Hırsız deniz tavşanı mağduru hidroyidler

0
37

Sualtı dünyasına iç uzay denmesinin en önemli sebeplerinden biri sualtı canlıların bize uzay filmlerindeki uzaylı tasvirlerini hatırlatan şekilleri, farklı yaşam biçimleri ve görüntüleri herhalde. Üstelik sualtı yaşamı çok ilginç sürprizlerle doludur. Örneğin süngerden deniz kestanesine, mercandan deniz şakayığına bir çok sualtı canlısının türü konusunda bile yanılgı içinde olmuşuz çok uzun yıllar. Sünger de mercan da, tüplü kurt da, deniz kestanesi de aslında birer hayvan ancak biz bunları hep bitki olarak düşünmüşüz, bitki sınıfında saymışız. İşte bugün size kaderi hep böyle ikinci planda kalmak olan ama aslında ziyadesiyle önemli bir türden söz edeceğim; denizanaları, anemonlar ve mercanlarla aynı aileden yani kinidlilerden ama tüm bunlardan daha az konuşulan hidroyidlerden bahsedeceğim. Bu yazıda hidroyidlerden bahsedeceğim çünkü haftaya sahnemize bu hidroyidlerin üzerinde yaşayan, avlanan, beslenen, hidroyidlerden çalan sevimli deniz tavşanlarını alacağız.

Minnacık yumuşacık ama rengarenk, fosforlu, hareketli deniz tavşanları sahneye girince hidroyidler hep unutulduğu, arkaya itildiği için ben en az deniz tavşanları kadar ilginç olan üstelik hep bitki sanılan hidroyidleri öne aldım.

Türkçede Kinidliler dediğimiz Cnidaria filomu içindeki bilinen 9000 türden bir grup olan hidroyidler genel olarak çiçeğe benzeyen yumuşak dalları ve gövdeleri çoğunlukla tozlanmış, kumlanmış gibi görünen kirli kahve renkli, dallarının ucunda parlak beyaza dönük polipler bulunan canlılardır.

Çoğu zaman fazla ışık almayan kovuk ve mağaralardaki sert yüzeyleri ya da kayalıkların oluşturduğu çıkıntıların altındaki yüzeyleri mesken tutan hidroyidler Akdeniz ve Ege’de çok farklı derinliklerde yaşamlarını sürdürürler.

Çalı şeklinde gözüken, ağaça benzeyen dalları ile hidroyid kolonileri 20 cm büyüklüğe kadar ulaşabilir. Koniye benzer ağızlarının etrafı iplik benzeri dokunaçlarla çevrilidir. Üreme mevsimlerinde koloniler birbirleriyle yakınlaşır, tek bir polip gelişip tohum üretebilir ve çoğalabilir. Hidroyidler sudaki mikroskobik organizmalar, planktonlarla beslenirken bazı deniz tavşanları da hidroyid polipleriyle beslenir.

Eudendrium adı verilen hidroyidler karanlık sert zeminlerde yaşarken campanularia isimli hidroyidler kabuklu hayvanların sırtında yaşar. Hidroyidlerin bir kısmı avcılarına karşı zehirle silahlanmıştır ancak bazı deniz tavşanı türleri hidroyidlerin bu zehrini çalarak kendi savunmasında kullanır ki bunu bir sonraki yazıda detaylıca anlatacağım.

Aletli dalışta ustalaşıp sualtına daha dikkatli bakmaya başladıkça önce hareketsiz büyük canlıları daha sonra hızla kaybolup gidebilen kamuflajlı canlıları en son ise 1-2 cm boyunda ve hatta daha küçük deniz tavşanı ve benzeri canlıları görmeye başlarız. Deniz tavşanları öyle şirin öyle farklı canlılardır ki bir süre sonra köpekbalığı, orfoz veya dev bir vatoz görmek yerine bu minnacık yumuşakçaların peşine düşersiniz. Tabii bu canlıları bulmak ve görmek zordur. Mevsime göre yaşadıkları derinlikler, bulundukları bölgeler değişebilir. Flabellina affinis ve coryphella pedata, catena peregrina  gibi bir çok deniz tavşanı türü yaşamını hem beslenip hem de avcılarından korunduğu hidroyid kolonileri üzerinde sürdürür. Üstelik deniz tavşanları yumurtalarını da hidroyid dallarına asarlar.

İşte sualtı dünyasına alışıp mikrobiyoloji veya makro fotoğrafa gönül verirseniz deniz tavşanlarını bulmak için ya süngerlerin, ya mercanların -mercanlar ve hidroyidler aynı familyadandır- ya bu kirli kahverengi solmuş yaprak ve kurumuş dallara benzeyen hidroyidlerin peşine düşmeniz gerekir, hidroyidlerin peşine düşmelisiniz ki, deniz tavşanlarını görüp, inceleyebilesiniz.

Sualtı yaşamında bozulmaması üzerine titrenmesi gereken müthiş bir döngü var ve hidroyidler insanlar tarafından hep ikinci plana itilmiş çok nadide ve çok narin ve incelenmeye değer canlılar. Üzerlerinde göreceğiniz deniz tavşanlarını da bir sonraki yazıda konuşalım.