Duvar Dalışı

0
365

Merhaba,

Sualtı yazılarında bu hafta farklı bir dalış türünden bahsedeceğim, duvar dalışı. Duvar dalışı aslında dalışın şekliyle değil, coğrafya ve sualtı yapısı ile ilgili bir durum ama bu farklı durum için de alınması gereken farklı önlemler olduğu kadar dağda tepede gezerken uçurumlardan aşağı ya da yukarı bakarken alınana benzer hatta daha keyifli yönleri var. Duvar dalışının nasıl bir his verdiğini en iyisi sizi dilim döndüğünce bir dalışa çıkararak anlatayım:

Deniz ile karanın olabildiğince diklemesine kesiştiği bir yer düşünün. Dik yalçın kayalıklarla yükselen kara parçası aslında aynı şekilde hatta dalgaların onbinlerce yıldır dövdüğü tabanı çok daha dik ve düz şekilde derinliklere doğru indiği bir kesişme alanı oluşur. Bazen bu duvarlar 30-40 metre derine iner, bazen 100-200 metre derinde denizin tabanı ile buluşur. Derin denizin karayla buluştuğu bazen sakin bazen tüm kuvvetiyle karayı dövdüğü bu noktalarda dalış çok farklı bir duygudur, uçurumdan aşağı atlayıp yere düşmediğinizi uçurumun ortasında asılı kaldığınızı düşünün işte öyle bir duygu hissedersiniz. Akdeniz’de bir çok bölgede böyle duvarlar mevcuttur ama bunların en güzelle ri açık deniz ortasındaki adalarda yer alır doğal olarak, ben size bu yazıda Malta’nın kuzeyinde yer alan havanın açık ve puslu olmadığı bir günde taaa 90 km uzaktaki Sicilya adasında Etna yanardağının mor zirvesini görebildiğiniz Cirkewwa dalış noktasında 35-40 metrelere diklemesine inen duvarda yaptığım dalışlardan hatırladıklarımı anlatacağım. Daha önce aynı dalış bölgesinin farklı bir noktasından yaptığımız batık ve tünel dalışlarını anlatmıştım ama duvar dalışı başka bir keyif.

Fotoğraf: Tamer Durak Arşivi

Denizle karanın kesiştiği yerde sudan 2, 2,5 metre yüksekte kıyıda durduğunuzu hayal edin, üzerinizde tüm SCUBA ekipmanınız var, deniz sakin, aşağı bakınca güneşte ışıl ışıl parlayan masmavi tertemiz bir su görüyorsunuz, dip 40 metre derinde olduğu için güneş ışınları birer keskin bıçak gibi derinlere iniyor ama sonsuzda kayboluyor. Sonra kafanızı kaldırıp Sicilya’ya doğru ufka bakıyorsunuz ve derin bir nefes alıyorsunuz, maskeniz yüzünüzde, regülatörünüz ağzınızda, sol elinizle arkadan tüpünüzün tabanını, sağ elinizle regülatörünüzü tutuyorsunuz. BC yeleğiniz kapasitesinin yarısını kadar hava dolu. Sonra ufka bakarken açık denize doğru kocaman bir adım atıyorsunuz. Adımı atar atmaz geçen 1 saniyeden az zamanda önce bacaklarınız suya çarparken hızınızı kessin diye V şeklinde suya süzülüyorsunuz, önce paletler, ayaklar, bacaklar gövde ve en son kafanız maviliğin içine gömülüyor, sonra düşüşün hızı kesilirken kabarcıkların arasında yüzeye çıkıyorsunuz. Ardınızdan ve önünüzden atlayan dalış ekibinin diğer üyeleri ile son yüzey kontrolünü yapıp dalış öncesinde dalış liderinin brifingde anlattığı sıra ile ve bu dalış boyunca dalış liderinizden asla daha aşağıya inmemeye özen göstererek, BC’lerdeki havayı boşaltırken bir yandan da nefes vererek suyun altına iniyorsunuz.

Fotoğraf: Tamer Durak Arşivi

Duvar dalışının en güzel yanlarından biri bu iniş anıdır, örneğin 25 metre derinliğe inecekseniz, bir paraşütçünün uçaktan atladığı ilk andaki süzülmeyi üstelik bir yanınızda referans alacağınız bir duvarla birlikte hissedersiniz. Paraşütçü nasıl belli bir irtifaya gelince paraşütünü açıyorsa siz de aynı şekilde BC’nize hava doldurup yatay bir konuma geçtiğinizde bir anda ağırlıksız kalıp, tıpkı bir astronotun uzay yürüyüşünde hissettiği gibi suyun ortasında asılı kalırsınız. Nefes aldığınızda ciğerleriniz hava dolunca biraz yükselip, nefes verdiğinizde fokur fokur kabarcıklarınız yüzeye doğru yükselirken siz de biraz aşağı inersiniz.

Nasıl karada dik yamaçlarda, uçurumlarda çatlakların, kayaların arasında yeşillikler, kuş yuvaları, çeşit çeşit sürüngen var ise sualtındaki duvarlarda da inanılmaz çeşitli ve renkli bir yaşam bulunur, bazı çatlakları yuva tutmuş çeşit çeşit mürenler, ahtapotlar, karavidalar görmeniz çok mümkündür, bazen bu dik yamaçlarda dalgaların ve ısı değişiminin oluşturduğu kovukların içinde binlerce karides size bakarken yakalayabilirsiniz.

Duvar dalışı yaparken en önemli güvenlik kuralı ise dalış sırasında asla çok çok hızlı şekilde iniş yapmamak, grubun önceden belirlediği derinlikte kalmaya dikkat ederken, dalış liderinin ve varsa güvenlik dalıcısının arasında bir derinlikte az önce anlattığım şekilde asılı kalmaktır.

Duvar dalışının en güzel yanlarından biri ise örneğin 22 metrede suyun ortasında asılı iken dönüp suyun yüzeyine gökyüzüne baktığınızda bambaşka pırıl pırıl bir mavilik, aşağı baktığınızda giderek kararan, güneş ışınlarının size türlü türlü oyunlar oynadığı bir başka mavilik görmektir. Üstelik şanslıysanız altınızdan ya da üstünüzden bir baraküda ya da orfoz sürüsü geçmesi an meselesidir.

Duvar dalışından sonra aklınızda sadece derin mavilik, rengarenk sualtı yaşamı ve o karadan suya ilk atladığınız an ve sonrasında derine doğru süzülüş kalır. Duvar dalışı dalgıçlara hayatın aslında yaşadığımızdan çok daha fazla boyut sunduğunu hatırlatır. Keyifli bir duvar dalışı sonrası ilk suya indiğiniz yerden tekrar aşağı baktığınızda tüm algınız ve dünyanız değişmiştir.


Önceki İçerikDuvar Dalışı…
Sonraki İçerikNerede O Eski Kahramanlar!
Cağaloğlu Anadolu Lisesi ve İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu olan Tamer Durak 1992'den beri gazetecilik yapıyor. ATV, NTV, CNNTürk, SkyTürk, 24 gibi bir çok televizyon kanalında ve Medyascope.tv'de çeşitli görevlerde çalışan Durak Reportare'de hem röportajlar yapıyor hem de özellikle sualtı ve çevre konularında yazıyor. Tamer Durak gazeteciliğin yanısıra aletli dalış ve mağaracılık ile de ilgileniyor.