Bugün size biraz sadece sualtında değil su üstünde de işinize yarayacak bir konudan bahsedeceğim: sualtında yön bulmak. Aletli dalışa başlayan hemen hemen herkes ilk dalışlarında yüzerlilik, denge, düzenli nefes alıp verme, temel sualtı becerilerini gerçekleştirme, hava tüketimini kontrol etme, eğitmenin gösterdiği, müreninden ahtapotuna, deniz tavşanından orfozuna, deniz şakayığından mercanına sualtı güzelliklerine net görebilme derdindeyken dalışa nereden başladığına, nasıl bir tur attığına ve nasıl olup da dalışın başladığı yer de bittiğine dikkat edemez. Çoğu zaman ilk 3-4 dalışın ardından yavaş yavaş kafada yav biz su altında yönümüzü nasıl buluyoruz, bu eğitmenler, dalış liderleri nasıl hem daldığımız yerdeki canlıların yerini biliyor ve nasıl oluyor da onca dolaştıktan sonra aynı yerde ya da mesela teknenin diğer tarafında dalışı bitiriyoruz? Soruları hasıl olmaya başlar. Sualtında SCUBA ile daha iyi dalış yapmaya, daha rahat etmeye başladıkça da yön konusu daha çok kafa kurcalar olur.
Sualtında yön bulmak aslında her zaman zor değildir ama bazen mesela 35 metrede denizin ortasında işaretsiz bir batığa ya da zirvesi çok sığda değil de 20-25 metrede başlayan resiflere dalıyorsanız, derin maviliğin içinde doğru yere gitmek ve oradan doğru şekilde geri dönmek için çok ama çok dikkatli olmanız, akıntıyı, pusulanızı, derinlik göstergenizi sürekli kontrol etmeniz, etrafınızdaki canlı ve doğal oluşumlardan yolunuzu çıkartmanız gerekebilir.
Sualtında yön ararken en önemli referansımız güneştir çoğunlukla, bir dalı yaklaşık 40 dakika ile 60 dakika arasında sürdüğü için bu sürede güneşin suya vuruş açısı çok fazla değişmez işte bu yüzden dalışın başında güneşin sudaki açısına dikkat ederseniz dönüşe karar verdiğiniz noktada bu açıyı ters tarafınıza alarak dönüş yoluna girebilirsiniz. Sadece güneş açısını takip ederek yön bulmak pek mümkün değil ama güneş açısına bakarak net bir referansı cebinize koymuş olursunuz.
Diğer bir referans ise suyun akıntı yönüdür ve mümkün olduğunca dalış planlamasını akıntının ters yönünde yapmak gerekir, böylece başlangıçta akıntının tersine gidip dönerken akıntı ile daha kolay ve daha hızlı dönüş yapabilirsiniz.
Hani karada trekking, yürüyüş yaparken ağaçların yosunlu tutmuş yüzeyleri bize çoğunlukla kuzeyi gösterir, tepelerden, büyük kaya parçalarından, hayvan yuvalarından faydalanırız ya yön bulmak için, su altında da aynı şey geçerli, dalış yaptığımız duvarın, resifin üzerindeki değişik akılda kalan kayalar, süngerler, bitki örtüsü de yön bulmak için önemlidir. Tabii aynı noktada bir kaç dalış yapınca bunlar daha da iyi bellenir, üstelik aletli dalışta aynı noktaya yüzlerce dalış yapsanız da her dalışta bambaşka bir yere dalıyor hissini yaşayabilirsiniz. Sualtında her ne kadar balıklar ve balık sürüleri hareket etse de genellikle bir dalış süresi boyunca çok da fazla uzaklaşmazlar dolayısı ile yön bulmak için balık sürüleri de bir referanstır. Bir de zaten yuvasını pek değiştirmek oradan uzaklaşmak istemeyen her dalışta gidip kapısını çalabileceğiz balıklar ve canlılar var sualtında örneğin bir resifin 22 metre derinliğindeki koca süngeri yuva edinmiş belki de 100 yaşına gelmiş koca bir orfoz, bir kovuğu kendine yuva edinmiş meraklı bir müren, dalışlarınız sırasında sizi gözlemleyip size alışmış, sizden zarar gelmeyeceğini bildiği için dalış sırasında size yaklaşan hatta yeterince güven verdiyseniz her dalışta size kendini sevdiren bir ahtapot da yön bulmanıza aşağı yukarı nerede olduğunuzu anlamanıza yardım eder.
Şu ana kadar bahsettiklerim yön bulma konusunda doğal ve genellikle canlı referanslar tabii, canlıların ve balıkların dışında sualtı formasyonu, kayalıklar ve kumluklar onlara dikkatlice bakıp yön bulmamıza yardım eden diğer unsurlar arasında sayılabilir.
Dalış sırasında derinlik göstergemiz ve sualtında nasıl kullanacağımıza dair eğitim aldığımız pusulamız da bize çok yardımcı olur. Yüzeyde pusula eğitimi sırasında teorik anlatımdan sonra sualtı eğitimine geçmeden önce çoğunlukla bir karada yön bulma testi yapılır, kursiyerin kafasına bir havlu örtülür ve pusula ile örneğin 20 adımlık bir kare çizmesi istenir, böylece sualtında pusula ile yön bulmanın ilk adımı atılmış olur. İşin teorik ve karadaki prova kısmı bittikten sonra sualtında sığ bir seviyede pusula kullanarak düz bir çizgide ve sabit derinlikte ileri geri yüzerek pusula kullanımı öğrenilir, daha sonra önce kare sonra üçgen çizilir, pusula kullanımından sonra gelen aşama ise sualtı haritası okuma ve çizmedir.
Sualtında yön bulmak için aşağıdan yukarıya yüzeye bakmak da önemlidir, yüzeydeki bir tekne bile çoğu zaman referans olabilir, uçsuz bucaksız ve sabit derinlikteki bir kumlukta bir teknenin suya düşen gölgesi, karartısı sizin en iyi referansınız olabilir.
Dalış sırasında sıklıkla derinlik ve hava göstergelerinizi de kontrol etmek dalış bilgisayarı kullanmak da yön bulmak için yardımcı olur.
Bir mağara ve batık dalışı yapıyorsanız hem yön bulmak hem de etrafınızı görmek için bir hatta 2 fener kullanmanız gerekebilir ve bir de örneğin büyük bir mağara ya da batığa dalıyorsanız o noktada yüzlerce dalışınız olsa da mağaranın girişine veyahut batığının içine girdiğiniz noktaya bir referans ipi bağlayıp onu takip etmeniz kaybolmayacağınızın rahatça geri dönebileceğinizin garantisidir.
Dalış sırasında yön ararken sudaki görüş tabii ki önemlidir örneğin Marmara Denizi’nde çoğunlukla 20-30 metrelere kadar görüş çok zayıf olabilir, işte böyle bir dalışta etrafa daha da dikkatli bakmak gerekir.
Dalış sırasında ne kadar hızlı ilerlediğinizi ölçmek de önemlidir ve burada kişisel özellikler, kondisyon, boy ve kullandığınız paletin özellikleri devreye girer bu yüzden ilk sualtı navigasyon eğitiminde örneğin 10 metrelik bir çizgi boyunca palet vuruş sayınızı saymanız gerekir, böylece 10 meteyi ortalama kaç palet vuruşunda gittiğinizi öğrenebilirsiniz. Yeni palet aldığınızda da bu çalışmanın tekrar edilmesi önerilir.
Şu ana kadar sualtında yön bulmak için kullandığımız bir çok farklı referanstan bahsettik ama şimdi işin en önemli noktasını söyleyeceğim: “Dalışını planla, planı dal.” Az önce dedim ya navigasyon eğitiminin son aşaması sualtı haritası çizmeyi de içerir, işte biz çoğunlukla dalışlarımızı bu sualtı harita ve krokileri üzerinde planlar ve dalış brifingi verirken bu haritalar üzerinden gideceğimiz döneceğimiz yönü, hangi buddy takımının dalış grubu içinde kaçıncı sırada duracağını, akıntının ve görüşün duruman göre birbirimize ne kadar mesafede duracağımızı belirler bu haritalar üzerinden konuşuruz.
Dalışa bir buddy ile de dalsak da büyük bir grup ile de dalsak yüzeyde son kontrolleri yaptıktan sonra bir daire oluştururuz ve böylece dalışın başında herkes yüzeyde ve aşağı inerken başka bir yöne başararak grubun tüm çevreye hakim olmasını sağlar. Özellike görüşün zayıf olabileceği, akıntınının kuvvetli olduğu dalışlarda buddy gruplarının sıralaması kimin sağda kimin solda dalacağı bile önemlidir.
Aslına bakarsanız dalış öncesi planlama ve hazırlık ve sualtında değişen şartlara rağmen bu plana sadık kalma kararlılığı karada da aynı şekilde işimize yarayabilir. Plansızlığın, gitmek istediği yönü tam olarak kestirememenin ne kadar kötü olduğunu anlamak için son 20 yılda bütün planlama ve geleceği şekillendirme yöntemlerinden vazgeçen ülkemizin siyaseten ve ekonomik olarak girdiği krizler ve yön kaybı, dış politikadaki yalpaları bize gayet net bir ders olabilir.