Merhaba,
Sualtı dünyası, namı diğer iç uzay tıpkı dış uzay gibi aslında tek renk gibi gözükse de rengarenk bir ortam. Sualtına renkleri ve yaşamı veren canlıların başında da mercanlar geliyor. Mercanlar sualtı ile tanışmamış insanların büyük yanılgısının aksine bitki değil, hayvan. Üstelik dünyamızdaki yaşamın sürdürülebilir olması için biz insanlardan daha önemli bir halkada yer alıyorlar, hatta belki çiçeklerin varolmasını sağlayan arılardan bile önemliler dünya üzerindeki yaşam için. Bugün Mercanlardan bahsedeceğiz çünkü dünyamızdaki mercan popülasyonu hızla azalıyor ve mercanlar tükendiğinde önce sualtındaki daha sonra su üstündeki yaşam sona erebilir.
Mercanlar dünya üzerindeki biyoçeşitliliğin yüzde birini oluşturur ancak sistem üzerindeki yeri çok önemlidir. Omurgasız olan mercanlar aslında mikroskop altında farkedilen binlerce polipten meydana gelir ve yaşamsal sistemi çok basit olsa da çok karmaşık haibatatların temeli olan bir canlıdır. Üstelik yaşayan mercanlar rengarenktir, her derinlikte her bölgede çok farklı renklerde ve türlerde yaşarlar. Bir polip bir kayaya tutunmaya görsün, onu binlerce polip takip eder, polipler mercana mercanın çevresinde başlayan hayat kurak çorak bir kayalığı bir resife çevirir. Resifin üstünde önce küçük canlılar ve küçük balıklar sonra besin zinciri içinde daha büyük balıklar toplaşır.
Mercanlar uç kısımlarında dokungaçlar bulunan silindir biçiminde vücutlara ve vücutlarının alt kısmında bulunan yüzeye yapışmalarını yardımcı olan organlara sahiptir. Mercanlar omurgasız canlılardır. Gerçek bir iskelete sahip olmadıklarından, salgılarıyla sertleşmiş olan dış yapıları kalsiyum, magnezyum ve karbonat gibi maddelerin salgılanmasıyla oluşur ve bu yapıya iskelet deriz.
Mercanlar, renklerini vücutlarındaki renk hücrelerinden ve beraber yaşadıkları tek hücreli mikroskobik bir deniz yosunu olan Zooxanthellae’dan alırlar. Sahip oldukları parlak renkler diğer su canlılarını da cezbederek avlanmalarını kolaylaştırır. Mercanların bazıları besinlerini hayvansal tek hücreli canlılarla (zooplanktonlar) sağlarken, bazıları beraber yaşadıkları deniz yosunları sayesinde karşılar. Çoğu, simbiyotik yaşam tarzına sahip olan mercanlar, yosunlar için de güvenli alan oluşturur.
60 milyon yıldan daha uzun süredir hayatını devam ettiren mercan kayalıkları bugün insanlığın sebep olduğu iklim krizinin tehdidi altında ve hızla yok oluyor. BU nasıl mı oluyor? Az önce söylediğim şekilde zooxanthellae yosunu mercan içinde yaşar ve her biri diğerinin hayatta kalmasına yardımcı olur. Ancak okyanus ortamı değiştiğinde -örneğin çok ısındığında- mercan strese girer ve algleri dışarı atar. Algler ortamdan uzaklaştıkça mercanlar ağartılmış (beyazlaştırılmış) gibi görünmeye başlar ve tamamen rengini kaybeder. Sıcaklık yüksek bir seviyede kalmaya devam ederse mercanlar ölür.
Mercanlar ölünce de resifler yok olur, denizaltındaki habitat yerini sualtı çöllerine bırakır. Aslında buradaki yok oluş o kadar ağır ki, kendi içinde dengeli bir ekosistem olan çöllere de haksızlık ediyoruz diyebilirim.
“Sualtındaki mercanların yok oluşu beni neden ilgilendirsin ki?” Diye soranlar olabilir, mercan ağarması, insanların geçim kaynaklarını, gıda güvenliğini ve sahildeki yaşamını etkiler. Mercan resifleri, kıyı topluluklarını güvende tutar, dalgaları ve fırtınada meydana gelen dev dalgaların kuvvetini azaltan doğal bariyerlerimizdir.
Ağarmış mercanlar besin ağındaki bağlantıları ortadan kaldırdığı gibi bazı balık ve kabuklu türlerinin yumurtlayıp gelişmesini engeller, aşırı avlanma riskinide de çoğaltır.
Mercanların yok oluşunu nasıl durdururuz derseniz, öncelikle iklim krizi ve bu krize sebep olan çok uluslu şirketler ve aymaz politikacıları durdurmak, bugüne kadar verdikleri sözleri tutmalarını sağlamak gerekir. Bundan sonra da belki günlük küçük tedbirlerle, denizlere kanalizasyon akışını engelleyerek, denizlere gübre akışını durdurarak, böcek ilaçlarını veya zirai ilaçları kullanmaktan kaçınarak mercan resiflerinin kaybını engelleyebiliriz. Mercanları ve ekosistemimizi kurtarmak için bireysel küçük adımlarımız da önemli ancak önce büyük sorunları çözmeliyiz.
Kapak Görseli: unsplash.com / Milan Degraeve