Zoraki erkeksiliğin normları…

0
224

Geçtiğimiz Mart ayında yayınlanan “Man Enough?” başlıklı rapor, küresel ölçekte erkeğin nasıl erkek yapıldığını analiz ediyor. Gerek kamusal gerekse de özel alanda belirlenen normlar neredeyse dünyanın hiçbir yerinde değiştirilmeden uygulanıyor. Bugün, paydaş kapitalizmi ise bu durumdan memnun değil. *

Erkeksiliğin yerleştirilmesi…
Erkeksilik (masculinity) bin yıllardır hemen her toplumda işlenerek sonunda küresel ölçekte normlara sahip bir durum haline getiriliyor. Öncelikle kadınların yaşamlarını doğrudan etkileyerek olumsuz sonuçları ile onları baskı altına alan bu normatif durum, aynı şekilde erkeğin de toksik bir durum ile karşı karşıya kalmasına neden oluyor.
Diğer yandan, aslında 50’lerde başlayan bir kavramın, bugün iyice parlatıldığı bir dönemi de yaşıyoruz. Paydaş kapitalizmi dediğimiz bir kavram. Kapitalizmin literatürüne göre, devlet ve hissedar kapitalizmini takiben gelen üçüncü bir devri ifade ediyor paydaş kapitalizmi. Aslında üç kapitalizm devrinde de ana paydaşlar pek değişmiyor. Birinci dönem sermayenin Devlet’e hizmet ettiği dönem, ikinicisi Devlet’in sermayeye hizmet ettiği dönem. Üçüncü dönemde kimin kime hizmet ettiğini ayrı bir yazıda paylaşacağım.
Özellikle ilk iki devrin erkeksilikten fazlasıyla yarar sağladığını görüyoruz. Devlet ve takiben hissedar olarak ifade edilen burjuva kapitalizmi erkeksiliği kamusal ve özel alanda incelikli bir şekilde işleyerek toplumsal bir norm haline getirmiştir.
Yukarıda bahsettiğimiz rapor OECD-Dev (OECD Development Center) tarafından hazırlanıyor. Raporun bugün neden hazırlandığını, başlığından itibaren neyin analizini yaptığını incelemek doğru olacak sanırım. Önce hızlıca içeriğine bakalım.

Sosyal ve ekonomik alan erkeği…
Devlet ve burjuva kapitalizmi, hem yönetim hem de üretim süreçlerinde insanlığın topyekün katılımını pek yararlı bulmuyor. Bu nedenle, kamusal ve özel alanda çeşitli erkeksilik normları oluşturarak, toplumu kolay yönetilebilecek şekilde sadeleştiriyor. Bu noktada, raporda da belirtildiği gibi, küresel ölçekte yerleştirilmiş olan on temel norm yerleşik hale getiriliyor.
Bu normlar hem erkeğe hem de kadına; güç ve gerektiğinde şiddet de kullanılarak, belletiliyor. Yaratılan cinsiyetçi eşitsizlik, her iki kapitalizm türü için de emsalsiz bir büyüme ortamı sağlıyor. Öncelikle kamusal alandaki normlara bakalım

  1. Erkeksin. Erkek, hanesinin maddi ihtiyaçlarını karşılamak için ücret karşılığı çalışandır.
  2. Erkeksin. Erkek, kadından daha fazla çalışır ve hanede söz sahibidir.
  3. Erkeksin. Erkek, kadın işi olarak tanımlanan işler yerine erkeksi işlerde çalışır.
  4. Erkeksin. Erkek, işine hayatının diğer tüm alanlarından daha çok önem veren ideal işçidir.
  5. Erkeksin. Erkek, iddialıdır ve bulunduğu konumda başa giden erkeksi bir liderdir.

Kamusal alanda sağlanan bu ayrımcılık erkeğin erkeksiliği için yeterli değildir. Çünkü kapitalizmin yarattığı eşitsizlik ortamı sadece erkek ile kadın arasında değil, ama herkesin arasında yaratılmaktadır. Eşitsizlik kapitalizmin en büyük besin kaynağıdır. Bu nedenle erkeğin yaşam pratiği, yukarıdaki maddelere harfiyen uysa da erkek olmasına, erkek hissetmesine yetmemektedir.
Erkek, genel eşitsizlik ortamında; hanesini geçindirecek geliri elde edemez, biliyordur ki kadından çok çalışmaz, erkeksi işler çok ağırdır ve güç hiyerarşisi vardır, hayatında iş dışında çok fazla mücadele alanı vardır ve son olarak liderlik tüm erkekler için geçerli bir durum da değildir.

Evin erkeği…
Erkeksiliğin erkeğe sunduğu nimetlerin kamusal alandaki yetersizliği, sistem tarafından, hatta yasal düzenlemeler ile desteklenerek özel alanda da yeniden üretilmesini gerekli kılmıştır. Buna göre erkeğin özel alanı için de ayrıca beş norm yine hem erkeğe hem de kadına belletilmiştir. Nedir bunlar?

  1. Erkeksin. Erkek, hane hiyerarşisinde en tepede oturan ve son sözü söyleyendir.
  2. Erkeksin. Erkek, hanenin tüm varlıklarını yönetme yetkisi ile otoritesini sağlamlaştırır.
  3. Erkeksin. Erkek, tüm velayetten, özellikle kadın ve kızların yönlendirilmesinden mesuldür.
  4. Erkeksin. Erkek, tüm cinsellik ve üretkenlik konularında son karar vericidir.
  5. Erkeksin. Erkek, kadın işi olarak tanımlanan ücretsiz ev ve bakım işlerini yapmaz.

İşte bu alan güzel oldu. Çünkü bu şekilde her erkeğin erkeksiliği tek başına, sorunsuz bir lider olarak yaşayabileceği bir alan oluşturuldu. Burada hanenin gelir durumu ve sosyal statüsü önemini yitirdi. Böylelikle her erkek için, erkeksiliği tek başına başarı ile yaşayabileceği ve savunabileceği bir krallığı yaratılmış oluyordu.

Erkeğin zoraki ve kısıtlayıcı erkeksilikten kurtulabilmesi, kadının desteğine bağlı. O zaman, önce eşitlik.

Erkek yetmiyor…
Raporun tam başlığı şöyle “Man Enough? Measuring Masculine Norms to Promote Women’s Empowerment” (Erkek yeterli mi? Kadınların Güçlenmesini Teşvik Etmek İçin Eril Normları Ölçmek). Rapor özellikle ekonomiye yön veren politika ve çerçeveleri oluşturan birçok platform tarafından paydaş kapitalizminin parlatıldığı bir dönemde yayınlanıyor. Devlet ve burjuva kapitalizmleri için erkeksilik besleyici bir unsur iken, bunun yerine gelen ve insan ile gezegeni ana unsurlar olarak merkeze alan paydaş kapitalizmi için erkeksilik normları bütün ihtiyaçları karşılamakta yetersiz kalıyor. Yani erkeksiliğin artık pek bir değeri yok.
Raporda yer alan bir analizde, tam olarak şöyle bir ifade yer alıyor. “Bu kısıtlayıcı erkeklik normları, kadınlar ve kızlar için doğrudan olumsuz sonuçlar doğurur. Örneğin ekonomik alanda, bu normlar kadınların ekonomik katkısının değerinin düşürülmesine neden olmaktadır. Ayrıca bu kısıtlayıcı normlar, kadınların işgücünden, yüksek statülü işlerden ve karar alma pozisyonlarından dışlanmasına neden olur.”
Bu cümle, erkeksiliğin kadını ekonomik olarak nasıl güçsüz kıldığını ve nitelikli tercilerde bulunma altyapısından uzaklaştırdığını ifade ediyor aslında. Bu yaratılan yapının, yukarıda bahsettiğimiz paydaş kapitalizmi için de son derece uygunuz bir ortam yarattığı rahatlıkla anlaşılabilir. Dolayısı ile erkeksilik artık kapitalizmin işine yaramayan bir normatif yapı haline geldi. Kapitalizm kendi yarattığı erkeksiliği şimdi ortadan kaldırmaya çalışıyor.
Eleştirel bakışın yanı sıra, OECD-Dev’in erkeksiliği ifade eden normları ve bu normlara dair tüm metrikleri küresel ölçekte ülke ülke örnekleri ile masaya yatırdığı rapor gerçekten okunmaya değer.

(*) Man Enough? Measuring Masculine Norms to Promote Women’s Empowerment

Görsel : Samantha Sophia, unplash.com