MİA: Yazı tarafı nasıl gidiyor bu ara?
Murat Meriç: Çok yazı yazıyorum, her şeyi yazıyorum. BirGün bittiğinden beri Pazar günleri Gazete Duvar’da yazıyorum. Kafa Dergisi devam ediyor,
Yeni yayınlanacak Sezen Aksu külliyatının kapak/albüm yazılarının tamamını yazdım.
Karaplak Yayınları, yeni bir yayınevi, sadece müzik kitapları yayınlamak üzere yola çıktılar. Ben de Erkan Oğur kitabı hazırlayacağım Karaplak için. “Bir Ömürlük Misafir” albümünü baz alıp bütün Erkan Oğur tarihini anlatacağım, bu diziye sonra başka kitaplar da ekleyeceğiz.
Ayrıca yıl sonuna kadar bitmesini ümit ettiğim, bu son kitap gibi değil, daha geniş olarak, Türkiye tarihini şarkılar üzerinden anlattığım İletişim Yayınları’ndan çıkacak büyük proje için de çalışmaya geri döneceğim. Yazı tarafında enteresan şeyler bizi bekliyor olabilir deyip bırakayım: Sadece şiir yazmam, Cemal Süreya, Turgut Uyar, Nazım Hikmet, Edip Cansever gibi şairler varken 44 yaşından sonra şair olmaya soyunmam! – gülüşmeler-
MİA: Reportare okuyucuları için etkinliklerden ve “100 Şarkıda Memleket Tarihi” kitabından seçtiğin olmazsa olmaz 10 şarkının listesini verir misin?
Murat Meriç: Tabii, vereyim. Listeyi verirken anımsatayım: Telif hakları nedeniyle, kitaba bir CD koyamadığımız için, tekno-modern bir çözüm bulduk, karekodlar okutularak şarkılar dinlenebiliyor.
Dostluk Şarkısı – Celal İnce (1954)/ [Amerika ile temaslar, 1950’ler]
Katil Amerika – Âşık Mahzuni Şerif/ [Amerika’nın “temas”ı, 1960’lar]
Avrupa’nın Kızları – Hüseyin Köse/ [Almanya’ya işçi göçü, 1960]
Uzaylılar Hoşgeldiniz – Şemsi Yastıman/ [Ay’da ilk insan, 21 Temmuz 1969]
Fabrika Kızı – Alpay (1970)/ [İşçilerin sorunları, 1970’lerin başı]
Şarkışla – Zülfü Livaneli (1973)/ [Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idamı, 6 Mayıs 1972]
Yaşasın Aslan Ecevit – Öğretmen Necati Demir/ [Kıbrıs “Barış” Harekâtı, 20 Temmuz 1974]
Muhammed Ali – Rıza Konyalı/ [Muhammed Ali’nin dünya şampiyonluğu, 1974]
Issızlığın Ortasında – Moğollar (1994)/ [Sivas katliamı, 2 Temmuz 1993]
Emekli Albay Hilmi Ertunç – Mozaik/ [Kenan Evren’li yıllar, 1980 – 1989]
MİA: Kitapta beni en çok etkileyen bölüm, belki de her şarkıyı çıkar çıkmaz dinlediğim ve direkt şahit olduğum için Gezi Direnişi bölümü ama, hani “tadımlık” iki şarkı seçelim ve hikayelerini buraya aktaralım desem, sembolik hangilerini seçersin?
Murat Meriç: Alpay’ın Fabrika Kızı ve Ayten Alpman’ın Bir Başkadır Benim Memleketim şarkılarını alalım, dönem şarkıları ve içeriklerine göre hikayeleri farklı yerlere evrilmiş…
Fabrika Kızı – Alpay (1970) / [İşçilerin sorunları, 1970’lerin başı]
1970 yılında yayımlanan bir plak bu. Sözleri görünce çoğumuzun mırıldanmaya başlayacağı, çok meşhur bir şarkı: “Gün doğarken her sabah / Bir kız geçer kapımdan / Köşeyi dönüp kaybolur / Başı önde yorgunca // Fabrikada tütün sarar / Sanki kendi içer gibi / Sararken de hayal kurar / Bütün insanlar gibi…”
Ezbere bildiğimiz, bütün ezberleri bozan bir şarkı aynı zamanda. Pop müziğin memleketteki ilk yıllarında, bir anda onu alıp bambaşka bir yere koyan cinsten. Emeklemeye çalışan bir bebeği ayaklandırmakla kalmayıp koşturmaya başlayan bir hamle bu. Kantodan tangoya, cazdan rock’n’roll’a ulaşan, “aranjman”larla yolunu bulan bir türü “bizden” kılan, Türkiyeli bestecilerin önünü açan bir dokunuş. Alpay’ın sesinden ünlenen, çıkar çıkmaz çok sevilen, içeriği değil kapağıyla da dikkat çeken bir plak Fabrika Kızı. Hem de o güne dek aşk meşk ilişkileri ve kimi bireysel dertler dışında hiçbir şeyle ilgilenmeyen pop müziğin yüzünü memleket meselelerine döndüğü ilk plak bu. Komşu oğlunun, Boğaziçi’nde yaşayan tatlı kızın ya da okuldaki sarışının değil, bizzat bir işçi kızının hikâyesi. Sonrasında çoğalacak, Tamirci Çırağı’yla zirveye ulaşacak bir zincirin ilk ve güçlü halkası. Masal âleminde değil sokakta geçen, hepimizin yanı başında yaşanan ama fark etmediğimiz hayatların şarkılara yansıması… Hayalleriyle güçlenen, belki de bu vesileyle çekilir kılınan bir hayat bu: “Bir evi olsun ister / Bir de içmeyen kocası / Tanrı ne verirse geçinir gider / Yeter ki mutlu olsun yuvası…” Gerçek hayallerden farklıdır, bize bunu da gösteren, yüzümüze tokat gibi çarpan bir şarkı Fabrika Kızı: “Oysa yatağında bile / Bir gün uyku göremez / İhtiyar anası gibi / Kadınlığını bilemez // Makineler diken gibi / Batar her gün kalbine / Yün örecek elleri / Her gün ekmek derdinde…”
Fabrika Kızı bir Bora Ayanoğlu bestesi. Sonraki yıllarda kendi yorumuyla da dinleyeceğimiz bu şarkı, düşünülerek atılmış önemli bir adım: “Kitlelere nasıl ulaşabilirsin? Üretenleri ya da üretenlerin hayatını anlatarak…” diyor, Ayanoğlu, Roll’un Haziran 2003 tarihli 76. sayısında, Derya Bengi ile Emin Ekşi’nin yaptığı söyleşide. Şöyle devam ediyor: “Bana o dönemde 150-200 metrelik uzun rulo hâlinde imzalı teşekkür mesajının geldiğini hatırlıyorum, Samsun’dan, tütün rejisinden… Şarkıyı yazdığımda 22 yaşındaydım. (…) Bakıldığında Fabrika Kızı marksizmin bir tarifidir aslında.”
Bir Başkadır Benim Memleketim – Ayten Alpman (1971) / [Kıbrıs “Barış” Harekâtı, 20 Temmuz 1974]
20 Temmuz sabahı, Kıbrıs’a yönelik harekât başladığında, TRT, televizyon ve radyodan eşzamanlı olarak aynı şarkıyı çalıyordu: 1970 yılında yayımlanmış ancak ilgi görmemiş bir Ayten Alpman şarkısı olan Bir Başkadır Benim Memleketim’i. Alpman, şarkıyı çok severek söylemiş, ilgi görmemesi üzerine rafa kaldırmıştı. 1973 yılının Kasım ayında, eşi Ümit Aksu ve Süheyl Denizci ile kurduğu yeni plak şirketinin ilk plağı olarak yepyeni bir düzenlemeyle yeniden piyasaya verdiği bu şarkı, sözlerini Fikret Şenes’in yazdığı geleneksel bir Klezmer şarkıydı: “Havasına suyuna / Taşına toprağına / Bin can feda bir tek dostuna // Her köşesi cennetim / Ezilir yanar içim / Bir başkadır benim memleketim…”
TRT’nin bu şarkıyı harekât boyunca kullanması, Ayten Alpman’ın ikinci büyük yükselişini başlattı. Bir dönemin bu çok sevilen caz şarkıcısı, İsveç’e gidip döndükten sonra piyasaya ayak uyduramamış, yaptığı plaklar ilgi görmemişti. Memleketim’le birlikte bu makûs talihkırıldı. Harekâtın hemen ertesinde plak çok satmaya başladı ve baskı üzerine baskı yaptı. Ses Plak, bu ilgiyi görünce, Alpman’ın o güne dek çıkmış 45’liklerini bir albümde toplayarakMemleketim adıyla piyasaya sürdü.
Şarkıyı o dönem ve sonrasında eleştirenler de oldu. Alpman’ın eski eşi İlham Gencer, şarkının içinde geçen “Ben gönlümü eylerim / Gerisi Allah kerim” dizelerine “Kıbrıs’ta onlarca şehit verilirken böyle bir şarkı söylenir mi?” diyerek itiraz etti. Gencer, şarkıyı söylemek durumunda kaldığı programlarda bu dizeleri şöyle değiştirmişti: “Ben gönülden severim / Gerisi Allah Kerim / Bir başkadır benim Türk milletim…”