“Eklektik Manifest”in Ardından…

0
159

Ulvi Yaman: Selam Halilcim, Arkhe’nin “Lefkoşa Bianeli” için “intro” niteliğindeki “Eklektik Manifest” programı geçen hafta sona erdi. Tüm süreci baştan başlayarak senle bir değerlendirelim istedim bu röportajda. Öncelikle fikir nasıl ortaya çıktı? Amaç neydi? Hedefine ulaştı diyebiliyor musun? Sen mutlu musun?

Halil Duranay: Daha evvel de başka mecralarda söylemiştik, ARKHE, LTB himayesinde ve Arabahmet Bölgesi Geliştirme Şirketi katkıları ile oluşturulmuş bir Kültür Politikaları üretme ve Arşiv Çalışmaları Merkezi olarak kuruldu. ARKHE açıldığında masadaki en önemli başlıklardan biri bir Bienal olasılığı ve bunun deneme biçimlerinin tartışılması oldu. Tabi Bienal iddialı ve büyük bir iş, her kentin kendi olanakları, imkanları, tarihi, handikapları çok farklı, biz de Lefkoşa için bir “know-how” toplamalıydık, hem de kendi imkan ve limitlerimizi sınamamız gerekiyordu. Bu noktada “Eklektik Manifest”i geliştirdik, bir tür deneme projesi ancak zaman içinde şu fikir de doğdu; Bienal iki yılda bir tekrar edecek, ara yıllarda da Bienal’e hazırlanmak için Eklektik Manifestleri devam ettirebiliriz. Bu yılki temamız Diaspora oldu ve özellikle Kıbrıs dışındaki Kıbrıslı sanatçıları projeye davet ettik. Bazı yan seksiyonlarla da projeyi güçlendirdik. Yedi haftalık bir maraton koştuk, 22 sanatçıyı ağırladık birçok sergi, performans, konser ve panel gerçekleşti. Binlerce ziyaretçi geldi etkinliklere ve insanlarda bir ajanda oluştuğunu gözlemledik, bu açıdan oldukça başarılı geçti, tabi biz de birçok şey öğrendik süreç içinde. Ben kendi adıma fazlasıyla mutluyum.

Ulvi Yaman: Enstelasyonlardan sergilere, performanslardan dans gösterilerine kadar sanatın farklı disiplinlerinden ciddi bir seçki ortaya koydu “Eklektik Manifest”.  Sanatçı ve performans seçimlerindeki kriterler neydi? Nasıl bir süreç işledi orada?

Halil Duranay: Malum bu tip bir projenin teması seçildikten sonra açık çağrı yapılır ve sanatçılar projelerini sunar. Ancak birçok açıdan zamanımız dardı, sınırlı bir ekip çalıştı, bir de ilk deneme olacağı için biraz merkezi çalışmamız gerekti, operasyonun kontrolü ve koordinasyonu açısından da bu önemliydi. Bu biraz hatalı algılandı, kapalı devre bir proje yapıyormuşuz gibi hissedenler oldu ama dediğim gibi bu ilkiydi, büyük bir projeydi, iyi bir bütçe ile çalıştık. O nedenle sanatçıları biz davet ettik. Özel bir kriterden bahsedeceksek, dediğim gibi tema belliydi; sanatçılar da o kontekse uygun davet edildi. Tabi ki 2025 stratejisi çok daha farklı olacak, önce çok bileşenli bir Bienal komitesi kurulacak, komite temayı belirleyecek ve daha sonra uluslararası açık çağrı yapılacak.

Ulvi Yaman: Adada alışık olmadığımız, oldukça büyük emek, inanmışlık ve tabii ki bütçe gerektiren bir organizasyondu. Lefkoşa Belediye Başkanı Sayın Mehmet Harmancı’nın her şeyden önce vizyon anlamında önemli bir destek olduğunu biliyorum. Keza sponsorların da. A’dan Z’ye her alanda projenin bir çok destekçisi oldu. Biraz bu ilişkilerden ve süreçten bahsedelim mi? Projenin sonuçlarından memnunlar mı?

Halil Duranay: LTB Başkanı Sayın Mehmet Harmancı projeye başından beri inandı ve Arkhe’yi hareket ve karar konusunda da özgür bıraktı, bu bizim için çok önemliydi. Vedat Kaner Vakfı da daha ilk toplantılardan itibaren projeyi ciddi anlamda sahiplendi, onlar da Arkhe’nin hareketi konusunda bizi özgür bıraktılar. Projeye katkı sağlayan Türk Hava Yolları ve Pasha Group da aynı şekilde projeye tam destek verdi. Arkhe, tüm sponsorlar ile gayet uyumlu ve çözüm odaklı bir süreç geçirdi keza sponsorlarımız da aynı şekilde bizimle inanılmaz koordine bir ilişki kurdu. Kaldı ki bu proje sponsorlar için de bir deneme projesiydi, bir açıdan proje teoride iyi planlanmış olsa da defakto sonuçlarını uygulamaya geçtiğimizde görecektik. Bu her aşamada geçerli; alan kurulumlarından operasyon planlamasına, organizasyondan bütçe yönetimine kadar. İlla ki hatalar, ufak sapmalar, hesapsız bazı kazalar oldu ama bütününe baktığımızda teoride planlanan her ne ise %95’i pratikte de hayata geçti.

Ulvi Yaman: Projede Arkhe’nin kendi mekanları dışında başta Arabahmet bölgesi olmak üzere bir çok farklı mekan kullanıldı. Mekan bulma ve  kullanımları konusunda sıkıntılar yaşadınız mı? Başta surlar içi bölgesi olmak üzere Lefkoşa’da bu tip etkinlikler için mekan konusunu da gerek konum gerekse lojistik ve teknik yeterlilikler konusunda kısaca değerlendirir misin? Malum Bianel’de çok daha fazla mekana ihtiyaç duyulacak.

Halil Duranay: Şöyle ki aşağı yukarı mekanlar kafamızda netti hatta en başında Aslı Bolayır, Alev Adil, Sümer Erek ve Pınar Yeşilada ile görüştüğümüzde sergi alanlarını netleştirerek yola çıktık. Eski Fransız Kültür Derneği müthiş bir yapı ve Arabahmet Binası gibi labirent bir bina, bu da bize aynı anda birden fazla sergiyi kurmak için harika bir olanak sundu, sağ olsun Sayın Ali Vehit de binayı kullanmak üzere bize tahsis etti. Öte yandan konvensiyonel bir galeriye de ihtiyacımız vardı, o noktada da EMAA Başkent Sanat Merkezi binasını da kullanmamız için EMAA Yönetimi binayı bize tahsis etti. Eklektik Manifest’teki en büyük kazanımımız ise Arkhe Binası’nın bir üst sokağında bulunan bir avluyu, bir açık hava sahnesine çevirdik. Bir açıdan kent, yüz kişilik butik bir açık alan sahnesi kazanmış oldu. Teknik handikaplar çok, sorunları çözmek de çok masraflı, dolayısıyla biraz da alanların handikaplarını nasıl avantaja çevirebiliriz diye uğraştık ve bazen yaratıcı çözümler üreterek işleri bir şekilde yoluna koyduk. Bunun dışında kamusal alanlara da indik, Çağlayan Parkı, Posta Dairesi Önü ve Lefkeliler Hanı projeler için kullanıldı. 2025’te kullanmayı düşündüğümüz farklı birçok alan ve mekân var, tabi bu mekânsal kullanım biraz da tema ve projenin kapsamına göre biçimlenecek.

Ulvi Yaman: Medyanın ilgisi nasıldı? Yeterli ilgiyi gösterdiğini ve destek olduğunu düşünüyor musun?

Halil Duranay: Evet bence ilgileri yoğundu. Çok iyi röportajlar yapıldı, birçok gazeteci projeyi köşe yazılarına taşıdı, etkinlik akışı sürekli haber kaynaklarında dolandı. Reportare’nin de bize katkısı çok oldu, bu vesileyle Reportare ekibine de Arkhe adına teşekkür etmek isterim.

Ulvi Yaman: Genel olarak projeyle ilgili tepkiler nasıl? Gerek izleyenler açısından soruyorum, gerekse katkı da bulunan sanatçılar açısından?

Halil Duranay:Eleştiri bizim için çok önemli ama salt övme ya da körü körüne yerme değil, sağlam kritikten bahsediyorum.  Bu noktada sanat tarihçileri, sanatçılar ve kültür çevrelerinden geri dönüşleri bekliyoruz. “Eklektik Manifest” sanatçılarına gelince, bizim tecrübe ettiğimiz, katılan her sanatçı projeyi ciddi anlamda sahiplendi, daha iyi olması için ellerinden geleni yaptılar, her türlü olumsuzluğa da çözüm ürettiler, harikulade bir iş birliği çıkarttığımızı düşünüyorum.

Ulvi Yaman: Sanatın “bildik olmayan” haliyle karşılaşan ve Arap Ahmet/ Suriçi bölgesinde yaşayanların etkinliklere yaklaşımı/ etkinliklerle ilişkisi/ etkileşimi nasıldı?

Halil Duranay: “Eklektik Manifest”in mekânsal tercihleri ile mekanların bulunduğu bölgelerde ikamet eden insanlar arasındaki ilişki oldukça sakindi. İnsanlar merak ettiler ve alanlara girdiler ama sergilerle ya da performanslarla çok sıkı bir etkileşimleri oldu diyemem. Aslında bu biraz zamanla ilintili bir şey, zamanla ve devamlılıkla kurulacak bir bağa ihtiyaç var. Aslında Lefkoşa Surlariçi bölgesi halkı geniş alanlara yayılmış sanat projelerine uzak değil Yuka Blend serileri var, Buffer Fringe Performing Arts Festivalleri var hatta daha önce yapılan başka kapsamlı denemeler de var, ayrıca özel sanat galerileri ve sanat mekanları açısından da bu bölge Başkent’in merkezi. Bu soruyla ilintili önemli bir şeyi atlamamak lazım, “Eklektik Manifest” içinde görev alan saha ekibimizin bir kısmı bölgede ikamet eden gençlerden oluşuyordu.

Ulvi Yaman: Bundan sonraki yol haritasından da biraz bahseder misin? Gerek Arkhe’nin etkinlikleri bağlamında gerekse 2025 yılı için planladığınız “Lefkoşa Bianeli” çerçevesinde. Neler planlanıyor?

Halil Duranay: “Eklektik Manifest” sonrası elde biriken verileri ve deneyimlerimizi bir rapora dönüştürüyoruz. Süreci tartışmak için focus grupları oluşturmayı planlıyoruz ardından Bienal için bir kurul oluşturulacak sonra önümüzdeki yıl için çalışmaya başlayacağız. Bu bizim görevlerimizden biri ancak öbür taraftan da başka işler var tezgâhta, yaz aylarında fotoğrafçı ve arşiv araştırmacısı İlkyaz Portakalcıoğlu’nun çocuklar için düzenleyeceği bir dizi bakma, görme ve kadrajlama atölyesi var. Sonbahar içinse bir sinematek ve ardından film gösterimlerini kapsayan bir film günleri projemiz var. Yeni kitaplar var hazırlık aşamasında ve arşiv için devralacağımız bazı koleksiyonlar var. Yavaş yavaş ön hazırlıklarına başladığımız Kent Müzesi de yolda. Arkhe’nin oldukça yoğun bir ajandası var, Lefkoşa için üretmeye devam ediyoruz.

Önceki İçerikTürkiye’de Sanatsal İfade Özgürlüğü Ocak – Haziran 2024 Raporu
Sonraki İçerikKoyu Mor Bir İstanbul Gecesi: Deep Purple İstanbul’daydı
1966, İstanbul doğumlu. Marmara Üniversitesi, Basın-Yayın Yüksek Okulu,Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Bölümü’nden mezun oldu. Aynı üniversitenin Radyo ve Televizyon Bölümü’nde yüksek lisans yaptı ve doktora çalışmasına devam etti, tez aşamasında ayrıldı. 1984-1989 yılları arasında, bir yandan okurken bir yandan Toros Mühendislik şirketinde İthalat ve Pazarlama Müdürü olarak görev yaptı. , yine aynı yıllar arasında UNESCO’ya bağlı, kar amacı gütmeyen uluslararası programlara sahip “The Experiment In International Living in Turkey”de Program Koordinatörlüğü görevini yürüttü. 1991 yılında Şeker Sigorta’da Reorganizasyon, Pazarlama ve Reklam Müdürü olarak mesleki kariyerine başladı. 1993 yılında Oyak Sigorta’da Reklam Müdürü olarak görev aldı. Dream Design Factory’de 7 yıl Genel Koordinatörlük, (dDf'teki son 3 yılında dDf’nin yan kuruluşu olan dda, Dream Design Advertising’de Müşteri İlişkileri Direktörlüğü) Capital Events’de 2 yıl Genel Koordinatörlük görevlerinde bulundu. 2003 yılında X-event’in kurucu ortaklarından biri olarak, şirketinin genel koordinatörlük görevini üstlendi. 2005-14 yılları arasında Farkyeri Reklam Ajansının Kurucu Ortakları arasında yer aldı. Ulusal ve uluslararası müşteriler için yüzlerce başarılı projeyi hayata geçirdi.Reklamcılık ve Etkinlik Yönetimi alanlarında bir çok ödül aldı. İstanbul Modern Sanatlar Galerisi’nde Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yaptı. Doğrudan Pazarlama İletişimcileri Derneği Genel Koordinatör olarak görev yaptı. Çeşitli kitap projelerine katkıda bulundu, çeşitli dergi ve gazetelerde yazı, araştırma ve makaleleri yayınlandı. Halen bir çok ajans ve markaya danışmanlık vermektedir. TTNet'in "Yaratıcıya Destek, Yaratıcı Ekonomiye Destek" projesinin eğitmenlerinden oldu. 2006-2011 yılları arasında Bilgi Üniversitesi, Reklamcılık Bölümü’nde, “Etkinlik Yönetimi” dersleri verdi. Fenerbahçe Kulübü, Yüksek Divan Kurulu Üyesidir Specialties: Advertising, Event Management and Marketing, Special Project

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz