(1.Bayram İkramiyesi– 2.Bir Oy Bir Oydur ve 3.İki Oğlan Bir Kız adlı, daha önce Reportare’de yayımlanmış kısa oyunların devamı niteliğinde olan 3 bölümlük serinin ilkidir.)
(Müzik- Kamuran Akkor’dan “Bize Nazar Değdi” eşliğinde okunmalıdır.)
Hidayet- Tamam sen şimdi bi sakin ol. (Sekreter için masadaki düğmeye basar) Zerrin bize buraya iki soda getirebilir misin? (Düğmeyi bırakır) Sana da söyledim, bi soda iç kendine gelirsin.
Aybige- (Ağlamakta) Ben kendime gelemiyorum. Dizi mi bu? Manyak birilerinin yaptığı dizi gibi. Senin aşkındım ama şimdi katilinim. Yatağımızın boyu kadar mezarın oldu şimdi. Ne bu?
Hidayet- Yok canım abartma. Saçma sapan şeylere benzetme durumu şimdi. Hasip ne katil ne de birisiyle bir ilişkisi var.
Aybige- Satırı diyolar, satırı suç mahallinde bulundu diyolar. Parmak izi tabi var. Nasıl olucak? Görüştürmediler de. Ay içim daralıyor Hido ben ne yapıcam? Üç çocukla ben ne yapıcam.
Hidayet- Aybige aa. Dur, Şimdi başlama hemen felaket senaryolarına Hasip’in suçsuz olduğu anlaşılacakt… (Sekreter Zerrin elinde soda ve bardakların olduğu tepsiyle girer.)
Aybige- Dayanamıyom. Suçlu diyo herkes. (Kriz geçirerek ağlamaktadır. Zerrin hemen koşup koltuğun yanına oturur, ellerini tutar.)
Zerrin- Abla dur yapma Allaşkına.
Hidayet- Zerrin bir de su lütfen, sakinleştirici almadan olmayacak.
(Zerrin çıkar, Hidayet bir kutudan hap alıp Aybige’nin yanına oturur. Zerrin girer, ağlamaktan bitap düşmüş Aybige’ye hapı zorlanarak içirirler. Zerrin Aybige’nin yanına oturur, Aybige artık için için ağlamakta. Hidayet masasına geçer.)
Zerrin– Hasip Abi hiç öyle şey yapar mı abla? Sen bakma, insanlar konuşacak konu arıyorlar.
Hidayet– Bu kadını, rahmetliyi sen tanıyor muydun?
Aybige– Yolda görüyodum o kadar. Altı ay önce taşındılardı mahalleye zaten.
Hidayet– Hiç birimiz tanışmamışız yahu. Kadıncaaz çalışıyordu tabii akşamları geliyor evine.
Aybige– (Birden parlayarak) Kadıncaaz falan deme şuna Hidayet ya.
Hidayet– Aybige kadının ne suçu var? Ayrıca sen hakikaten inanıyor musun Hasip’in böyle bir ilişkisi olacağına? Bizim Hasip yahu. Sen delirdin kafayı mı yedin? Bırak bizim ailemiz olmasını mahalleliye sor, kime istersen sor, Hasip birini öldüremez. Yapamaz öyle bir şey. Hele bir de ilişkisi olacak da gizliden, sonra o kadını… Hey Allahım. Açıkça birilerinin komplosu. Zerrin sen söyle, az da olsa tanıyorsun Hasip’i.
Zerrin– Yok Hidayet Bey, Hasip Abi hayatta öyle bir şey yapmaz. Sadi abiye araba çarptığında dört gün ağlamış diyodunuz. Ben o gün gitmiştim kuşbaşı almaya dükkana da ikisini de en son o gün gördüm zaten, nası böyle kibar bi insandı Hasip Abi, nası içten. Olmaz öyle şey Aybige abla.
Aybige– Vallahi neye inanacağımı aşırdım. Dört gündür uyku uyumuyom. Ama onun satırının kadının yanıbaşında ne işi var o zaman? Ne işi var? Satır dükkanda olur, elalemin evinde bunun satırı. Kasabım ben diye satırla mı dolaşıyo? Polis de diyo ki her şey ortada. Avukat tutun diyo. Avukat tutacak paramız mı var?
Hasip– Ben o işi halledicem sen merak etme. Avukat arkadaşım var Fatih. O halleder. Böyle davalarda çok iyidir o. Sen şimdi artık panik yapma. Böyle davranırsan çocukların da psikolojisi aşırı bozulur. Şimdi güçlü olma zamanı. Hasip’i bu dertten kurtarıcaz. Senin kaç, neredeyse otuz yıllık kocan, çocuklarının babası, benim eniştem, mahallelinin Kasap Hasip Abisi, kendine gel. Biraz uyu. Uykusuzken düşünemezsin… Ne zaman görüştüreceklermiş? Ben de gelicem.
Aybige– Bir şey demiyolar, haber veririz biz size, Avukat bulun dediler işte. Ben bilmiyom anlamıyom ki bu işleri.
Hidayet– Böyle bi hakları var mı ki ya? Görüştürmüyolar… Neyse, hallederiz… Zerrin bu gün benim hastalar kaçta?
Zerrin– Elif Hanımlar vardı ama iptal etti onlar gelemeyecek. Bu gün başka hastanız yok Hidayet Bey.
Hidayet– Haydaa. Neden iptal etmişler? Geçen hafta yalvardılar, gün bulun bize diye, aile terapisi almazsak intihar edicem diyodu o kocası.
Zerrin– Tüp Bebek doktorları illa bu gün geleceksiniz demiş valla bilmiyorum Hidayet Bey. Doktora gitmemiz kesinlikle şart dedi.
Hidayet– Bak Aybige elalem yok aile terapisi yok tüp bebek bilmemne. Senin ne güzel bir evliliğin var, çocuklarınız üçü de maaşallah…
Aybige- Nazar geldi zaten. Billahi nazara geldik. Önce Batur, kız yüzünden okuldan atılıyodu zor tuttuk, gidip konuştuk hocalarıyla, sonra bunun abisi Hüseyin, geldi hanımını deşti ya senin burada.
Hidayet- Ya sorma ya, o ayrı bir travma hepimiz için. Ya ben nasıl tanımadım Hasip’in abisini, çok değişmiş, gerçi bir kere gördümdü.
Aybige- Sonra Zeynep burnumu yaptıracam diye tutturdu, yaptırma deyince bir de intihar etti bıçağı sapladı karnına… İşte o zaman deliriyodum, düzelene kadar 1 hafta hastanede uykusuz yanında yattım. Sonra Rasimim menenjit oldu, olacak şey mi? Bu sefer devamsızlıktan onu okuldan atacaz, para verirseniz atmayız dediler. Hadi bulup buluşturup onu kurtardık. İlaçtı, doktordu, bir de vicdansız okul yönetimine bi dolu para. Hasip zaten gözü kara çalışıyodu, bir de geceleri taksiye mi çıksam diyodu, şimdi de bu. Yeminlen nazara geldik.
Hidayet– Artık bilmiyorum nazar falan ama bunlar hayat işte. Başımızdan geçenlerin toplamına hayat diyoruz. Hep iyi şeyler olmayacak ya.
Aybige– İyi bir şey ne oldu ki? Ben doğduğumdan beri hep bi dertlerle uğraşıyom. Yetti valla artık, yeminlen ben kesecem bileklerimi.
Zerrin– Aa Aybiğe Abla yapma Alaaşkına.
Hidayet– Bir tane daha mı sakinleştirici versem sana?… Zerrin telefon mu kapı mı bu çalan? Bi şey çalıyo ısrarla içeride deminden beri.
Zerrin– Ay şimdi duydum kapı galiba, gidip bakayım ben. (Çıkar)
Hidayet– Aybige bak herkes de bilmesin neler yaşandığını. Çok yaygara yapmasan mı?
Aybige– Ayol sen nasıl Terapissin ya, ben mi yaygara yapıyom? Cinayet işledi diyolar, Kocam alınmış gözaltına, görüştürme yok, dedikodular almış yürümüş. Hem ben bu kadınla ilişkisi olduğuna inanıyorum.
Hidayet– Allah Allah. Neden? Bir şey mi gördün?
Aybige– Görmedim de, işte, benimle hiç, bir araya gelmiyodu. Yani işte anla. Olmuyodu. İki yıldır hiç yani. Bir kere bile, dönüyoduk kıçkıça uyuyoduk.
Hidayet– Bu yüzden mi ilişkisi olduğuna inanıyorsun? Bütün ilişkiler böyledir, hele de çocuktan sonra ilişki zora girer, sonra bir ara canlanır gene düşer gene canlanır, bunun için biraz canlandırma yapmak gerekir. Bu yüzden olduğunu sanmıyorum.
Aybige– I-ıh sırf bu yüzden değil.
Hidayet– Alla allaaah anlatsana yahu. Cımbızla laf alıyoruz. Yeminle terapiye gelen çiftler gibisin.
Aybige– Bir akşam… (Zerrin girer.)
Zerrin– Ay afedersiniz nişanlım gelmiş.
Hidayet– Oo hoşgelmiş. (Ufuk da girer. El sıkışırlar, Ufuk ayakta.)
Zerrin- Aybige abla, nişanlım Ufuk. Aybige abla da bizim patronun kuzeni. Hala kızı oluyo.
Ufuk- (Geçer öndeki koltuğa oturur, kafasında siyah güneş gözlükleri, sehpanın üzerine 33’lük parlak bir tespih, bir altın renkli çakmak ve gösterişli bir araba anahtarı atar.) Nasılsınız? Valla ben iyiyim. Erken çıktım bu gün Zerrin’i de alayım şöyle pahalı bir yere götüreyim bişeyler yedireyim dedim. Gelir misiniz siz de? Ha? Hidayet Abi?
Hidayet- Sağolasın Ufuk ama bizim biraz (Kafasıyla çaktırmadan Aybige’yi işaret eder.)
Ufuk– Ayıp ettim pardon (Aybige’ye döner) Abla siz de tabii, kuzensiniz madem ailedensiniz tabii. Aile çok önemli bizde. Büyüklerimizin dediği gibi Aile-avrat-silah. Bunlar için yaşanır, namus için ha? Hidayet Abi?
Hidayet– Önemli tabii aile önemli olmaz mı?
Ufuk– Ben mesela anlamıyorum bu işi, yanlış anlama tabii Hidayet abi ama yani aile terapisti ne demekmiş? Ailenin psikoljisi bozuluyor da çocukluğunu mu soruyosunuz? Olmaz öyle şey. Kadın, erkeğin bir adım ardındaysa psikoloji bozulmaz. Adam gibi aile olur işte. Ha? Hidayet Abi?
Hidayet– Yani… Şimdii, bana mı sordun? Yani soru mu bu?
Ufuk– Yoğoo soru sormadım ki? Ha? Hidayet Abi?
Hidayet- Ha? Hidayet Abi diyince…Tonlaman da sonu soru gibi böyle hıığ diye bitiyor ya. Hidayet Ağbiiğ? deyince.
Ufuk– Yok be ağbi? Ya işte insanlık bitmiş, insanlık ölmüş. Hop dedin mi doktora, hop dedin mi psikoloka. Otur konuş hallet, yook. Di mi? Ha? Hidayet Ağbi?
Hidayet- Neyse evet çıkabilirsin Zerrin, nasılsa hasta yok.
Zerrin– Tamam toplanıyım (Çıkar)
Ufuk– Arabayı değiştirdim Hidayet Ağbi.
Hidayet– Güle güle kullanın. Eskisi de yeni değil miydi?
Ufuk– Yeniydi de. İşte sıkıldım ondan. Mercedes Benz-S’di o. Gri. Sonra olaylar olaylar. Benden önceki sahibi bi kazaya mı ne karışmış. Ara sokakta gitmiş 70’le 80l’e bi yaşlıya çarpmış. Amca kaldırımın kenarında oturuyomuş zaten. Gel çarp demiş resmen de, neyse… Aranıyo senin araba diye haberler geldi bizim abilerden, hemen elden çıkardım. Şimdiki Mercedes AMG, adı biraz fena ehehe ama güzel, siyah bu. Ha? Hidayet Abi?
Zerrin (girer)- Hadi iyi akşamlar, Aybige abla çok üzülme ablacım. Her şey iyi olacak billahi bak. Yıpratma kendini. İyi akşamlar Hidayet Bey.
Hidayet– İyi akşamlar Zerrin. Hadi Ufuk, hayırlısıylan.
Ufuk– (Ayakta, rayban gözlüğünü takmış, elini sıkarken) İyi akşamlar öpsün sizi tavşanlar Ha? Hidayet Abi? Az gül yav, içini çürütmüş senin buraya gelen deliler, haydi kalın sağlıcakla. (Çıkarlar.)
Hidayet– İçmeyeceksen senin sodanı da içiyorum, bunun gazı kaçarsa içilmez bu.
Aybige– İç iç ben içmeyecem.
Hidayet– Çocuklar evde mi? Birine mi bıraktın?
Aybige– Evdeler. Kime bırakayım herkesin derdi kendine, bir de şimdi katil çocuğu diye bakıyolar evlatlarıma.
Hidayet– Yahu saçmalama. Hangi zamanda yaşıyo… Bi dakka ya Sadi abiye araba ne zaman çarpmıştı hatırlıyor musun?
Aybige– Yok.
Hidayet- 3 Ay olmadı mı? Ağustos sonuydu, okullar daha tatildeydi. Bu hıyardaydı o araba. Daha onu yeni almıştı. Onun havasını atıyordu buraya gelip. Gri araba çarptı diyolardı Sadi abiye.
Aybige- Öyledir.
Hidayet- Eski sahibi diyo da. Bu hıyar çarpmış olmasın Sadi Abiye?
(İkisinin de şoke olmuş yüzleri ile müzik yükselir. Devamı sonra????)