Günaydın Türkiye. Önce yoklama alacağım sonra derse geçeceğiz.
Yoklamaya başlıyorum. Elimdeki yoklama listesi harf sırasına göre değil ve liste fazla kalabalık. Bu nedenle sessizce cevap verirsek yoklamayı çabuk bitirip derse geçebiliriz.
- #NarinGüran burada mı?
- Narin yok öğretmenim.
- #NarinGüranNerede ?
- Narin’i öldürmüşler öğretmenim.
- Nasıl? Narin daha sekiz yaşında. Sekiz yaşında bir çocuğu kim öldürmüş olabilir ki? Ve daha da önemlisi neden?
- Bilmiyoruz öğretmenim. Spekülasyon var. Amcası diyorlar ama suç ortakları da varmış. Bize göre çürümüş düzenin içinde din/tarikat, aşiret, feodal yapıların ortaklığı ile öldürüldü Narin.
- Peki, anladım.
- #GülistanDoku burada mı?
- Gülistan da yok öğretmenim.
- #GülistanDokuNerede?
- Bilmiyoruz öğretmenim. 4 yıldır Gülistan dokuya ne olduğuna dair hiçbir gelişme yok.
- Ya hu nasıl olur? Bir üniversite öğrencisi 4 yıldır kayıp ve bu ülkeyi yönetenler nerede olduğunu, başına ne geldiğini söylemiyor mu aileye?
- Söylemiyorlar öğretmenim. Ablası Aygül Doku 4 yıldır her gün soruyor, “Gülistanımıza ne oldu” diye, hatta bazen yalvarıyor “Gülistan’ın bir mezarı bile yok, cevap verin bize” diyor ama cevap yok. Sanki Gülistan kuş oldu uçtu.
- Gençler kuş olup uçabilselerdi önce bu kayıplar ve acılar ülkesinden başka ülkelere uçarlar, canlarını kurtarırlardı. Bence Gülistan kaybedildi ve hangi güçlü şahsın “pek kıymetli” çocuğuna dokunuyorsa cinayetin ucu, ölüsünü bile vermiyorlar aileye.
- #RabiaNaz burada mı?
- Rabia Naz da yok öğretmenim.
- Haydaaa! #RabiaNazaNeOldu ?
- Öğretmenim, Rabia Naz’a çevresi iktidara yakın birinin arabayla çarptığı, sonra getirip evinin önüne yaralı bir şekilde bırakıp, intihar süsü verdiği söyleniyor. Babası Şaban Vatan bunu delilleriyle ispatlamaya çalışırken deli raporu verilmesi için akıl hastanesine yönlendirildi diyorlar.
- Yahu olur mu öyle şey? Adli Tıp Kurumu, emniyet filan bir şey yapmamış mı? Babayı koruyup kollayan yok mu?
- Yok öğretmenim. Yalnız başına mücadele veriyor. Kamuoyu desteği dışında babayı işiten yok.
- İşitmek başka bir şey duymak başka bir şeydir. Yetkili ve etkili şahıslar da işitmişlerdir de duymuyorlar, hissetmiyorlardır. Bu çürümüş düzeni kuranların elbet tüm duyu organları da çürümüştür. Gözleri, kulakları, elleri, dilleri ve özellikle kalpleri…
- #BurakOğraş burada mı?
- Burak Oğraş da yok öğretmenim?
- #BurakOğraşaNeOldu ?
- Öğretmenim, Burak öldürüleli neredeyse 13 yıl oluyor. Antalya Rixos Otel’de staj yaparken öldürüldü. Babası Murat Oğraş on üç yıldır “oğlumun katillerini bulun” diye feryat ediyor ama ne katiller aranıp bulundu ne de etkin bir soruşturma yürütüldü.
- Yahu bu otelin sahibi otelinde bir genç öldürülmüş de sorumluların yakalanması için bir şey yapmamış mı?
- Yapmış öğretmenim. Acılı babaya susması ve konuyu duyurmaması için para teklif etmiş. Avukatları vasıtasıyla babaya hakaret davası açtırmış.
- E doğru! Sermayesi para olan adamın kalbi de parayla çalışır. Nerden bilsin evlat sevgisini, insanlık sevgisini, adalet duygusunu. Para her şeydir diyen, para için her şeyi yapar. Haysiyetini bile para için ayaklar altına alır.
- #UğurKaymaz burada mı?
- Uğur da yok öğretmenim.
- Uğur Kaymaz’a ne oldu?
- Kasım 2004’te hayatını kaybetti. Uğur, Mardin Kızıltepe’de babası Ahmet Kaymaz’la birlikte polisler tarafından öldürüldü.
- Nasıl yani? Babasının “cezasını” çocuğa da mı kesmişler?
- Öğretmenim siz nerede yaşıyorsunuz? Burası Türkiye suçun şahsiliği diye bir şey olmaz. Kim uğraşacak böyle ayrıntılarla!
- E adalet?
- Öğretmenim o bizim ülkemizde yalnızca bir kadının ismidir…
- #CeylanÖnkol burada mı?
- Ceylan da yok öğretmenim.
- Ceylan nerede?
- 14 yaşındaki arkadaşımız Ceylan Önkol 28 Eylül 2009’da, Diyarbakır’ın Lice İlçesi’ne bağlı Şenlik Köyü’nün Hambas mezrasında askeri bölgeden atılan bir patlayıcı sonucu hayatını kaybetti öğretmenim. Böyle öldürülen çok arkadaşımız var. Kasım 2010’da “Bir Göz De Sen Ol” İnisiyatifi verilerine göre, Türkiye’de güvenlik kuvvetleri 1989’dan 2010’a 355 çocuğu öldürdü. 2009 Kasım ayından 2010 Ekim ayına güvenlik kuvvetlerinin öldürdüğü çocuk sayısı 13’tü.
- #LeylaAydemir burada mı?
- Öğretmenim Leyla yok. O zaten 4 yaşındaydı. Burada olsaydı da size cevap veremez, ne olduğunu anlayamazdı.
- #LeylaAydemireNeOldu ?
- Onu amcası öldürdü öğretmenim. Küçücük Leyla kocaman mavi gözlerini dünyaya kapadı.
- Amca cezalandırılmadı mı?
- Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi ama ne hikmetse ceza verildikten sonra tahliye edildi.
- Yahu milletvekili #CanAtalay ve yine meslektaşı #Selçuk Kozağaçlı on sekizer yıl ceza verildiği halde tutuklandılar. Çocuk öldürmek muhalif olmaktan daha affedilebilir bir şey mi bu ülkede? Bu nasıl olur?
- Öğretmenim çocuk hakları sözleşmesi henüz 90’lı yıllarda kabul edilmiş bu çürümüş düzenden ne bekliyoruz ki? Çocuklar henüz ailenin malı olmaktan kurtarılabilmiş değil. “Bilinçli” insanlara bile bunu anlatmakta zorlanıyoruz. Bu çocuk ölümleri kara listesine henüz iş cinayetlerinde öldürülen çocukları eklemedik bile.
- Bu ne demek yahu? Çocuktan işçi mi olur ki çalışırken öldürülsün?
- Biz halkız öğretmenim. Yoksuluz. Çocuk da olsak çalışmak zorundayız. Yoksa açız.
- Yasalar var çocuk çalıştırılamayacağına dair ama…
- Yasalar mı öğretmenim? Yasalar bizi doyurmaz…
- #AhmetYıldız burada mı?
- Ahmet öldü öğretmenim.
- Nasıl öldü? #AhmetYıldızaNeOldu ?
- Ahmet 13 yaşındaydı öğretmenim. Ailesi çırak olarak bir fabrikaya verdi. Çay temizlik işine bakıyor sanıyorlardı. Ama patronu onu pres makinesine vermiş. Makineden çıkanları alırken kafasını pres makinesine kaptırmış. Yaralı halde hastaneye getirince patronu “trafik kazası” demiş ama yapılan muayenede gerçek ortaya çıkmış, patron da kabul etmek zorunda kalmış.
- Çocuklardan işçiler var bu dünyada. Üstelik iş cinayeti kurbanları oluyorlar öyle mi?
- Öyle öğretmenim, öyle… İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, son bir yıla ait çocuk işçi ölümleri raporunu ‘çocuk işçilik yasaklansın, mesleği eğitim yeniden yapılandırılsın’ başlığıyla yayınladı. Rapora göre, 2023 Eylül – 2024 Ağustos döneminde en az 66 çocuk iş cinayetlerinde öldü.
- ŞimoniDiril burada mı?
- Öğretmenim Şimoni teyzenin ölüsünü 2020’de işkence edilmiş bir biçimde dere kenarında buldular.
- Neden? 65 yaşında bir kadından ne istemişler?
- Bu çok acı bir hikâye öğretmenim. Hürmüz amca da bulunamıyor.
- #HürmüzDirilNerede?
- Öğretmenim büyük ihtimal Hürmüz Diril de öldürüldü ama ölüsü bile bulunamıyor. Çocukları yıllardır soruyorlar ama Gülistan gibi buna da cevap veren yok.
- Ya gerçekten “çiçek gibi insanları öldürdünüz, bahçeniz bahar görmesin” dedikleri noktadayım. Hürmüz amcadan bal alacaktım. Şimoni teyzeyle derede çamaşır yıkayacaktık. Ne istediler hayatı ve doğayı bu kadar seven insanlardan?
- Öğretmenim bizim düşüncemize göre kötülüğün cezalandırılmadığı bu sistem cinayetler için açık kapıdır. Bu kapıdan tüm kötüler girer ve Şimoni Diril’i öldüren kişi gibi tahliye edilirler. Kamuoyunda gündemden düşünce, unutulunca da bu cinayetler yanlarına kar kalır.
- İlhan Sami Çomak burada mı?
- Öğretmenim İlhan otuz yıldır gelmedi ki?
- Demek otuz yıldır yoklama almamış, olanlarla ders yapmışız. Biz de az değiliz. Elimizdekilerle idare ediyor, sistemin aramızdan aldıklarını unutuveriyoruz. Peki, İlhan Sami Çomak nerede?
- Öğretmenim İlhan üniversitedeyken 1994’te, 21 yaşında tutuklandı. Kendi anlatımına göre, bu ifadeleri kabul etmesi için günlerce işkenceli sorgulardan geçti. Ve yine kendi anlatımına göre, kendini belki de o korkunun etkisiyle, hakkınca savunamadı. Orman yakmadığı açık seçik belliydi. Silahlı eyleme katılmadığı da belliydi de ortada itirafçı ifadesi vardı. Aynı yıl, müebbet hapse mahkûm edildi. Bunun karşılığı 36 yıldı…
Çomak’la benzer cezalardan yargılanan mafya babaları erkenden tahliye oldu. Sağ örgüt davalarından mahkûm edilenler, işkenceyle insan öldüren Hizbullahçılar tahliye oldu. Çeteler, katiller tahliye oldu. Tecavüzcüler, gaspçılar tahliye oldu. Çomak, hepsinin cezaevinden çıkışını izledi. Ve şiirle anlattı içindekini… Şair oldu İlhan içeride. Kitapları yayınlandı. Ödüller aldı.
20 Ağustos’ta Marmara 5 Nolu L Tipi Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu, Çomak’ın dosyasını görüştü. Tahliye edilmesi gerekiyordu ama koşullu salıverme talebi reddedildi.
- Yani İlhan’ı öldürmediler, kaybetmediler ama öldürdüler, kaybettiler öyle mi?
- Öyle maalesef öğretmenim. #Adalet böyle işliyor bu ülkede. Yani aslında işlemiyor da işliyor görünüyor.
- #İremKaraca burada mı?
- İrem 6 Şubat depreminden beri yok öğretmenim.
- #İremKaracaNerede ?
- Kayıp öğretmenim. Sadece İrem değil depremden beri birçok insan bulunamıyor. “Deprem Mağdurları ve Kayıp Yakınlarıyla Dayanışma Derneği (DEMAK) Başkanı Selahattin Kaban BBC Türkçe’ye yaptığı açıklamada, 11 il genelinde 145 kişinin kayıp statüsünde derneğe kayıtlı olduğunu, bunların 38’inin çocuk olduğunu söyledi. Kayıpların yaşları 1 ile 80 arasında değişiyor.”
- Devlet Bahçeli “Türkiye’yi cinayetler ülkesi göstermek iftiradır, kalleşliktir, namertliktir. Unutmayalım ki; vatan sevgisi olmayanda insan sevgisi olmaz” mı demişti?
Biz, öldürülen ama cenazesi bulunamayan insanları konuşurken ölü mü diri mi olduğunu bile bilemeden yakınlarını arayanlar var. Evladı, kardeşi öldürülmüş, çocuklarına tecavüz edilmiş binlerce insanın sesi vicdanı olduğumuz, yazdığımız/söylediğimiz için vatanımızı sevmiyor kalleş, namert oluyoruz da vatandaşının acısına siyasi istikbali için kulağını, gözünü kapatanlar, yok sayanlar, vatansever oluyor, mert oluyor, öyle mi? Neyse…
- Duyduklarıma inanamıyorum. Acaba ben yanlış sınıfta mı ders yapıyorum?
- Yanlış değil de ezilenlerin sınıfı burası diyelim öğretmenim. Bu sınıf çok kalabalıktır ama yaşayanlar kadar, ölüleri de çoktur sınıfımızın. Gücü örgütlülüğündedir ama bir araya gelemediği için ölür bizim sınıftakiler. Siz bir de para hışırtıları gelen şu yan sınıfta yoklama yapın. Orada herkes eceliyle ölür! Bakın, orada nasıl herkes “burada” diyecek. Deneyin isterseniz!
- Geçelim yan sınıfa, bakalım yoklama defterinde kimler var…
- Zenginler…
- Burada!
- Katiller…
- Burada!
- İşçi sömürenler…
- Burada!
- Adaleti bozanlar…
- Burada!
- Kötüye hizmet edenler…
- Burada!
- Hırsızlar, yolsuzlar…
- Burada!
- Mafya…
- Burada!
- Kadın katilleri…
- Burada!
- Tecavüzcüler…
- Burada!
- Vatan, millet, Sakarya diyenler…
- Burada!
- Yandaş medya…
- Burada!
- Arsız, yüzsüz, utanmaz, omurgasız, ahlaksız, yobaz, gerici tayfa…
- Hepimiz buradayız, buyurun…
- Oooooo! Tekmili birden gelmişler. Eğer ben de öğretmensem, eğer ben de onurlu haysiyetli bir insansam bu yan sınıftaki herkesin benim sınıfa verdiği zararın hesabını sormazsam namerdim.
- Durun, durun öğretmenim. Böyle yapmayın. Böyle söyleyenlerin hepsi… Biliyorsunuz…
- Neyse… (Barbaros Şansal’a saygıyla…)