İnternette Türkçe kişilik sıfatlarını buldum. Tam 359 tane… Üşenmedim hepsini yazdım. Bunları okurken karşınızda 359 insan varmış gibi düşünebilirsiniz. Bu sıfatlardan birine, ikisine aynı anda sahip olan da olabilir. Ya da aynı anda on tane sıfata sahip olanı da görebiliriz. Bir kişinin sadece 2 özelliğe sahip olabileceğini düşünsek bile kombinasyonu on binleri geçer. Sıfatları bir gözden geçirelim, hangileri bizim sıfatımız bi bakalım, meramımı anlatacağım;
Güvenilir, iyi kalpli, dürüst, saygılı, şefkatli, merhametli, içten, iyiliksever, sadakatli, yardımsever, hoşgörülü, değerbilir, hoş sohbet, sevecen, sorumluluk sahibi, insancıl, neşeli, fedakâr, vefalı, hayırsever, adaletli, sevimli, güler yüzlü, vicdanlı, sıcak, duyarlı, doğal, olumlu, arkadaş canlısı, ahlaklı, anlayışlı, mutlu, görgülü, azimli, hayırlı, iyi huylu, candan, aklı başında, terbiyeli, eğlenceli, açık fikirli, etkileyici, akıllı, cömert, güleç, iyimser, bilinçli, zeki, sabırlı, kendine güvenen, kültürlü, işbirliğine yatkın, alçak gönüllü, becerikli, nazik, enerjik, ölçülü, mantıklı, yaratıcı, bilgili, uyumlu, düzenli, dakik, geçimli, çalışkan, ilgili, mütevazı, renkli, başarılı, sempatik, zarif, bağışlayıcı, huzurlu, insaflı, tutarlı, esprili, canlı, pratik, coşkulu, keskin zekâlı, yapıcı, çok yönlü, cesaretli, akılcı, yetenekli, mücadeleci, olgun, prensipli, ılımlı, kararlı, düşünceli, yenilikçi, özenli, değişikliğe açık, hevesli, özgüvenli, modern, dayanıklı, çevik, saygın, kin gütmeyen, gayretli, geniş görüşlü, dengeli, istekli, özverili, sosyal, dirençli, tedbirli, girişken, güçlü, ağırbaşlı, gerçekçi, etkili, istikrarlı, dinç, kontrollü, duygulu, aktif, çekici, alımlı, deli dolu, inançlı, açık sözlü, katılımcı, özgür, atak, özgün, romantik, farklı, şakacı, kaprissiz, inandırıcı, disiplinli, sanatkâr, maceracı, asil, hareketli, gözü pek, dışa dönük, tutumlu, uslu, korkusuz, atılgan, heyecanlı, temkinli, kuruntusuz, önyargısız, sıra dışı, konuşkan, iddialı, duygusal, uysal, bağımsız, hırslı, ciddi, derin, sakin, esnek, entelektüel, narin, titiz, muzip, bunalımsız, hayalperest, soğukkanlı, popüler, rekabetçi, sorunsuz, rahat, sorgulayıcı, evhamsız, kendi halinde, kadınsı, hazırcevap, çocuksu mükemmeliyetçi, kedersiz, geleneksel, otoriter, telaşsız, itaatkâr, erkeksi, kuralcı, utangaç, sıradan, muhafazakâr, endişesiz, baskın, şaşkın, havalı, sessiz, haylaz, inatçı, kaygısız, çekingen, açıkgöz, dik başlı, içe dönük, hüzünlü, nazlı, bağımlı, karmaşık, dalgın, ısrarcı, tedirgin, durgun, suskun, kıskanç, kuşkucu, yeteneksiz, kaygılı, sabırsız, şüpheci, hırçın, kederli, iddiasız, endişeli, güçsüz, telaşlı, çaresiz, ketum, geveze, üşengeç, kurnaz, dağınık, etkisiz, dikkatsiz, katı, yüzeysel, asosyal, başarısız, isyankâr, heyecansız, düzensiz, beceriksiz, dayanıksız, hırssız, evhamlı, temkinsiz, donuk, kızgın, kayıtsız, silik, kararsız, baskıcı, alaycı, gergin, özensiz, bezgin, tembel, inançsız, dirençsiz, cansız, mutsuz, tedbirsiz, hareketsiz, pasif, sıkılgan, takıntılı, miskin, alıngan, sorunlu, kültürsüz, kendine güvenmeyen, savurgan, isteksiz, cesaretsiz, korkak, özgüvensiz, disiplinsiz, bilgisiz, vurdumduymaz, bunalımlı, sıkıcı, asabi, aksi, huzursuz, coşkusuz, istikrarsız, kontrolsüz, neşesiz, soğuk, gayretsiz, hevessiz, pasaklı, ciddiyetsiz, uyuşuk, önyargılı, pısırık, prensipsiz, iradesiz, gevşek, bilinçsiz, ilgisiz, sevimsiz, ölçüsüz, saldırgan, ukala, duygusuz, dengesiz, tutarsız, yapay, olumsuz, kötümser, kuruntulu, kavgacı, somurtkan, akılsız, laubali, asık suratlı, ihmalkâr, mantıksız, dar görüşlü, suratsız, huysuz, sorumsuz, arsız, geçimsiz, gösterişçi, şefkatsiz, cimri, uyumsuz, duyarsız, mızmız, hayırsız, itici, kaprisli, kibirli, kindar, düşüncesiz, küstah, sinsi, hoşgörüsüz, anlayışsız, kırıcı, bencil, vefasız, medeniyetsiz, insafsız, sadakatsiz, görgüsüz, değerbilmez, adaletsiz, saygısız, merhametsiz, terbiyesiz, kötü huylu, sahtekar, vicdansız, zalim, kalpsiz, ahlaksız, kötü kalpli, güvenilmez.
Şu kadar sıfat varken ve o sıfatların birçoğuna sahip olabilme ihtimali varken karşımızdakini tek bir özelliğe hapsederek gördüğümüz üzerinden yaftalamak, eleştirmeye kalkmak, yargılamak, önyargılamak, hakaret etmek, küfür etmek, dışlamak, hain ilan etmek, kınamak, ayıplamak, öldürmek ne biçim bir düşünme biçimiyle ilgilidir?
Bir Amerikan yerlisi atasözü der ki “Bir kişiyi yargılamadan önce onun makosenleri ile bir gün yürümeniz gerekir.” Yani diyor ki yargılamadan önce onun ayakkabılarını giy bir gün boyunca dolaş. Yani diyor ki onun geçtiği yollardan bir geç bakalım. Yani diyor ki yaşadıklarının onda bıraktığı iyiliği ya da kötülüğü biliyor musun? Ne yaşamış, nasıl etkilenmiş biliyor musun? Bilmiyorsan yargılamayacak, yaftalamayacak, etiketlemeyeceksin!
Bırakın karşımızdakini acaba biz bu sıfatlardan hangisine sahip olduğumuzu, tarafsız bir gözle, kendimize yontmadan, kibirlenmeden ya da utanmadan söyleyebiliyor muyuz? Kaçımız evet ben saygısızım, merhametsizim, sinsiyim, hoşgörüsüzüm, bencilim diyebiliyor? Diyemeyiz! Çünkü birçok insan kendisinin kusursuz olduğunu sanıyor. O nedene karşı tarafa sen şöylesin böylesin demek, atıp tutmak, karşısındakini kendisinden uzağa alarak tokatlamak kolay geliyor.
Sosyal medya bu iş için en kolay yer. Kimliğini gizleyerek herkes herkese yargı dağıtıyor. Bazen kimliğini gizlemesine de gerek yok, kendi bahçesinde dal olamamış birileri girmiş bahçemize ağaçlık taslıyor.
Bana bu tip insanlar o kadar aynadan uzak geliyor ki… Kendinden kaçan, acıdan kaçan, özeleştiriden kaçmak için, kendini iyi hissetmek için hep kendi aynasını başkasına tutan çiğ insanlar… Bugün Alev’le sohbet ederken bir sonuca vardık. İnsanın pişmesi, olgunlaşması yanmaktan geçiyor. Ateşte olmayan nasıl pişsin? Evet, biraz üzüleceksiniz, içiniz yanacak, mutsuz olacaksınız ama her hissettiğiniz acı zamanla olgunluğa dönüşecek ve yanan yeriniz bir daha örselenemeyecek. Ateşten korkmayın, acıdan korkmayın! Gerçekten gülmenin ne kadar anlamlı olduğunu yandıktan sonra anlayacaksınız. Özellikle yargıçlık taslayanlara sesleniyorum; Dönüp biraz acısı olan insanların ateşini alıp yanmaya ne dersiniz? Belki o zaman kibriniz kaybolur ve bir “hiç” olduğumuzu idrak edersiniz!
Hepimize söylüyorum. Karşımızda makine yok insan var. İyi tarafı kadar kötü tarafı da olan, hata yapan, hatasından öğrenen-öğrenemeyen, bazen gençliğinde dolduruşa gelip davranan, olgunluk yaşlarında yaptığından utanan, bilinci koşullarıyla biçimlenmiş, bazı şeylerden haberi olmayan, haberdar olsa yapmayacak olan, hiç iyi ile karşılaşmadığı için kötünün kötülüğünü bilmeyen, bazen kötülüğünden mutluluk elde etmeye çalışan, bazen de iyiden başka bir şeyle karşılaşmadığı için kötüyü tanımayan… Böyle uzar gider 359’un kombinasyonun da binlerce katı sayıda… 7 milyar insanın 7 milyar huyu var en az. Öyleyse ne yapmalı, nasıl yapmalı?
Tek bir çözümü olsaydı anlattığımız sorunların, yapar düzeltirdik. Ama yüzlerce yöntemi var insanı anlamanın. Ancak o yöntemlerin de yolu bu yöntemden geçiyor; Okuyup düşünürsek, düşünüp hissedersek, hissedip yaparsak, yapıp paylaşırsak elden ele yayılır iyi olan. Umutla…
Kapak Görseli: Nguyen Duc Khoi/Unsplash