Saklı Yürek

1
99

“Mutluluk nedir? Dinmek bilmeyen bir coşkunluk hali mi?

Her şeye rağmen hayatta olduğuna şükretmek mi?

Her ne olursa olsun sahip olduğun şeyle yetinmek mi?”

Ferzan Özpetek’in filmlerinde ve romanlarında anlattığı insan olma hikayeleri, yaşamın farklı farklı halleriyle yüzleşme hali gibidir. Kalabalık aile ya da arkadaş sofralarında yenilen yemekler, birlikte çıkılan yolculuklar, iki insan arasındaki aşılamaz mesafeler ya da mesafesizlik anları, kişilerin birbirinin zihninin, kalbinin, yaşamının içerisinde erimelerini, kendiliklerini bir tarafa bırakmasalar da aynı keyfin içerisinde ortak olarak var olabileceklerini resmeder hep. 

Saklı Yürek romanı yine bir kendi yolunu bulma, yaşamın gizemlerini barındıran duyguları keşfetme, hayat diye bilineni ve dayatılanı bırakıp yeni bir şehirde mutlu tesadüflerin heyecanını ve talihsiz karşılaşmaların endişesini hissetme üzerine kaleme alınmış.    

Yorucu ve diktatör bir annenin kızı olma şanssızlığını yaşayan Alice’nin Roma’da tesadüflerle başladığı yeni hayatındaki olayları okurken, İrene’nin sona ermiş hikayesinin içerisinde saklı kalmış başka bir karakterin Tancredi’nin izini sürüyoruz satırlarda. Yer yer bir başkaldırı, yer yer bir sorgulama ve kabullenme öyküsü kucaklıyor bizi. Kaybolmuş bir aşkın izini sürerken, cümlelerin içerisinde saklanan gizemle birlikte yazar bize de araştırmaya katılmamız için açık bir davet gönderiyor. Roma’da bir evin kilitli bir odasında başlayan ve yine aynı yerde biten, resimler ve mektuplarla bezeli, kendini durmadan yeniden farklı şekillerde inşa eden bir aşkı aramaya çıkıyoruz hep birlikte.  

İrene bir mektubunda Tancredi’den bahsederken Ferzan Özpetek sanki kendinden bahsetmiş. “Aynı anda hem dünyanın acılarını ifade edebiliyor hem de ona umut verebiliyor.” 

Saklı Yürek okuma listenize ilk sıradan girebilecek merak uyandıran bir roman. Keyifli okumalar…  

Saklı Yürek – Ferzan Özpetek – Can Yayınları – Çeviri: Neval Barlas 

1 Yorum

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz