Eşitlik üzerine uzun zamandır düşünüp, okuyorum. Derli toplu bir şekilde yazmak gerekli ancak sonda diyeceğimi baştan diyeyim: Fırsat eşitsizliğine katılıyorum ama sonuçların eşitliğinin erişilebilir ve hatta adil olduğuna pek ihtimal vermiyorum. Yani her iş kolunda kadın ve erkeklerin eşit sayılarda olmamasının sebebi kadınların ezilmesi olmayabilir, eşit olması da adil olmayabilir.
Fırsat eşitliğine inanıyorum, her grup ve cinsiyetten insanın eşit fırsatlara sahip olup istedikleri alana yönelmek istemelerine ve bunun için ortam sağlamaya yüzde yüz katılıyorum. Zaten dünyada varlıklı olmanın en büyük sebeplerinden biri, Amerika’lıların dediği gibi zipkod yani posta kodu. Yani nerede doğduğunuz, hangi aileye mensup olduğunuz. İster kadın olun ister erkek olun, posta kodu en büyük etken. Yani sınıf farkı. Bilimsel araştırmalar da, nadir sıra dışı örnekler olsa da, gene zengin olmanın aileden gelen varlıklarla mümkün olduğunu gösteriyor. Zaten dikkat ederseniz, bir girişimi ile zengin olan fakir aileden gelenlere, çoğu zaten zengin insanların kurduğu yatırım firmalarından destek alıp, ya da o zenginleri kurucu ekibe alıp, o insanların daha zengin olmasını sağladıkları için zengin oluyorlar. Yani zenginlik aileden geliyor.
Son zamanlarda okuduklarım, dünyadaki eşitsizliklere, sadece çıktılara bakarak çare bulamayacağımıza ikna etti beni. Mesela kadınların erkeklerden daha az maaş alması, daha az inşaat mühendisinin kadın olması gibi konulara bakarken tek bir parametre ile bunu açıklamaya çalışırsak, sorunları çözemeyiz. Kız çocuklarının ve kadınların nispeden en çok destek gördüğü İsveç’te halen, diş hemşirelerinin yüzde 99’u, diyetisyenlerin yüzde 95’i, diş hijyenistlerinin yüzde 95’i, hemşirelerin yüzde 87’si, psikoterapistlerin yüzde 83’ü, fizikoterapistlerin yüzde 80’i, dişçilerin yüzde 65’i , pratisyen hekimlerin yüzde 56’ı, uzman hekimlerin yüzde 51 kadın. Bunu nasıl açıklayacağız? Nasıl oluyor da, kadın doktor sayısı yüzde 80 değil de, ancak eşit ancak hemşire, diyetisyen sayısı bu kadar fazla? Nasıl oluyor da, psikotepist ve fizyoterapist sayısı erkeklerin 4 katı? Bu da eşitsizlik değil mi? (elbette değil! Kadınlar değil erkekler eziliyor diyecek kadar aymaz olmadım, merak etmeyin)
Belki de, bizim gördüğümüz her şeyde tek bir parametreye ve sadece sonuçlara bakıp, sebeplerini anlamadan eşitsizlik var dememeliyiz. Belki insanın doğası gereği ve biyolojisinden dolayı seçtiği, seçmek zorunda olduğu bazı meslekler olabilir. Kimi riskleri kadınlar hayatlarında istemiyor olabilirler. Zaten erkekler o kadar akıllı olsalar, öleceklerini bildikleri savaşlara gönüllü giderler miydi? Mesela kimi yaratıcı mesleklerde, mesele dizayn gibi, kadınların ne kadar üstün oldukları ortada. Toyota firması, ne zamanki dizayn ekibine kadınları aldı, dizaynları değişti, başarılarında etken sebeplerden biri bu.
Eşitsizliği cinsiyete bağlamadan önce, tarihe bir göz atalım. Burada ‘ o zaman şartlar böyleydi’ diyerek eşitsizlikleri olumlamıyorum. Durum tespiti yapıyorum:
Kabul etsek de etmesek de, onca eşitsizlikte ve yoksullukta bir iş bölümü vardı. Güvenliği ve gıda bulmayı, tarla işlerini genelde erkekler sağlarken, ev işleri ve çocuklar kadınların sorumluğunda idi. Oradaki bu iş bölümü kadınları ezmek ve arka planda tutmak için değil, fiziksel ve biyolojik farklılıklardan dolayı vardı. Bu farklılıkları kadınları ezmek için kullanan erkekler elbette vardı. O ayrı bir yazı konusu. (Her fırsatı kendine yontan ve kadınları ezmek için kullanan erkekler hep oldu Bu da zaten bir yapısal sorun değil mi? Erkeklerin hep rekabetçi güdüleri?)
Peki kadınların iş hayatına geç atılmalarının veya yükselememelerinin erkek baskısı ile alakası yok mu? Elbette var ancak sanki eşitsizlik 70’lerde ortaya çıkan kadın mücadelesi ile çözülmüş ve başka hiçbir etmen yokmuş gibi davranıyoruz. Eşitsizliğin giderilmesinde, modern teknolojinin ve tıbbın verdiği imkanlar da var. Savaşların nispeten azalması erkeklerin daha çok ev etrafında olmasını ve daha çok ev işi yapmalarını sağlamaya başladı, ev gereçlerindeki teknolojilerin artması da kadınların ev işlerinden artık vakitlerini arttırabilmelerini sağladı. Mesela artık çamaşır yıkamak için nehir kenarına gidip gün boyu çitilemek gerekmiyor değil mi? Geleneksel iş bölümünden dolayı halen kadınların üstüne yıkılsa da, artık evde daha çok vakit geçiren erkek, ev işlerini yapabilir durumda değil mi? Zaten 100 sene önce çamaşır çitilemeye bir erkek gitseydi, ilk oradaki kadınlar tarafından kovulmaz mıydı? Kadınlar eskisi kadar çok vakit ayırmadan ev işlerini işleri yapabiliyorlar mı? Çalışan kadın olmak artık daha kolay değil mi, 100 sene öncesine göre? Hatta evden çalışabilir olmak dahi, kadınların işine daha çok yaramaz mı? Bu da teknolojinin sağladığı imkanlardan dolayı değil mi?
Tibbi imkanlar dedim, bu ne demek? Modern kadın doğum önlemleri (bu önlemin sadece kadına yıkılması ayrı bir yazı konusu) ve imkanlar olduğu için açılan ücretsiz anaokulları gibi. Daha önce kadınların hamile olması, doğal olarak, onların iş hayatından kopmalarına ve daha arka planda olmalarına sebep oluyordu ve bu üst üste olunca da, kariyer basamakları erkeklere kalıyordu ancak tıbbın gelişmesi ve hamilelik hakkında bilgilerin ve hamileliği önleme yöntemlerinin erişilebilir olması, kadınların iş hayatına, annelerini erteleyerek yükselmelerini kolaylaştırdı.
Peki maaş farklılıkları? Şirketlerde en üst makamlarda erkeklerin daha baskın sayıda olması? Bu alanda biraz laf etmek gerekli. Elbette maaş konusunda orada çok büyük farklar var. Şunu da eklemek gerekli, eğer dünyanın veya ülkenin en büyük firmalarında yönetici olacaksanız, çok büyük bir rekabetle karşılasacaksınız. 7/24 çalışmanız, haftasonlarını ihmal etmeniz, ailenizi (sadece çocukları demiyorum, anne ve babayı akrabaları diyorum), yakınlarınızı ihmal etmeniz gerekebilir. İşte bu yırtıcı ve biraz da vahşi iş dünyasında rekabeti seçenler, özel hayatlarını ihmal edenler erkekler oluyorlar. İnanmıyorsanız, şu herkesin büsbüyük ilhamla baktığı Steve Jobs’un eşinin aile hayatı için yazdıklarına bakın. Bir kadının o rekabette üst yönetici olması demek, o herşeyi ihmal etmeyi göze almış erkeklerle de yarışması demek. İş hayatı böyle vahşi olmamalı diyebilirsiniz. Haklısınız, ben burada bir durumu anlatıyorum. Buna katıldığımı söylemiyorum.
Öteki mesele, maaş konusu, alanım değil, sadece okuduklarından çıkardıklarımı yazıyorum: psikolojide ingilizcesi ‘agreeableness’ belki Türkçeye ‘anlaşmaya hazır’ diye çevirebileceğimiz bir parametre var. Bu parametre kadınlarda erkeklere göre kat kat daha yüksek ve buna kadınlardaki yüksek empatiyi yeteneğini de eklerseniz, maaş pazarlığında, anlaşmaya hazır ve düşük maaş vermek isteyenle empati yapan kadınlar, maalesef sorun çıkarmaya ve itiraza daha yatkın erkeklerden daha az maaş alıyorlar. Karşınızda daha az maaş almaya zaten yatkın biri varsa, patron olsanız ne yaparsınız? Burada bazı eğitimlerle kadınların daha pazarlıkçı olmalarını sağlamak mümkün ve böylece maaşları arttırılabilir.
Bence, fırsat eşitsizliklerine odaklanmak ve o eşitsizliği ortadan kaldırmak, sonuçlardaki farklılıklara odaklanmaktan daha verimli olacak. Kadın ve erkeklerin farklılıklarını bilip, kabul edip, gene de eşit fırsatlar sunmak ve seçtikleri yollarda kadınlara destekleyici sosyal imkanlar sağlamak kadın ve erkek eşitsizliğini ortadan kaldırmakta işimize yarar. Bu net durumda dahi, sonuçların her alanda ve her meslek grubunda eşit olacağını, kısa vadede zannetmiyorum. İsveç örneği ortada.
İsveçten verdiğim sağlık sektöründeki rakamlara tekrar dönersek, Kadın ve erkek hemşire sayısını eşitleyerek kadın ve erkekleri eşitleyebilir miyiz?. Hemşirelikte erkeklere kota koymak eşitliği sağlar mı? Bu kota, bu bağlamda adil olur mu? Aynı işe aynı maaşı vermek gerekli elbette. Peki aynı iş yerinde çalışıp bencilce herşeyi (annesini, babasını, ailesini, sevgilisini, eşini) ihmal edip haftada 70 saat işinde çalışan ( belki de bekar/boşanmış) bir erkek ile, çocukları ile vakit geçirmeyi tercih eden bir kadın aynı işi mi yapıyorlar ve aynı derecede işe odaklanabiliyorlar mı? (Kariyeri yerine çocuklarını ve ailesini seçen erkeklerin kariyerlerinde ilerlemenin olmadığını veya maaşlarının olmadığını siz de gözlemleyebilirsiniz. Kendimden örnek vermek gerekirse, evimde ailemle daha fazla vakit geçirmek istediğim için maaşımı yüzde 30 arttıracak ve kariyerimde sıçrama yaptıracak bir teklifi reddettim(deneme süresi bitmeden istifa ettim). Bu teklifi kabul eden kişilerle elbette kariyerim ve maaşım farklı olacak. Bunu haksız bulabilirim ancak tercime göre maalesef adil.
Fırsat eşitliği için tonla işimiz var: Kadınlara erkeklerin sahip olduğu imkan ve fırsatları sunmak, kız çocuklarının güvenli ortamlarda eğitim almaları, yasalarda şiddet uygulayan erkeklerin iyi ceza almaları, kadınların ev işi yükü altında kalmamaları, iş hayatında rahat olmaları için annelik izni, babaların da bu izni kullanmaları için mecburiyet ve bunu yasal hale getirmek (ki annelik ve babalık izni almanın kabul edilebilir olması), annelik izninin de kariyer senelerinden sayılması, annelere izin süresince adil bir maaş desteği, kadınların bedenlerinde hamilelik dahil kararı vermekte son merci olmaları gibi tonla meselenin çözülmesi elbette gerekli. Bu gene de sonuçların eşit olacağını manasına gelmiyor. Buna erişebilir miyiz?
Ben kadın ve erkek eşitliğinin ve belki kariyer tercihlerinde de eşitliğin robot ve teknolojinin daha yaygın olduğu bir gelecekte mümkün olabileceğini düşünüyorum. Maaşları insanlar değil de, doğru verilerle analiz yapabilen yapay zeka destekli sistemler verirse belki mümkün olur.
Bu yazıyı yazarken, olası tepkileri göze alıp yazıyorum. Dünyadaki kompleks sorunlara sadece tek bir frekansta ışık geçiren gözlükle bakarsak elbette sorunları anlayıp çözemeyiz. Gelin fırsat eşitsizliğine odaklanalım ve adil bir dünya yaratalım. Her iş kolunda kadın ve erkek sayısının eşit olduğu dünya, adil bir dünya olmayabilir. Ama istediği işi seçebilen kadınlara insan onuruna yaraşır bir gelir elde edebilecekleri bir dünya sağlamak mümkün.
Referanslar:
Sağlık sektöründeki kadınların iş kollarına göre yüzdeleri
Anlaşmaya yatkın olmanın olduğu araştırmalardan bir örnek
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3149680/
Görsel: Tim Mossholder/Unsplash