Basitten Karmaşığa, Karmaşıktan Basite

0
279

Eğitim, çevrende olup bitenin farkına vararak, gerekli olduğunda, edindiğin bilgi ve becerileri, yaşadığın hayata transfer ederek kullanmaktır. Gündemde olup bitenler şu ara o kadar karmaşık ve yoğunki, gerçekten hepimiz neresinden tutacağımızı, ne yapacağımızı şaşırmış durumdayız. Her şeyden etkileniyoruz, kafalarımız karmakarışık eminim.  Matrix’deki akan yazılar gibi hadi gündemi akıtalım sırasıyla, sonrasında da düşünelim.

Yüksek Öğretim Kurumları Sınavı’nda (YKS) ön lisans tercihi yapabilmek için 150, lisans tercihi yapabilmek için 180 puan barajları kaldırıldı. Yeni uygulama ile artık ön lisans ve lisans tercihi yapabilmek için herhangi bir baraja takılmayacak öğrenci. TYT (1.oturum) için Türkçe veya Matematikten yarım net, AYT (2.oturum) için ilgili puanın hesaplanacağı iki testten birinde yarım net çıkarması yeterli olacak. Bu demektir ki, toplamda 1 net ile tercih yapabilme hakkına sahip öğrenci, yerleştiği bölümde okuyabilecek ve uzman olabilecek (kontenjan dahilinde).

Sınavlar, kolaydan zora giden soru dağılımıyla oluşturulmalı, öğrencilerin neyi ne kadar bildiği ve yeterliliğinin ne olduğunu göstermelidir. Ülkemizde yapılan ulusal sınavlar yıllardır, öğrencileri sıralayarak, kaç kişinin birinci, kaç kişinin sıfır çektiğinin matematiksel istatistiğini sergiliyor. Oysaki öğrencilerin akademik yeterliliği ve yaparken mutlu olacakları meslek tercihlerinin saptanabileceği sınavlar yapılmalıdır. Biz eğitimde yer alan uzmanlar, bu şekilde üniversitelere girecek ve o bölümleri bitirecek öğrencilerin yarın iş hayatında uzman olarak çalışacak olmasından endişe ediyoruz.

Zaten eğitimin bileşenlerinden öğretmenler de artık tükenmeye başladılar. ABD Ulusal Eğitim Derneği tarafından yapılan araştırmaya göre; öğretmenler çok yorgun ve %90 ı tükenmişlik sendromu yaşıyor. Pandemi ile değişen sistemi, eğitim içerisindeki eksiklere rağmen devam ettirmeye çalışan öğretmenler, sürekli artan sorumlulukları, düşük maaşları ve yöneticiler tarafından yetersiz görülmeleri sebebiyle işlerini bırakmayı bile düşünüyorlar. Hem yöneticileri hem de ebeveynleri memnun etmeye çalışırken, değişen ve tüm güne yayılan çalışma koşulları her geçen gün işlerine olan motivasyonlarını kaybettiriyor.

Artık ülkemizdeki öğretmenler de bu konularda seslerini duyurmaya başladılar. Eğitim sektöründeki her zorluğu, öğretmenin muhteşem manevralarla kotarması bekleniyor maalesef. Üstelik veli için sürekli ulaşılabilir, yönetici için sürekli çalışılabilir temposuna karşılık, maaşlar bazı okullarda asgari ücret seviyesinde kalmış durumda, buna ise bir standart getirilmiş değil.

Daha önceki yazımda bahsettiğim, 24 Ocak 2022 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin sürdürülebilir eğitim, herkese eşit eğitim olanağı sağlama çağrısı, tüm dünya tarafından izlenen, taraflarının Rusya-Ukrayna olduğu savaştaki metroya sığınmış çocuk fotoğraflarıyla karmaşıklaşıyor. Ekonomik kalkınma planlarının işlemediği kendi güzel ülkemizde ise marketlerde yağ savaşları devam ediyor. Çok değil, bu yağ krizinden tam da 1 hafta önce, binlerce zeytin ağacının olduğu bölgelere bile maden çıkartma izni veriliyor.

Aynı zamana denk gelen, bilim ve teknoloji haftasında, 9. su yapılan Eğitim Teknolojileri Zirvesi’nde çok kıymetli konuşmacılar, teknolojinin amaç değil araç olarak mutlaka kullanılması ve eğitime entegre edilmesi gerektiği fikrinin altını çiziyor. Derken, gün içinde dinlediğimiz birbirinden değerli konuşmacılar içerisinde sadece % 35 inin kadın olduğunu fark ediyor, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ve kadınların her gün öldürüldüğü gerçeğini hatırlıyor, biz kadınların her yerde ve öldürülmediği dünyayı düşleyerek, bunun ancak eğitimle mümkün olabileceğini biliyoruz.

Ardından 26 Mart 2022 tarihinde 8. Eğitim Teknolojileri Konferansı’nda konuşan değerli katılımcılar ve biz eğitimciler, yenidünya probleminin, eğitimle ilgili geliştirilmiş olan teknolojinin, daha ucuz ve daha kolay ulaşılabilir hale getirilip buna ulaşamayanlara nasıl götürüleceği olduğu sonucuna varıyoruz.

Derken eğitimde bir dönem daha bitiyor, bir tarafta, her öğretmeni tarafından kişiye özel değerlendirme yazıları ile oluşturulmuş sayfalarca gelişim raporları alan öğrenciler, diğer yanda ise bir önceki günden farkı olmayan bir okul gününü daha bitirip evinin yolunu tutan öğrenciler.

Her şey birbiri ile çok alakalı ve her şey bir o kadar karmaşa içinde. Yazının başındaki matrix benzetmesine dönersek, tüm bunları düşünürken benim zihnim, sizlerin koyu renkte okuduğunuz yazıları ön plana çıkararak bulutlandırıyor, ayıklama ve sıraya koymaya buradan başlıyor. Başlıkta belirttiğim gibi böyle durumlarda basitten karmaşığa giden yolu, bir de karmaşıktan basite doğru adımlayarak meseleyi düşünmeye çalışır, daha net görmemi sağlarım.

O halde basitleştirirsek, gündemi yakala, başlıkları kendine göre sırala, neler yapabileceğini düşün! Çünkü değişim seninle başlayacak, belki de artık tarafını seçmen ve bir yerden işe başlaman gerekiyordur…