Alevi Kültür Dernekleri Mersin Şube Başkanı Pir Hasan Kılavuz, Alevi toplumu içerisinde ilginç ve çok önemli bir isim. Pir Hasan, her platformda Alevi inancının İslam inancından bağımsız, “kendi başına bir inanç” olduğunu ve devletin bu gerçeği kabul etmesi gerektiği tezini savunuyor. HDP Milletvekili Altan Tan’ın TBMM’ye sunduğu Tekke ve Zaviyelerin yeniden açılmasına dair kanun teklifinin, Alevi toplumunu ve Cemevlerinin yasal statüsünü etkileyip etkilemeyeceğini sorduk Pir Hasan’a:
Sinan: HDP Milletvekili Altan Tan’ın Tekke ve Zaviyelerin yeniden açılması hakkında verdiği kanun teklifi, Cemevlerinin yasal statü kazanmasıyla ilişkilendirilebilir mi? Cemevlerinin yasal statü kazanmasının önünde Tekke ve Zaviyelerin Kapatılmasına Dair Kanun hukuki bir engel teşkil ediyor mu?
Pir Hasan Kılavuz: Sayın Tan’ın açıklamaları direkt Cemevleri ile ilgili olmasa da, kamu oyunda böyle bir algı oluştu. Tekke ve Zaviyeler kanunu Cem evlerinin yasal statüye kavuşturulmasının önünde engel değil. Bu kanunun arkasına saklanarak yasakları dillendiriyorlar. Ülkemizde bugüne kadar hangi iktidar olursa olsun, hep o kanun örnek gösterildi. Oysaki Cemevleri hep var olmuştur. Alevi Pir’i nerde oturmuşsa orası Cemevi olmuştur. Aleviler, ibadet ve erkanlarını orada yapmışlardır. Türkiye’nin her yöresindeki Alevi yerleşim birimlerinin hepsinde Cem yapılmıştır ve halen de yapılıyor. Devlet hangi yasadan bahis ederse etsin bu gerçeklik değişmiyor. Tekke ve Zaviyeler Kanunu kasabalardaki ve şehirlerdeki Dergah, Zaviye, tarikat evleri ve medreseler için bağlayıcı olmuştur. Hacı Bektaş dergâhı ile kasabalardaki Bektaşi dergahları da bu yasa hükümlerince kapalı tutulmuştur. Bu yasa kaldırılsa bile Cem evleri yasal statüye kavuşmaz. Ancak Devlet ve onun en büyük danışma kurumu olan Diyanet, “Alevilik kendi başına bir inançtır” derse, Alevi’nin de ibadet yeri Cemevi olduğuna göre, Cemevlerine yasal statü o zaman verilir.
Sinan: Altan Tan’ın Tekke ve Zaviyelerin yeniden açılmasına dair kanun teklifini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Pir Hasan Kılavuz: Yaşadığımız bu çağda yasaklar ve baskılarla bir yere varılmaz. Bu yasaklar çemberinin kırılması açısından bu kanunun değiştirilmesi veya kaldırılması doğrudur. Bu kanunla kim olursa olsun, mağdur edilenler haklarına kavuşturulmalıdır.
Sinan: Cem Evlerinin kalıcı biçimde yasal statü kazanması için sizin öneriniz nedir?
Pir Hasan Kılavuz: Cem evlerinin kalıcı biçimde yasal statü kazanması için az önce değindiğim konunun biraz daha açılması gerekiyor: Bakın, Alevilik kendi başına bir inançtır. Kaideleri, kuralları, yasakları, emir ve buyrukları vardır. Buna Devlet ve Diyanetin eveti ve onayı gerekir ki, mevcut anlayış ve yaklaşımla buna adı geçen kurumların evet demesi zor. Şayet derlerse, yani “Alevilik kendi başına bir inançtır” derlerse Cemevi yasal statüye kavuşmuş olur. Ama bu Alevilerin yurt içi ve yurt dışı örgütlü mücadelesine de bağlı. Dünyanın küçüldüğü bu çağda, katı İslam kurallarının arkasına saklanarak Alevilere elbise biçmesinler. Biçilen elbise Alevilere dar geliyor. Son 50 yıldır İbadet mekânlarına şemsiye isim olarak Cemevi deyimini kullanıyoruz ve bu, toplum tarafından da kabul görmüştür.
Sinan: Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yeniden yapılandırılması ve “Bütün inançların eşit temsil edildiği bir kurumsal yapı kazandırılması” Türkiye’de Alevi Bektaşi topluluğu açısından bir talep midir yoksa Alevi-Bektaşi toplum, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ne bugünkü ne de gelecekte olası yeniden yapılandırılmış halini gündem dışı mı kabul ediyor? Cem Evlerinin ve Alevi-Bektaşi Dergâhlarının devletin ve dolayısıyla Diyanet İşleri Başkanlığının ilgi ve etki alanı dışında bağımsız ibadethaneler olarak bir statü kazanmasını mı talep ediyor?
Pir Hasan Kılavuz: Eğer, yaşadığımız ülke laik bir ülkedir diyorsak Diyanet İşleri Başkanlığı kaldırılmalıdır. Bu birinci talebimizdir. Bu olmuyorsa, Diyanet yeniden yapılandırılmalıdır. Bu yapılandırmanın içinde Aleviler olsun demiyoruz. Lakin ülkemizde sayısal varlığı 20 milyonla ifade edilen Alevilerin hak ve istemleri sesli dile getirilmelidir. Türkiye’de inanç yalnızca bir tek Mezhebin tekeline girmemeli. Türkiye’de bir tek Hanefi mezhebi yok. Cem evleri ve kapısına kanun hükmüyle kilit vurulan dergahlar, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın etki alanının dışında bağımsız bir statü kazanmalıdır. Tıpkı Kiliseler gibi.
Sinan: Mevcut durumda Alevi Bektaşi toplumunun en öncelikli sorunları ve çözüm önerileri nelerdir?
Pir Hasan Kılavuz: Her şeyden önce Aleviliğin kendine özgü bir inanç olarak kabul edilmesi gerekir. Bu kabulün ardından diğer konuları konuşabiliriz. Nedir bu sorunlar? Artık eğitim alanında Alevi çocuklarının asimile edilmemesi gerekir. Artık Alevi köylerine cami yapılmaması gerekir. Yapılmış olan camiler, başka sosyal amaçlar için kullandırılabilmelidirler. Bu arada bu köylerdeki camilere yapılan tüm yardımların, kadro atamalar dahil; bir başka kanun veya kararname ile Cemevlerine verilmesi gerekir. Belediyelerin şehir planlamalarında Cemevlerinin yerinin, yani arsalarının belirlenmesi gerekir. Bunlar başta olmak üzere ve bunların ötesindeki bütün inançsal hizmetlerimizin rahat ve özgürce yerine getirilmesi için Devletin bütün yasal kolaylıkları sağlamasını acilen bekliyoruz.
Röportaj: Sinan Dirlik
OKU:
Tekke ve Zaviyelerin Kapatılmasına Dair Kanun
Altan Tan’ın Kanun Teklifi
İZLE
Cami-Cemevi Projesine Karşı Konuşma/ Hasan Kılavuz