Çalışma Hayatının Vebası: Mobbing

0
309

“Toplumsal bilinçlenme, toplumsal uzlaşı ve çalışma hayatına katkı için çalışıyoruz.”

Türkiye bu hafta iş yerinde yaşadığı zorbalığın sonucunda psikolojik bunalıma giren ve günlerce kendisinden haber alınamayan bir genç kadını konuşuyor. Ece Gürel 10 yıldır çalıştığı firmada gördüğü baskı ve mobbinge dayanamadığını ifade ettikten sonra Belgrad Ormanı’na yürüyüşe çıkmış ve bir daha kendisinden haber alınamamıştı. Günlerce süren arama çalışmaları iyi sonuçlandı ve Ece Gürel baygın bir halde bulundu. Bu gelişmeler yaşanırken ve iş yerinde mobbing tartışılırken Cumhurbaşkanlığı yeni bir mobbing genelgesi yayınladı.

Arkadaşımız Hande Fabbro da, Mobbing Eğitim Yardım Araştırma Derneği (MEYAD) Genel Başkanı, eğitimci yazar İsmail Akgün ile iş yerinde psikolojik tacizi konuştu: Akgün mobbingi “çalışma hayatının vebası” olarak değerlendiriyor ve “Bu hastalığı yenmek için, kimseyi ötekileştirmeden, herkese ve her kesime yardım etmek üzere yola çıktık” dedi. 

Mobbing kavramının ülkemizde literatüre kazandırılmasına öncülük eden İsmail Akgün, 2010 yılından beri bu konuda çalışıyor. MEYAD Genel Başkanı, mobbingi anlatmak için yüz yüze ve uzaktan eğitimler, demeçler veriyor, TV, radyo, Youtube ve çeşitli sosyal medya platformlarında yayınlara katılıyor. Ayrıca lobicilik kapsamında ziyaretler yapıyor. Söyleşi, panel, çalıştay, sempozyum, konferans, ulusal ve uluslar arası kongreler düzenliyor. Köşe yazıları ve kitaplar yazıyor, bülten ve dergiler çıkarıyor, MEYAD Kamu Spotlarını yayınlıyor.  

Hande Fabbro: İsmail Bey, Tam on beş senedir mobbing üzerine çalışıyorsunuz. Bu kavram nasıl dikkatinizi çekti? Bu konunun bir sorun teşkil ettiğini nasıl fark ettiniz?

İsmail Akgün: ÇASGEM (Çalışma ve Sosyal Güvenlik Eğitim ve Araştırma Merkezi) bünyesindeki görevim sırasında bir projede görev alırken çalışanların yaşadığı olumsuz deneyimlere şahit oldum. Yaşananların basit bir tatsızlık olmaktan çok öteye geçtiğini, kişilerin özel ve aile yaşamlarına derin tesirleri olduğunu gözlemledim. Tüm bunlar, bir eğitimci olarak beni çok etkiledi. Olanları normalleştirme lüksümüz olmamalıydı. Üzerimde büyük bir sorumluluk hissettim ve çözüm üretmek istedim. 

HF: Sorun biliniyor ama “mobbing” sözcüğü bilinmiyordu, doğru mu?

Doğru. Kelimenin etimolojik kökenini araştırdığımda, İngilizce “mob” kökünden geldiğini, Latince “mobile vulgus”tan türediğini gördüm. Bu da “Kanun dışı şiddet uygulayan düzensiz kalabalık / çete” anlamına geliyordu. İlk olarak, hayvan saldırılarını ve sürü davranışlarını betimlemek amacıyla 1963 yılında biyolog Konrad Lorenz tarafından kullanılmıştı. İş yaşamında ilk kez, 1976 yılında Caroll M. Brodsky’nin “Taciz Edilen İşçi” (The Harassed Worker) kitabında ele alınmıştı. Olgunun tanınmasına Heinz Leymann’ın bilimsel çalışmaları öncülük etmişti, ancak Türkiye  “mobbing” ya da Türkçe karşılığı “yıldırma” sözcüğünü henüz bilmiyordu. 

HF: Henüz bilinmeyen bir kavramı nasıl anlattınız?

Karşıma çıkan tüm yetkililere konuyu örnekleriyle aktardım, içeriğinin önemine dikkat çektim. Yılmadım, yorulmadım, veriler topladım, bol bol brifing verdim. Sonra hepsini bir proje haline getirdim ve sundum. Proje kuruldan geçti ve bütçe almayı başardık. Böylece, 23 Mayıs 2012 tarihli “1.Çalışma Hayatında Psikolojik Taciz (Mobbing) Panel ve Çalıştayı” hayat buldu. 

1
2
3
4
5
6
Önceki İçerikFranco’nun Ardından: Kelebeklerin Dili
Sonraki İçerikDenize Karşı İnanılmaz Bir Saygısızlık Var!
Ankara Atatürk Anadolu Lisesi ve ODTÜ Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü’nü bitirdi. Kurumsal hayata Tepe Holding bünyesinde, iç mimar ve ürün tasarımcısı olarak atıldı. Ürün ve mekân tasarımları yaparken bir yandan da modayla ilgilendi ve yarışmalara katıldı. Aldığı derecelerle yönünü modaya çevirdi. Ankara, İstanbul ve Fransa’nın Nice şehrindeki çeşitli firmalar için koleksiyonlar hazırladı ve uluslararası fuarlarda sergiledi. Bir yandan da yerel gazeteler için moda yazıları hazırladı ve röportajlar yaptı. Hande Fabbro 2021 yılında Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde “Gazetecilik” okumaya başladı. 2017 yılından beri kurumsal iletişim ve perakende yöneticiliği alanında çalışırken, tasarımda etik ve sürdürülebilirlik, mutlu ve pozitif yönetim modelleri başlıklarına özel olarak eğiliyor. Siyasal felsefe alanında üç eser çevirisi bulunan Hande Fabbro, İngilizce, Fransızca ve orta derecede İtalyanca biliyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz