Bazı otomobiller vardır görür görmez aşık olursunuz. Genel çizgisiyle dikkatleri çeker, sonra detaylara bakmaya başlarsınız çünkü “şeytan ayrıntıda gizlidir.” Eğer detaylar da ruhunuzu okşuyorsa ve imkanınız varsa o otomobili kaçırmayın alın derim.
Nissan Figaro tam da böyle bir otomobil. Çizgi filmlerden fırlamış görünüşü ve tasarımıyla oldukça uyumlu renkleriyle tüm dikkatleri üzerine toplamayı başarıyor. Öyle bir otomobil düşünün ki direksiyonda çocukların çok sevdiği çizgi karakter “Hello Kitty” olsa da ünlü bir futbol yıldızı olsa da uyum sağlayabilecek bir karakteri var.
Nissana Figaro 1991 yılında Japonya’da önce yalnızca 8.000 adet, piyasaya çıkar çıkmaz satılmasının ardından 12.000 adet daha üretilerek toplamda yalnızca 20.000 adet üretilmiş bir otomobil. İlk prototipi 1989 yılında Tokyo Motor Show’da “Geleceğe Dönüş” sloganıyla sergilendiğinde büyük ilgi çekmişti. Nissan’ın Figaro’ya özel pazarlama stratejisi yok satmasıydı ve başarılı da oldular. İkinci parti 12.000 otomobil için 300.000 civarında talep olduğu için Yokohoma’da bir çekiliş düzenlenerek satılmak zorunda kaldı. Yalnızca şanslı olanlar Micra teknolojisine sahip ve o zamanlar için 50.000 Alman Mark’ına karşılık gelen (1.870.00 Yen, bugünün parasıyla yaklaşık 25.000 Euro) bir fiyatla hiçbir ekstra opsiyon seçeneği olmayan bu otomobile sahip olabildiler.
Nissan opsiyon olarak yalnızca renk seçeneği sunuyordu ve bunlar da dört mevsimi temsil eden “Zümrüt Yeşili”, “Pale Aqua” (mavi), “Topaz Mist” (krem rengi) ve “Lapis Grisi” pastel tonlardı.
Anime, “cartoon” sektörünün en büyük üreticisi ve tüketicisi olan Japonların böyle bir araca kayıtsız kalmaları mümkün değildi. Figaro’nun Nissan tarafından ihracatı yapılmamış olmasına rağmen zaman içerisinde meraklıları sağdan direksiyonlu olsa da (ki soldun direksiyonlu modeli hiç üretilmedi) ABD ve Avrupa’da özel ithalatlar yoluyla bir Figaro sahibi olma şansı yakaladılar. Müzisyen Eric Clapton, futbolcu Thomas Vermaelen gibi fanları oldu.
Figaro aslında taklit bir otomobil, bir zamanların teslimat kamyonetleri üreticisi olan Gutbort tarafından 1950/54 yılları arasında üretilen ve bugün artık unutulmaya yüz tutmuş, bulunması çok zor “Gutbrod Superior” ile çok büyük benzerlikleri var. Gülümseyen bir yüz ifadesini andıran ön tarafını da 1960’ların Austin Healey’ine de benzetmek mümkün. Gutbrod ile çok büyük de farklılıkları var bu benzerliğe karşın. Figaro iki kişilik Gutbrod’un uzatılarak 3.70 metre uzunluğunda 2+2 koltuklu bir yapıya evrilmiş hali. Gutbrod’un 20 ila 20 beygir arasında değişen 593cc’lik (daha sonraları 663cc’ye yükselecekti) iki silindirli motorunun yerine Nissan Micra’dan alınan 987 cc, turbo ve 76 beygir dört zamanlı turbo bir motor ile 170 km hızı zorlayabilen bir yapıya sahip. Yine Gutbrod’un üç vitesli şanzımanı yerine üç vitesli otomatik şanzımana sahip. Gövde ise plastik.
Gutbrod’un döneminde gerek iki kişilik olması gerekse fiyatının görece çok yüksek olması nedeniyle yakalayamadığı ticari başarıyı Figaro yakalamayı başarabildi.
Gerek şasi gerekse farklı temel özellikleri Micra’dan alınmış olmasına rağmen turbo motor, iç hacmin genişliği, geniş koltuklar ile o dönem için Micra’dan daha üstün teknik bir donanıma sahipti.
Manuel olarak açılan tavan tek kişi tarafından oldukça rahat açılıp kapanabilir bir mekanizmaya sahip. Döneminin cabrio otomobillerinden bir farkı da; arka camın ısıtmalı ve iyi bir kalorifer sistemine sahip olması nedeniyle yaz/kış günlük kullanılabilecek bir otomobil deneyimi sunması.
Figaro 1990’lı yılların başı gibi çok erken bir tarihte otomobil endüstrisinde retro geleneğini başlatan bir otomobil, retro dalgası daha sonraları Mini, Beetle ve Fiat 500 ile hız kazanacaktı bu yüzden Figaro içen erken doğum demek çok da yanlış olmaz sanırım.
90’lı yılların başı için böyle küçük bir arabada bulunan klima, hidrolik direksiyon, elektrikli camlar, deri koltuklar, açılır tavan, radyo/CD çalar (otomobil sektöründe ilk standart donanım), büyük ve dikkat çekici retro bir hız göstergesi, bardak tutucular gibi standart donanımları göz ardı etmemek gerekiyor. Beyaz yanaklı krom jantlar, pastel renkle oldukça uyumlu krom aksesuarlar, beyaz “dashboard”, klasik düğmeler, tente bagaja girdiği için stop lambaların arasında ayrı bir mini bagaj kabini, Fleur De Lys (Zambak formu) amblem, deniz kabuğu şeklinde düğmeler, sedef direksiyon otomobili çekici kılan ayrıntılar.
Bugün için klasik olarak tanımlanmasa da retro özelliği ve nadir bulunmasıyla koleksiyonerler için, klasik otomobillere nazaran görece uygun fiyatı, modern teknik donanımı, kullanım kolaylığıyla herkes için iyi bir otomobil.