Türkiye İran Olur mu?

0
426

Türkiye’de siyasal İslam’ın farklı dönemlerdeki yükselişiyle birlikte artık klişeleşen bir sorudur “Türkiye İran olur mu?” sorusu. Öncelikle şunu belirteyim; bu yazının konusu “şeriat gelir mi?” klişesi üzerinden içi boş bir tartışma yürütmek değil, her iki ülkenin başındaki siyasal İslamcı muktedirlerin halkları derin bir yoksulluğa sürüklemesini yaşamın içinden somut örneklerle ortaya koymak.

Yoksulluğun ve hatta açlığın kendini iyiden iyiye hissettirdiği bugünlerde “Bulunca şükret, bulamayınca sabret”, “Aza kanaat etmeyen çoğu bulamaz”, “Burası sınav dünyası, çektiğin sıkıntının karşılığını cennette alırsın”, “Yoksulluğa karşı tevekkül et” gibi sıralanabilecek cümleler yoksul halkı inanç üzerinden avutmak için siyasal İslamcı muktedirlerin diline pelesenk olmuş durumda.

Mesela yaklaşık 100 milyar dolarlık bir serveti yönettiği düşünülen İran Rehberi Ayetullah Hameneyi “Zorluklara tahammül etmek İran halkını doruklara yükseltecek” diyor. Dünyanın en zengin devlet başkanlarından olduğu düşünülen Cumhurbaşkanı Erdoğan “Bugün evine ekmek götüremeyen diye bir şey Türkiye’de var mı? Elhamdülillah, bugün asgari ücretiyle, maaşıyla, her şeyiyle çok ülkeyi geride bırakmış bir Türkiye var” diyor.

Peki, acaba İran ve Türkiye’de tablo, liderlerin tasvir ettiği gibi mi?

Hayatın içinden örneklerle önce İran’a bakalım:

Resmî verilere göre İran’da pirinç, şeker ve et fiyatları %75,8 arttı. İran’da halk kırmızı veya beyaz et almak yerine kemik almaya yöneldi. The Economist’in araştırmasına göre İran’ın başkenti Tahran dünya pahalılık endeksinde 79’uncu sıradan 29’unculuğa çıkarak listede en fazla yükselen şehir oldu. İran’da fıstık, ceviz ve bademin fiyatı %38 arttı. İran ekonomisi %3,5 küçüldü. Hizmet grubu %3.5 eksi büyüdü, sanayi ve maden grubu %4.4 eksi büyüdü, tarım grubu %0.1 eksi büyüdü, petrol ve doğalgaz grubu %14.3 eksi büyüdü. İran’da gıdada en çok fiyat artışı çay, kahve, et, yumurta, içecek çeşitleri, patates, soğan, şeker ve tatlı grubunda yaşandı. İran’da eşyada en çok fiyat artışı mobilya, ev eşyaları, mutfak eşyaları, deterjan çeşitleri, araç yedek parçaları, bilgisayar parçaları ve kırtasiye ürünlerinde yaşandı. Reuters’a göre Donald Trump’ın nükleer mutabakattan tek taraflı olarak çekilmesinden bugüne kadar İran riyali %70 değer kaybetti. İran’da 15 yaş ve üstü kesimde işsizlik oranı %10 seviyelerinde.

Fotoğraf: Omid Armin/ Unsplash

İran’ın Türkiye’ye ihracatı 3 milyar dolardan 580 milyon dolara düştü. İran’ın Türkiye’den ithalatı %31 düşerek 1.12 milyar dolara geriledi. Resmî verilere göre İran’ın başkenti Tahran’da konut alışverişi %87 azaldı ve konut fiyatları ortalama olarak 5 misli arttı. İran’da yatırım %4.79 oranında eksi büyüdü. İran Gıda Araştırmaları Enstitüsü’nün 22 bin şehirli ve köylü aile üzerinde yaptığı araştırmaya göre ailelerin %10’u bir yıl içinde hiç kırmızı et tüketmedi, %14’ü ise sadece birkaç kez tüketti. İran Sağlık Bakanlığı verilerine göre ülkede intihar oranları her yıl %5 artıyor ve intiharların %70’i ekonomik sebeplerden kaynaklanıyor. Dünya Bankası’na göre İran ekonomisinin karşı karşıya kalacağı en büyük sorunlar ağır enflasyon, koronavirüs salgınının durumu, işsizlik, ambargoların durumu, kuraklık, sanayi için enerji temini ve Afganistan’daki gelişmeler olacak. Özetle İran riyali o denli değer kaybetti ki cebine sadece 20 dolar koyan Iraklı gezginler Meşhed şehrinde 3 gün konaklayabiliyorlar.

Şimdi bir de Türkiye’deki tabloya bakalım.

Türkiye, Avrupa Birliği üyeleri ve birliğe aday ülkeler içinde asgari ücreti önceki yıllara göre daha düşük kalan tek ülke. 1 Aralık 2021 itibarıyla Türkiye’de asgari ücret Arnavutluk’un da gerisine düşerek AB üyeleri ve adayları arasında en düşük seviyeye geriledi. İstanbul Ticaret Odası’nın kasım ayına ilişkin perakende ve toptan fiyat endekslerine göre İstanbul’da perakende fiyatlar kasımda bir önceki yılın aynı dönemine göre %24,05 artış kaydetti. Böylelikle İstanbul’da Kasım ayında enflasyon 18 yılın zirvesine çıktı. Ziraat Odaları Birliği’ne göre bazı ürünlerde üretici ile market arasındaki fiyat farkı 9 kata yaklaştı. Fiyatlar üreticiden markete gelinceye dek limonda %790, kuru soğanda %309, ıspanakta %233, portakal ve elmada %221, bir litre sütte %168, yumurtada % 65 arttı. Verilere göre fiyatı en fazla artan ürün %34,56 ile patlıcan oldu. Patlıcandaki fiyat artışını %29,09 ile kuru kayısı, %25,86 ile sivri biber, %23,36 ile mısır özü yağı, %19,74 ile havuç, %18,97 ile yumurta ve %17,89 ile toz şeker izledi. İnsanlar beyaz veya kırmızı et almak yerine artık kemik alıyorlar.

Fotoğraf: Ozan Şafak/ Unsplash

Türk Lirasının kasım ayındaki değer kaybı %29’a ulaşırken Türk Lirasının yılbaşından bu yana değer kaybı %45 oldu. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın raporuna göre, geçen yılın ocak-temmuz döneminde tüketici kredisini ödeyemeyen kişi sayısı 347 bin 276’ydı. Bu yılın aynı döneminde tüketici kredilerini ödeyemeyenlerin sayısı 788 bin 861 kişiye çıktı. Yani artış oranı %127,2 oldu. Aynı dönemde bireysel kredi kartı borcunu ödeyemeyen kişi sayısı da 320 bin 889’dan 351 bin 161 kişiye çıktı. Artış %9,4 oldu. Tüketici kredisi ve/veya bireysel kredi kartı borcunu ödeyememiş kişi sayısı ise aynı dönemde %73,2’lik artış ile 558 bin 319’dan 967 bin 136’ya çıktı. Eylülde ise tüketici kredisini ödeyemeyen kişi sayısında büyük artış oldu. Geçen yılın eylülünde 56 bin 987 olan tüketici kredisini ödeyemeyen kişi sayısı bu yılın eylülünde %101,5’lik artış ile 114 bin 805’e çıktı. Öğretmenlerin %95,5’i ailesinin gıda ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çekiyor. Öğretmenlerin %83’ü her ay maaş kartından eksi bakiyeye düşüp artı kredi kullanmak durumunda kalıyor. Öğretmenlerin %77,7’si kendi çocuklarının eğitim giderlerini karşılayamıyor ve %90’ı kredi kartı borcunu ödemekte zorlanıyor.

Türkiye’nin ağır ekonomik darboğazına dair çok şey söylenebilir ancak özetle Türkiye artık Bulgaristan vatandaşlarının Edirne’ye, İran vatandaşlarının Van’a ucuz ürün almak için akın ettiği bir ülke haline geldi. Türkiye artık İskoçya vatandaşlarının sadece 5 pounda mükellef bir iki kişilik kahvaltı yapabildiği bir ülke. Şimdi “Türkiye İran olur mu?” sorusuna geri dönelim. Siyasal İslamcıların elinde heba olan Türkiye ve İran halkları bugün içine düştükleri derin yoksulluğun içinde aynılaşmış durumdalar. Yani evet; derin yoksulluk içinde Türkiye İran oldu, İran Türkiye oldu!