Gerek Amerika gerekse dünyada, tüm zamanlar için gelmiş geçmiş tüm otomobil modelleri içerisinde bir tanesi var ki hala tahtını koruyor. Aklınıza gelebilecek olağanüstü, mükemmel, muhteşem, göz kamaştırıcı, sansasyonel, enfes, eşsiz, sanat eseri gibi tüm tanımlamaları fazlasıyla hak ediyor. Uzunluğu nedeniyle İstanbul’da park yeri bulamamayı, Kadıköy Moda’daki otoparkların aylık abonelik ücret tarifesinin bir buçuk katı fiyat istemesini de… Hangi ülkede, hangi tarihte yola çıksa tüm gözleri kendine çevirmeyi başarabiliyor. Yarım asırdan fazla bir süre lüks, tasarım, teknoloji anlamında başı çekti.
Eldorado savaş sonrası Amerikan rüyası, refah, zenginlik gibi kavramların aşırılıklarla yüklü somut ifadesiydi ve yıllara meydan okuyan bu tasarımın arkasındaki isim GM’in efsanevi tasarım yöneticisi Harley Earl’dü…
İlk Eldorado, Cadillac’ın 50 yıllık tarihini onurlandırmak için bir prestij aracı olarak planlandı ve üretildi. Cadillac Motorlu Araç Şirketi, Ağustos 1902’de yetenekli bir makinist ve Henry Ford’un eski ortağı olan Henry Leland tarafından kurulmuştu. Leland, üstü açık, iki koltuklu, 10 beygir gücündeki, tek silindirli, atsız arabasına Fransız kaşif ve 1701’de Detroit’in kurucusu Antoine Laumet de La Mothe Cadillac’ın adını vermişti. Leland, ertesi yıl New York Otomobil Fuarı’nda 850 dolarlık fiyat etiketiyle kendi otomobilini tanıttı ve 1903’te yaklaşık 2.500 otomobil üretti. Daha da önemlisi, o zamandan beri Cadillac’ı tanımlayan lüks ve kalite konusundaki ününü başlattı. Yeni kurulan General Motors Corporation bunu fark etti ve 1909’da Cadillac’ı GM hisselerinden 4,5 milyon dolara Leland’dan satın aldı.
El değiştirmesinin ardından GM mühendisleri bir çok ilke imza attı; standartlaştırılmış, değiştirilebilir parçaların üretimi, kapalı gövde kabini, ilk elektrik marş motoru, V8 motorun standart hale getirilmesi, orta konsol vites kolu, el freni, üç pedaldan oluşan (fren, gaz, debriyaj) modern kontrol standartları, senkromeçli şanzıman, kırılmaz emniyet camları, süspansiyon sistemlerinin geliştirilmesi…
Dolayısıyla 1952 yılına geldiğinde Cadillac markasının kutlayacağı çok şey vardı ve “Altın Yıldönümü” için GM yöneticileri Motorama’da sergilenecek büyük, süper lüks, üstü açılır bir “show car” yapmaya karar verdiler. İsim için şirket içi çalışanlara yönelik bir yarışma düzenledi ve satış departmanı sekreteri Mary-Ann Marini Güney Amerika’nın efsanevi kayıp altın şehri El Dorado ismiyle yarışmayı kazandı.
Eldorado, 1953 yılında Series 62 Cabrio için en üst düzey donanım olarak serinin bir parçası oldu ve 532 adet üretildi. Standart özellikler arasında ısıtıcı, elektrikli camlar, otomatik ön cam silecekleri ve otomatik sinyal arayan radyo vardı. Otomobilin boyutları olduğu kadar fiyat etiketi de oldukça büyüktü; 7.750 dolar. Bu etkileyici başlangıçtan itibaren Eldorado 2002 yılına kadar on nesil boyunca lüks segmentini domine etti. Karakteristik yüksek, ince kuyruk yüzgeçleri 1955 yılında eklendi, 1956 yılında ise seriye iki kapılı ve kapalı tavanlı coupe modeli Seville dahil oldu. 1957 yılına gelindiğinde ise Eldorada zarafetinin, şıklığının, abartısının vücut bulmuş hali Brougham kendini gösterecekti.
Bir çok koleksiyoner için Eldorada denilince akla ilk gelen aracın 1957 Eldorado Brougham olması tesadüf değil. Otomobilin montaj ihalesi İtalyan Pininfarina’ya verilmişti ve Amerika’dan gelen parçalar elle montaj ediliyordu. Bugün bile lüks, konfor, rahatlık anlamında abartılı sayılabilecek 18 fit uzunluğundaki bu otomobilin ayırt edici özellikleri arasında; arkadan menteşeli arka kapılar, paslanmaz çelik tavan ve kaplama, ilk hafızalı elektrikli koltuklar, elektrikli camlar, elektrikli kapı kilitleri, klima, 325 beygirlik iki dört namlulu karbüratöre sahip 365 inç küplük V8 motor, torpido gözünde özel bir sigara kutusu, kağıt mendil yeri, kompakt ayna ve ruj, torpido gözü kapağında altın kaplamalı ve mıknatıslı dört adet içki bardağı, arka kol dayanağını saklama bölümü, not defteri ve kalem, portatif makyaj aynası, radyo açıldığında elektrikle çalışan otomatik anten ve hatta Lanvin parfümüyle doldurulmuş atomizerli parfüm şişesi… Sadece 400 adet üretilen Brougham, opsiyonel eklentiler hariç standart fiyatı o gün için 13.075 dolardı ve aynı yılın Rolls-Royce Silver Cloud modelinden daha pahalıydı ve 15 renk seçeneğine sahipti.
1959 yılında piyasaya çıkan Biarritz Convertible’da abartılı Eldorado karakterini sürdürmeye devam etti. Jet uçaklarından ilham alan tasarımı, keskin, geriye doğru kıvrılmış kuyruk yüzgeçleri, gövde renginde çamurluk etekleri, özel tasarım ön park lambaları, kurşun şeklinde stop lambaları ve bol kromaj ile ABD’nin aşırı bolluk, ekonomik refah, özgüven, hedonizm tutkusunun simgesi oldu.
Paranın satın alabileceği en iyi otomobil olan Eldorado her zaman zengin ve ünlülerin ilgisini çekmeyi başardı. Film yıldızları, politikacılar, mafya üyeleri, müzisyenler, şirket yöneticileri, tanınmış kişiler ve hatta dünyanın her yanındaki kraliyet aileleri yarış içindeydiler. Marilyn Monreo, Bob Hope, Conrad Hilton, Aristotle Onassis, Mohammed Ali, Richard Burton, Clint Eastwood, Chuck Berry, Frank Sinatha ve John Wayne kayıtsız kalamadı. Yalnızca Elvis Presley’in 42 yıllış yaşamında 200 civarı Cadillac sahibi olduğu bilinmekte.
Yıllar boyunca Eldorado, ABD’de ve başka yerlerde çok sayıda filmde ve TV showlarında boy gösterdi; Dolomite , Superfly , The Mack , Willie Dynamite , Magnum Force ve Casino, The Rockford Files , Fantasy Island, Dallas , Seinfeld , Murder, She Wrote…
Eldorado’da onlarca yıl boyunca pek çok revizyon yapıldı ancak GM yönetimi lüks itibarını ve lüks bütünlüğünü koruma konusunda asla ödün vermedi. İster üstü açılır ister kapalı tavanlı olsun, Eldorado yoldaki her şeyden daha uzun, daha geniş, daha şık, daha gösterişli ve daha dramatik bir tasarıma sahip oldu. 1976’da GM, diğer otomobil üreticilerinin maliyet ve güvenlik nedenleriyle cabrio stilini terk etmesinden sonra, Eldorado’yu son üstü açılır Amerikan arabası olarak tanıttı. (GM üstü açık arabaları 1983’te geri getirecekti).
1986’da Eldorado’nun radikal bir şekilde boyutlarının küçültülmesiyle sonun başlangıcı geldi. V8 motorunun boyutu bile küçültülmüştü. Eldorado ilk kez rekabetçi lüks markalara kıyasla küçük görünüyor ve küçük hissettiriyordu. Satışlar yüzde 60 düştü.
1992’de onuncu ve son nesil stilin piyasaya sürülmesiyle Eldorado’nun boyut ve tasarım öğelerinden bazıları değiştirilecek ancak yeterli olmayacaktı. GM, Eldorado’nun 2002’deki 50. yıl dönümünün son yıl olmasına karar verdi. Bu olayı kutlamak için tamamı orijinal 1953 renklerinde olmak üzere yalnızca 1.596 otomobil üretildi. Egzoz bile 1953’teki gibi ses çıkaracak şekilde ayarlanmıştı.
1999 yılındaki reklam sloganı aslında yukarıda yazılan her şeyi özetliyor; “drive the dream”…