyor!
Kayıp-kaçak konusunda ağırdan alan, yılın ilk altı ayında başa baş bir bütçeye sahip ASKİ için neden fahiş bir zam istiyorlar? Neden AKP indirim derken dönüp bunları deşmiyor.
Deşmiyor çünkü bu zammın arkasında Gökçek var. Doğru duydunuz.
Belediye raporları da aslında söylemimizi doğruluyor. Belediye bunu halka söylemiyor ama artışta en yüksek kalem %90 ile sermaye giderleri ve raporlardaki tanıma göre elektrik faturası da burada yer alıyor. Yani %90 artan sermaye giderleri içindeki elektrik giderleri, pek çok kalem %40 artarken belirleyici oluyor.
O zaman şu elektrik meselesine bir dönelim mi?
2007 kuraklığı yolda iken Melih Gökçek Gerede’den su getirme işini öteleyerek Kızılırmak suyunun kente getirilmesi ihalesini yapmıştı. Böylece bütün itirazlara rağmen kirli Kızılırmak suyu Ankara’ya getirilmiş, sonraki bir yılda kentin su borularından insanların sindirim yollarına kadar pek çok şey bozulmuştu.
Tepkiler geldikçe Gökçek bu suyu zaman zaman kesti. Hatta Mustafa Tuna gelir gelmez ilk işi bu suyu kesmek oldu. Ama Mansur Yavaş bu suyu bir ara verdi ve tepkiler gelince kesti. Şimdi ise gizli gizli bu suyu veriyor. Sorsanız gizli değil, ASKİ sayfasında Kesikköprü kalemi olarak görünüyor. Ama bunu bilirseniz.
Kızılırmak suyunun tek külfeti çok kötü bir su olması değil, ciddi elektrik faturası. Doğru duydunuz, elektrik faturası belediyeyi çökertecek düzeyde. Temmuz 2019’da ASKİ Genel Müdürü “Kızılırmak üzerindeki Kesikköprü Barajı’ndan su alımının durdurulmasıyla yıllık 200 milyon TL’yi aşan pompaj maliyetinden de bu sayede tasarruf edilecektir. ” diyor. Eğer bu rakam doğru ise 2022’de milyar TL’ye yaklaşan bir faturadan bahsediyoruz.
Ankaralılar Kızılırmak suyundan ve bunun dayatılmasından nefret eder. ASKİ de bu nedenle bunu pek dillendirmez. 2 yıla yakın bir süredir Kızılırmak suyu musluk suyuna karıştırılıyor. Şimdi de bunun faturası ödetiliyor.
İşte bu Gökçek için bulunmaz bir nimet. AKP zamanında atanan ASKİ genel müdürü Kızılırmak suyu pahalı, tasarruf edeceğiz derken CHP’nin ülkücü belediye başkanı bunu söylemiyor, ASKİ’yi batıracaksınız diyor.
Daha Fazla İndirim Mümkün
Sosyal demokrat belediyecilik en temel insan hakkı olan bu tür kaynakları çok ucuzlatmak ve hatta ücretsiz yapmakla yükümlüdür. Ama bunu yapmıyor. Bunu yerine kayıp-kaçağı önlememenin ve berbat Kızılırmak suyunun elektrik faturasını halka ödetmeye çalışıyor. Hem de elinde başa baş bir bütçe varken. Bu ne demek biliyor musunuz? Kızılırmak suyu kesilse bütçe rahatlayacak, kayıp-kaçağa para ayrılsa daha fazla indirim bile gelecek.
Resim aslında çok net; Ankara’da Gökçek’in Kızılırmak suyunu sessizce veren bir belediye, bunu anmadan bu suyun yüksek elektrik faturasını halka ödeten bir yönetim, diğer yandan asli işi olan yüksek kayıp kaçağı önlemek için ağırdan alan ve bütün bu resmi halka fatura eden bir yaklaşım var.
Mecliste indirim kararını geçiren muhalefet, yani AKP-MHP bloğu ise bunu söylerken asla Gökçek’in adını anmıyor, asla Kızılırmak kelimesini telaffuz etmiyor. Çünkü o zaman gerçek indirim gelecek. Bunu iki taraf da istemiyor.
ODTÜ ormanını parçalamak, Anıtkabir çevresini imara açmak, diyanet külliyesi için imar planı yapmakta anlaşan partiler aslında Gökçek’in kirli ve pahalı suyunu anmadan su zammı/indirimi konuşmakta anlaşmışlar gibi.
Şimdi Gökçek’in ne kadar mutlu olduğunu tahmin edebiliyor musunuz?